"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

İnce: “Spor kültürünü geliştirecek çalışmalar yapılmalı”

  • 31 Ekim 2022
ODTÜ Beden Eğitimi ve Spor Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Levent İnce Belediye Gazetesi’nin sorularını yanıtladı.

Spor, bir toplumun kültürel bileşenleri arasında yer alıyor. Türkiye’de spor kültürüne yüklenen anlamı, sosyolojik ve psikolojik etkilerine yönelik bakış açısını değerlendirir misiniz? Çok boyutlu bir olgu olan sporun başlıca işlevleri nelerdir?

MUSTAFA LEVENT İNCE:
Spor, toplumun önemli bir kültürel bileşeni. Yaşanan coğrafyanın niteliği, insanların yaşam biçimleri ve bunlara bağlı olarak gelişen özellikleri bir şekilde spor kültüründe yer buluyor. Soğuk iklimlerde kış sporlarının, mücadelenin yoğun olduğu yerlerde güreşin, okçuluğun ve biniciliğin, dayanıklılığın yaşamı sürdürmek için zorunluluk olduğu yerlerde dayanıklılık sporlarının öne çıkması buna örnek verilebilir.

Toplumlar, spordaki başarı üzerinden millî kahramanlar üretiyor. Spora kitlesel katılım, bireylerin ve toplumun iyi olma hâline, genel sağlığına katkıda bulunuyor. Bireyler spora yaparak spor kültürünün içinde kendine yer bulma, kendi bedenini tanıma, bedeninin nasıl çalıştığını anlama, karakterini geliştirme, diğer spor katılımcılarıyla bağ kurma, spor izleyicisi olarak da başarıyla kendini özdeşleştirme fırsatı buluyor.

Ülkemizde spor kültürünün yoğunlukla izleyici ve taraftar olarak bir grupla bütünleşme üzerinden şekillendiğini düşünüyorum. Bireyler, takımının veya takip ettiği sporcunun başarısıyla kazanma duygusunu tadıyor, başarısızlığında hüzünleniyor ve bu durumdan etkileniyor. İzleyicilerden sayıca daha az olan bir grup ise, spora fiilen genel sağlığını korumak ve zindeliğini geliştirmek için katılıyor. Bu gruptakiler, spora katılımın getirdiği fiziksel uygunluk, hareket becerisi ve karakter gelişimi, bağ kurma, psikolojik güçlenme gibi faydalardan en fazla yararlananlar.

Spor yapan grupta özel yetenekleri olan ve bunları yoğun emekle üst düzeye çıkaran bir grup da sporu meslek ediniyor. Bir başka grup ise, sporla doğrudan veya dolaylı ilgisi olan mesleklerde rol alarak spor kültürünün biçimlenmesine katkı sunuyor.                       

Sporun toplumsal değerlere, kültürel kalkınmaya, ekonomik gelişmeye ve sosyal etkileşime katkısı nedir? Günümüzde giderek endüstrileşen, dijital gelişmelerle farklılaşan spor, medya, ekonomi, siyaset, eğitim alanını nasıl etkiliyor?

MUSTAFA LEVENT İNCE:
Sporun, bireyleri belli bir etkinlik çevresinde bir araya getirme özelliği çok güçlü. Spor bu yönüyle toplumsal değerlerin aktarımı için önemli bir fırsat. Spor aracılığıyla bir amaç doğrultusunda birlik olma, birlikte çalışma ve başarma duygusunun geliştirilmesi, kurallara uyma, adil olma gibi özelliklerin pekiştirilmesi mümkün. Başka bir deyişle, spor, toplumsal değerlerin bireylere aktarımı için yaşamın oyunsallaştırıldığı önemli bir alan.

Her sporun tarihî gelişim süreci, kendine has kuralları, katılanlarda geliştirdiği özellikleri var. Farklı sporların ortaya çıkmasıyla gelişen spor kültürü toplumda hem genişliyor hem de derinleşiyor. Bu süreç, bireyin ve toplumun kültürel sermayesinin gelişmesine katkı sunuyor.   

Spor izleyiciliğinin ve spora katılımın artması, büyük bir ekonomi yarattı. Spor ekonomisinin, özellikle “sağlık için spora katılımın” tetiklediği spor ekonomisinin gelecekte daha da büyümesini bekliyorum. Bilimsel araştırmalar, fiziksel aktivitenin ve sporun, bireylerin ve toplumun fiziksel, sosyal, duygusal, zihinsel, hatta mesleki sağlığı için önemini güçlü bir şekilde ortaya koyuyor. Sporun çocukların ve gençlerin eğitiminde ne kadar önemli ve vazgeçilmez bir araç olduğunu zamanla daha iyi anladık. Bu durum, sporla ilgili mesleklerin gelişmesinin yanı sıra spor tesislerinin, spor organizasyonlarının, sporlara özgü araç gerecin, kıyafetlerin, beslenme desteklerinin gelişmesini de tetikliyor.

