YÜKLENİYOR
SODEMSEN İdari ve Mali İşler Müdürü Ata Alkan enflasyon ve faiz üzerine düşünceleri yazdı.
“Faiz neden, enflasyon sonuç” önermesi ülkemiz için yeni bir model gibi
sunulsa da, yakın tarihte denenmiş, ülkemize ağır bedeller ödetmiştir.
1994 kriziyle yaşadığımız, yanlışlığını yaşayarak öğrendiğimiz bu teze
yeni ve kurtarıcı model olarak sahip çıkan ülke ve ekonomi yöneticileri,
sözde yeni ekonomik modeli şöyle açıkladılar: “Faiz düşünce kur
yükselir, kur yükselince ithalat azalır, ihracat artar. Ayrıca kur
yükselişine bağlı olarak ithalat pahalı olacağı için yerli üretim onun
yerini alır, cari açık, cari fazlaya dönüşür. Yerli üretim, ithal
ürünlerin yerini almaya başlayınca da enflasyon düşer.”
İşin
uzmanlarının tüm uyarılarına rağmen Merkez Bankası bu düşünceyle
politika faizini %19’dan önce %18’e, sonra adım adım %14’e düşürdü.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.
Merkez Bankası politika faizinin
düşürülmesi, tahvil faizlerinin düşmesinden ziyade ciddi oranda
yükselmesine neden oldu. Merkez Bankası, bankalara %14 faizle borç
verirken, bankalar da aldıkları parayı %24 faizle Hazine’ye borç verdi.
Hâl böyleyken, piyasa faizi %24’e ulaştı.
Öte yandan, faiz
düşünce, geçmişte olduğu gibi, kurlar fırladı. Merkez Bankası, yanlış
faiz politikası sonucunda milyarlarca doları piyasaya satarak kuru
tutmaya çalışırken, rezervler faiz indirimi hamlesini haklı göstermek
için bu yanlış politika uğrunda harcandı. Merkez Bankası verilerine
göre, Eylül-Aralık 2021 döneminde faiz indiriminin doğru bir eylem
olduğunu kanıtlamaya çalışmanın bedeli, yaklaşık 18 milyar dolar oldu.
Diğer bir deyişle, net rezerv bu üç ayda 18 milyar dolar eridi.
Faiz
indirimlerinin ardından kurlardaki ciddi sıçramalar, enflasyonu gün
yüzüne çıkardı. Kurlardaki büyük artış öncelikle ithal girdi
maliyetlerini artırdı. Akabinde ürünlerin satış fiyatları yükseldi ve
yüksek enflasyona neden oldu. Ülke risk primi, CDS* 509’a yükseldi. Ne
yazık ki ülkemiz, dünyanın en riskli üç ülkesinden biri oldu.
Bu
yaşananlar, faizin enflasyonun nedeni olduğunu bir kez daha gösterdi.
Yani kur yükselirse, enflasyon artar, risk yükselir. Risk yükselirse,
kur tekrar artar, bu durum enflasyonu tetikler. Yaşayarak ve ağır
bedeller ödeyerek gördük ki, “faiz neden, enflasyon sonuç” tezi
yanlıştır.
Bir sorunun çözümü için öncelikle sorun doğru
tanımlamalıdır. Soruna yol açan nedenler belirlenmelidir. Ardından,
nedenleri ortadan kaldırmaya çalışmak gerekir. Bu yaklaşımla enflasyonu
düşürmek istiyorsak, riski azaltmamız gerekmektedir. Riski azaltmanın
yolu, ülke yönetiminin ve tüm idarenin yeniden liyakatli kadrolar
tarafından yönetilmesini sağlayacak erken seçimden geçmektedir.
*Bir çeşit sigorta primi şeklinde kabul edilebilecek olan CDS primi değerliliğinde 300 baz puan, aşırı risk olarak kabul edilmektedir.