YÜKLENİYOR
Dünyadan yerel yönetimlerin insani gelişme ve sürdürülebilir kalkınma politakarına ilişkin örnekleri derledik.
TORONTO, KANADA
https://curiocity.com/toronto-was-just-ranked-the-2nd-safest-city-in-the-world/
Toronto, The Economist’in 2021 yılı için hazırladığı Güvenli Şehirler Endeksi’nde üst sıralarda yer aldı, dünya genelindeki 60 büyük kent arasında ikinci sıraya yerleşti. Economist Intelligence Unit (Ekonomist İstihbarat Birimi) tarafından her yıl yayımlanan rapor, kentleri çeşitli faktörlere göre analiz ediyor. The Economist, bu yılki raporun dijital ve kişisel güvenlik, sağlık, altyapı ve çevre güvenliği olmak üzere beş alana, 76 alt göstergeye dayandığını belirtiyor. Toronto, 2021 sıralamasına dahil edilen Kanada’daki tek kent oldu. Rapor, pandeminin, insanlar kentlerde yaşamaya başladığından bu yana insanlığı vuran ilk küresel salgın olması nedeniyle, güvenlik önceliklerini değiştirdiğini açıklıyor. Sağlık güvenliği her zamankinden daha fazla önemseniyor. Evden çalışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte dijital güvenlik de yeni dönemde önem kazanıyor. Toronto, çevre ve altyapı güvenliğinde 2. ve 4. sırada yer aldığı için küresel lider konumunda. Yıllar içinde sıralamada yükselen Toronto, 2015’te 18., 2017’de 4. ve 2019’da 6. sırada yer aldı. Bu raporda en üst sıralarda yer alan kentlerin hepsinin iki ortak noktası var: Daha yüksek gelir ve şeffaflık. daha yüksek gelir, kentin, güvenliği artırmaya yönelik girişimleri finanse etmesine yardımcı oluyor, “Temiz yönetim, bir kentin güvenli olması için temel bir gerekliliktir,” deniyor.
STOCKHOLM, İSVEÇ
https://nordsip.com/2020/02/25/environmentalist-stockholm-makes-cities-index-top-30/
Stockholm, çevreci kimliği sayesinde Schroders’in Küresel Şehirler Endeksi’nde ilk 30’a girmeyi başardı. British Asset Management (İngiliz Varlık Yönetimi) tarafından hazırlanan endeks, küresel gayrimenkul yatırımları için ekonomik açıdan en güçlü kentleri üç boyuta göre sıralıyor. Stockholm, ilk kez çevresel bir ölçüt içeren endeks metodolojisinin revize edilmesi nedeniyle endekse eklendi. Çevresel etki puanı, hangi kentlerin en düşük çevresel risklere sahip olduğunu ölçüyor. Daha önce toplam endeks sadece ekonomik etki puanıyla üniversite etki puanını içeriyordu. Schroders Küresel Gayrimenkul Değerler Eş Başkanı Tom Walker, “Stockholm, Schroders Küresel Şehirler Endeksi’nde ilk 30’a giren ilk İskandinav kenti oldu. Bunun nedeni, kentin güçlü ekonomisi ve çevresel etkileri azaltma konusundaki kararlılığıdır,” dedi. Walker, Stockholm’ün 2040 yılına kadar dünyanın ilk iklim pozitif kenti olma hedefinin altını çiziyor. Schroders sıralamasını etkileyen bir başka girişim de kentin birçok veri merkezi tarafından üretilen ısı gibi enerji atıklarını evleri ve işyerlerini ısıtmak için kullanması oldu. Bu girişim, enerji, altyapı ve ulaşım alanlarında 12 akıllı kent çözümünü entegre etmek ve göstermek için kentleri, endüstriyi bir araya getiren “GrowSmarter” projesinin bir parçası olarak finanse edilen bir ısı pompası tesisi tarafından sağlandı. Walker, “Stockholm, fiziksel risklerin ve refah risklerinin düşük olma olasılığı açısından şanslı. İsveç hükümeti tarafından belirlenen çeşitli ulusal hedeflerden politika için güçlü bir puan alacağı açıktır,” dedi. Stockholm, Küresel Şehirler Endeksi’ne göre 2019 yılında 17 basamak birden yükseldi, geçtiğimiz kasım ayında Barselona’da düzenlenen Smart City Expo Dünya Kongresi’nde “yenilikçilik, açıklık ve bağlanabilirlik” alanlarında Akıllı Şehir 2019 Ödülü’ne layık görüldü.