Sporun etki alanı genişledikçe, medyanın ve siyasetin bu alana ilgisi artıyor. Medya, spor endüstrisinin gelişmesinde ve küreselleşmesinde büyük bir rol oynuyor. Medya yakın zamana kadar ekonomik gerekçelerle veya medyayı kontrol edenlerin tercihleri nedeniyle sadece belli sporları öne çıkarıyordu. Gelişen iletişim teknolojileriyle düşük maliyetle küçük gruplara internet üzerinden yayın yapılabilmesi bu konuda devrim yarattı. Farklı sporlara ilgisi olan kişiler, artık kendi yaptıkları sporlarla ilgili her türlü bilgiye kolayca ulaşıp takip edebiliyor. Bilgi üretimine ve dağıtımına katkıda bulunabiliyor. Bu durum, sporda çeşitliliğin gelişmesine ve popüler sporlar dışındaki etkinlikleri takip etmek isteyen kişilerin istedikleri spora ulaşmasını kolaylaştırıyor.

Siyaset, sporu kendi mesajlarını topluma aktarmak için, giderek daha fazla oranda, bir araç olarak kullanıyor. Siyasetçiler, sporun, bireyin zindeliğine katkısını görerek gerçekçi eğitim, spor, şehircilik politikaları geliştirdiğinde bunun topluma geri dönüşü olumlu oluyor.                       
    
Dezavantajlı gruplar, özellikle çocuklar ve gençler açısından spor aktiviteleri, sporun ruhsal/bedensel açıdan faydalarına odaklanan eğitim çalışmaları, uygulamalar neden önemli? Türkiye’de, toplumun her kesimi için sporun içselleştirilmiş zihinsel ve bedensel alışkanlık olabilmesi amacıyla neler yapılmalı?

MUSTAFA LEVENT İNCE:
Spordaki deneyimler, yaşamın oyunsallaştırılmış bir modelidir. Birey spor yaparken beden-zihin ilişkisini daha iyi görür. Zihniyle bedenini yönetirken, bedeniyle de zihnini terbiye eder. Bu süreçte fiziksel özellikleri gelişir. Bedeninin çeşitli fiziksel etkinliklere nasıl tepki verdiğini anlar. Yaşamsal faaliyetlerinde ihtiyacı olan dayanıklılığı, kuvveti, esnekliği, hareket becerilerini bu yolla mükemmelleştirebilir.  Karşılaştığı veya karşılaşacağı hareket ya da etkinlikle ilgili problemleri çözmekle ilgili stratejiler geliştirir. Sosyalleşir, empati geliştirir. Rakibini değerlendirmesi, onu anlaması gerekir. Takım veya grup arkadaşlarıyla iletişim kurar. Spora özgü ritüellere uyarken, kültürel açıdan zenginleşir. Sosyal ve zihinsel olarak rahatlayabileceği, kendini gerçekleştirebileceği bir alan elde eder. Spor ortamı ve deneyimi, toplumsal yaşamda bireyin temel yaşam becerilerinin gelişmesine katkıda bulunur. En fazla yararı da dezavantajlı gruplar elde eder.

Spor kültürünün gelişmesinde okulun yeri çok önemli. Okulda verilen spor eğitiminin sadece belli birkaç sporun temel becerilerinin yüzeysel olarak sunulduğu bir içerikle değil, çocukların ve gençlerin bütüncül gelişimini destekleyecek, düzenli fiziksel aktiviteye ve spora katılımı geliştirecek, beden-zihin ilişkisinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak, fiziksel uygunluğun ve hareket becerilerinin gelişimini destekleyecek şekilde çocukların ve gençlerin yaş, gelişim düzeylerine uygun olarak sunulması gerekiyor. Okuldaki, beden eğitimindeki derslerde öğrenilenlerin okul dışındaki yaşamla bağı iyi kurulmalı. Çocuklar ve gençler, okulda öğrendiklerini okul dışına transfer edebilmeli ve kullanabilmeli.

Spor eğitiminde en önemli sorumluluk doğal olarak beden eğitimi ve spor öğretmenlerinde. Öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini bu anlamda geliştirmesi önemli. Öğretmenlerin sadece spora özel yeteneği olan çocukları değil, eğitim verdiği her öğrenciyi ihtiyaçları ve merakları doğrultusunda destekleyebilecek, yönlendirebilecek yetkinliği olmalı. Okullarda spor kültürü geliştirilmeli. Okuldaki diğer öğretmenler, yöneticiler ve çalışanlar da kendi sorumlulukları doğrultusunda bu kültürün gelişmesine katkıda bulunmalı.