LONDRA, İNGİLTERE
https://www.schroders.com/en/global/media-relations/media-centre/london-retains-its-crown-in-the-schroders-global-cities-index-2022/
Londra, Schroders Küresel Şehirler Endeksi’nde üst üste iki yıl zirvedeki yerini korudu. Birleşik Krallık’ın başkenti, bir dizi alanda yüksek puan aldı ve inovasyon konusunda küresel benzerleri arasında birinciliğe yerleşti. Londra’nın dünya standartlarındaki üniversiteleri ve kapsamlı toplu taşıma ağı da bu başarıyı destekledi.
Schroders Küresel Şehirler Endeksi, dört ölçüt (ekonomik, çevresel, inovasyon ve ulaşım) kullanarak en iyi küresel kentleri belirliyor. Endeks, ekonomik dinamizm, dünya standartlarında üniversiteler, ileri görüşlü çevre politikaları ve mükemmel ulaşım altyapısı kombinasyonuna sahip olan kentleri sıralıyor. Bu faktörler, yüksek maaşlı çalışanları çekmeye ve ekonomik büyümeyi desteklemeye yardımcı oluyor. Özellikle üniversiteler, yüksek nitelikli mezunlar daha fazla para kazandığı ve daha yüksek oranda vergi geliri sağladığı için bir şehrin gelecekteki refahının ayrılmaz parçası olarak kabul ediliyor.
Singapur, bu yılki Akıllı Şehir Endeksi’ne göre üçüncü kez dünyanın en akıllı kenti oldu. Institute of Management Development ve Singapur Teknoloji ve Tasarım Üniversitesi tarafından yayımlanan endeks, 118 kenti ne kadar “akıllı” olduklarına göre sıralıyor. Akıllı kent, kentleşmenin faydalarını artırmak ve eksikliklerini azaltmak için teknolojiyi uygulayan kentsel bir ortam. Akıllı Şehir Endeksi, teknolojinin hayatlarını nasıl iyileştirdiğine dair kent sakinlerinin görüşlerini dikkate alıyor. Geçtiğimiz temmuz ayında her kentten yaklaşık 120 vatandaşla anket yapıldı.
IMD Akıllı Şehir Gözlemevi Başkanı Dr. Bruno Lanvin, The Straits Times’a verdiği demeçte, Singapur’un başarısının hem kent hem de ulusal düzeyde e-devlet hizmetlerinde, eğitim ve insan merkezli kentsel stratejilerde izlediği politikalardan kaynaklandığını belirtti. Dr. Lanvin, Singapur’un “Sars” krizinden geçtiğini ve Covid-19 salgınına, dünyadaki diğer kentlere kıyasla, daha hazırlıklı olduğunu belirtti, “Daha yüksek sosyal uyum derecesi ve virüsün nasıl dolaştığının yakından izlenmesine olanak tanıyan dijital uygulamaların varlığı da bir faktördü,” dedi. Ancak bulgulardan, pandeminin Singapur’daki anket katılımcılarını nasıl etkilediği sonucunu çıkarmak için henüz erken olduğunu da ifade etti.
Bu yılki sıralama, her kentin toplam puanı, ankete katılan vatandaşların yanıtları kullanılarak hesaplandı, son yanıtlara ağırlık verildi. IMD Dünya Rekabetçilik Merkezi’nin baş ekonomisti ve operasyon müdürü Christos Cabolis, bu yöntemin değişkenliği azaltmaya yardımcı olduğunu söyledi. Christos Cabolis, “Ayrıca, bir kentin sakinlerinin örneklendiği iki zaman arasındaki dönem için ‘ortalama’ alınmasına da yardımcı oluyor,” dedi. Sıralamada, sağlık, eğitim ve yaşam standartları temelinde ülkeleri sıralayan BM Kalkınma Endeksi’nden alınan ekonomik ve sosyal veriler de dikkate alınıyor. Bu yılki Akıllı Şehir Endeksi’nin araştırmacı ekibinin ulaştığı bulgular, uygun fiyatlı konuta erişim konusunda dünya çapında endişe yaşandığını gösterdi. Ancak daha iyi hava kalitesi ve sağlık hizmetlerine erişim, Covid-19 pandemisinin ortaya çıkmasından bu yana dünya çapındaki kentlerin önceliği oldu.
İSVİÇRE
The Economist’in yıllık raporuna göre dünyanın yaşanabilecek en iyi üçüncü ve altıncı kentleri, Zürih ve Cenevre. Economist Intelligence Unit’in (Ekonomist İstihbarat Birimi) son sıralamasında Zürih, 2021’deki benzer bir araştırmaya kıyasla yedinci sıradan -Kanada’nın Calgary kentiyle paylaşarak- üçüncü sıraya yükseldi. Cenevre ise, iki basamak yükseldi, sekizinci sıradan altıncı sıraya çıktı. EIU endeksi, 172 kentteki (önceki yıl 140) yaşam koşullarını 30’dan fazla faktöre göre değerlendiriyor. Bu faktörler beş kategoride toplanıyor: İstikrar, sağlık hizmetleri, kültür ve çevre, eğitim ve altyapı. Zürih ve Cenevre, sağlık hizmetleri alanında en yüksek puanları aldı. Ayrıca her iki kent de istikrar ve altyapı açısından üst sıralarda yer aldı. En zengin ülkelerin orta büyüklükteki kentleri ankette iyi bir performans sergileme eğiliminde. The Economist, ilk on kentin, pandemi kısıtlamalarının az olduğu kentler arasında yer aldığını belirtti. Çünkü okullar, mağazalar, restoranlar ve müzeler yeniden açıldı, pandemi kaynaklı hastaneye yatışlar azaldı. Bu, sağlık kaynakları ve hizmetleri üzerindeki baskıyı azalttı.
BERLİN, ALMANYA
https://www.refire-online.com/markets/berlin-takes-one-of-the-top-spots-in-savills’-resilient-citi/
Berlin, Savills’in bu ay yayımladığı Dayanıklı Şehirler Endeksi 2022’de 7 basamak yükseldi, 7. sıraya yerleşti, Londra (2.) ve Paris (11.) ile birlikte ilk 20’de yer alan üç Avrupa kentinden biri oldu. Savills Almanya Araştırma Müdürü Matthias Pink, “Berlin, Alman şirketleri ve uluslararası şirketler için bir mıknatıs olduğunu kanıtlamaya devam ediyor,” dedi. Şirketlerin inovasyon dinamiklerinden ve geniş yetenek havuzundan faydalanmak isteyenler Berlin’e yerleşiyor. Berlin’e yönelik ilgi azalmıyor. The Grounds Real Estate Development AG (The Grounds Gayrimenkul Geliştirme Şirketi), Berlin’in güneyindeki Blankenfelde’de geliştirilecek bir projenin %51’lik hissesini, projede ortak girişim ortağı olacak Deutsche Habitat GmbH’den satın aldığını duyurdu. 32.000 metrekarelik üç katlı 186 konut birimi inşa etmek için yaklaşık 100 milyon avroluk yatırım yapılacak. İnşaatın, 2022 yılının dördüncü çeyreğinde başlaması ve 2024 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması planlanıyor. The Grounds Genel Müdürü Arndt Krienen, “Berlin, Brandenburg Havaalanı’na yakınlığı, ulaşım bağlantıları, mevcut altyapı ve inşaat arsasının satın alınması lehine konuşuyor. Satın alma süreci, büyümemiz için önemli bir kilometre taşıdır. Yılın başında Erkner’de gerçekleştirdiğimiz 34 yarı müstakil konut satışının ardından Berlin’in çevresindeki cazip bölgelerde konut projeleri geliştirme stratejimizi sorunsuz bir şekilde sürdürüyoruz,” dedi.