Okul dışında ise, spor kültürünün gelişmesi için yerel yönetimlerin ve sporla ilgili kurumların sunduğu imkânların niteliği ve niceliği önemli. Spor imkânları ve tesisleri, toplumun her kesiminin kolayca ulaşabileceği, kullanabileceği şekilde tasarlanmalı ve hizmete sunulmalı.       
 
Türkiye’deki okullarda ve kurumlarda spor eğitimi ihtiyacı karşılıyor mu? Spor eğitimini ve aktivitelerini planlarken hangi unsurlar göz önünde bulundurulmalı?

MUSTAFA LEVENT İNCE:
Türkiye’deki spor eğitimi, ihtiyacı kısmen karşılıyor. Bunun nedenlerinden biri, spor eğitimiyle ilgili bilimsel bilgi birikimine eğitimle ilgili paydaşların önemli bir bölümünün yeterince hâkim olmaması. Bu konuda önemli bir liyakat sorunumuz var. İlginç bir şekilde bilimsel dayanağı şüpheli fakat kulağa hoş gelen bilgiler, eğiticiler tarafından hızlı bir şekilde kabul edilerek uygulanmaya çalışılırken, bilimsel temeli olan ancak anlaşılması ve uygulaması biraz daha zaman, kapsamlı planlama ve gözlem gerektiren uygulamalardan uzak durma söz konusu. Bunun biraz da okullarda verilen spor eğitiminin çıktılarının izlenmemesiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Öğretmenler, spor dersi alan her öğrencinin amaçlar doğrultusunda gelişimini izlemeli. İhtiyaçları ve gelişim sürecini öğrencisiyle birlikte incelemeli, eğitim planını birlikte yapmalı.

Bir diğer mesele, spor eğitiminin özel yetenekle ilişkilendirilmesi. Okullarda alınan temel eğitimin özel yetenekle ilişkilendirilmesi, sadece özel yeteneği olanların spor eğitimiyle buluşturulmasına ilişkin bakış açısı yanlıştır. Okuldaki eğitim her öğrencinin spor okuryazarlığıyla ilgili ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Sporu meslek olarak seçme potansiyeli olan özel yetenekli çocukların ve gençlerin ihtiyaçları ise, daha ileri eğitim içeren seçmeli derslerle veya okul dışı etkinliklerle karşılanmalıdır.

Okulların spor imkânları da üzerinde durulması gereken diğer bir konudur. Her okula, temel etkinlikleri için spor imkânları sağlanmalıdır.

Spor hizmetlerini çeşitlendirmek, bölgesel çapta sporu teşvik etmek, spor tesisleri ve alanları oluşturmak için yerel yönetimlerin alacağı inisiyatifler nelerdir?

MUSTAFA LEVENT İNCE:
Spor kültürünün geliştirilmesinde yerel yönetimlerin çok önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. Yerel yönetimler öncelikle kendi bölgelerinde yaşayan her yaş grubundaki bireyin genel sağlık ve zindelik ihtiyaçlarını düzenli olarak incelemeli, spor hizmetlerini ve tesisleri buna göre yapılandırmalı. Sağlığa yönelik fiziksel uygunluğu geliştirecek imkânlara öncelik vermeliler. Ayrıca çocukların ve gençlerin yaş, cinsiyet ve gelişim özelliklerini, tercih ettikleri sporları da gözden geçirerek mümkün olduğunca farklı fiziksel etkinliğe katılıma uygun spor tesisleri kurmalılar. Bu imkânlar, nitelikli insan kaynağıyla desteklenmeli. Tesisler, bölgedeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin kullanımı için sürekli açık olmalı. Beden eğitimi öğretmenleri, bu tesislerde çalışan antrenörlerle iletişim kurmalı. Özel yetenekli çocuklar ve gençler için kulüpler üzerinden planlama yapılmalı.  

Prof. Dr. MUSTAFA LEVENT İNCE

ODTÜ Beden Eğitimi ve Spor Bölümü’nü bitirdi. Yüksek lisansını ODTÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı’nda, doktorasını ODTÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı’nda tamamladı. Çalışma ve araştırma alanları, sporcu eğitimi, antrenörlerin mesleki gelişimi ve öğretim tasarımıdır. SCI, SSCI VE AHCI indekslerine giren yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır.


Önerilen Haberler