YÜKLENİYOR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Belediye Gazetesi’nin sorularını yanıtladı.
Belediyenizin çocuklara yönelik hizmetlerinden bahseder misiniz? Belediyeniz bünyesinde “Çocuk Merkezi”, “Çocuk Meclisi” gibi mekanizmalar oluşturdunuz mu?
TUNÇ SOYER: Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin kılavuzluğunda hizmet veren Çocuk Belediyesi Şube Müdürlüğü’nün temel hedeflerinden biri olan Çocuk Belediyesi’nin yapısı, çocuk katılımını ve çocuk dostu kent anlayışının hayata geçirilmesini destekliyor. Demokrasiyi geliştirmek amacıyla çocukların düşüncelerini açıkça söyleyebilmesine, çözüm üretebilmesine ve karar alma mekanizmalarına dahil olmasına olanak sağlıyor. Bu yapının, çocuk haklarını gözeten, çocukların yönetime doğrudan katılmalarını sağlayan, çocuk odaklı bir sistem olması hedefleniyor.
Çocuk bakımı, okul öncesi eğitim, rehberlik, psiko-sosyal destek, serbest zaman merkezi ve faaliyetleri kapsamında hangi hizmetleri hayata geçirdiniz? Sivil toplum kuruluşlarıyla, çocuk dernekleriyle ve ailelerle işbirliği yapıyor musunuz?
TUNÇ SOYER: Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı, Çocuk Belediyesi Şube Müdürlüğü’ne bağlı Seferihisar Çocuk Belediyesi’ne kayıtlı 560 öğrenci var. 350 öğrenci aktif olarak atölyelere katılıyor. Atölyeler, okul öncesi ve okul dönemi olmak üzere iki kategoride açıldı. Okul öncesi dönem için resim, oyuncak yapımı, oyunlarla müzik, sessiz şarkılar, hayal et-tasarla, satranç, akıl oyunları, jimnastik atölyeleri; okul döneminde ise, işaret dili, resim, çocuk korosu, hızlı okuma, akıl ve zekâ oyunları, halk oyunları, kukla yapımı, piyano, çello, keman, heykel, antropoloji, makrome, jimnastik olmak üzere toplam 21 atölye bulunuyor. 2-4 yaş arasındaki çocuk grupları için oyun, hobi ve aile atölyeleri düzenleniyor. Çocuk Belediyesi’nde yetişkin gözetiminde haftada bir gün yönetim kurulu toplantısı, taleplerin, projelerin ve ihtiyaçların değerlendirildiği planlama çalışmaları yapılıyor. Planlama çalışmaları, ilçe belediyeleriyle ortak yürütülüyor. Çocuk Belediyesi, ayrım gözetmeksizin kentli tüm çocukların katılımını amaçlıyor. Çocuk merkezli atölye çalışmaları ve eğitmenlere yönelik eğitimler düzenleniyor, psiko-sosyal destek hizmeti veriliyor. Çocuk Belediyesi’nin İzmir’in 30 ilçesinde hayata geçirilmesi planlanıyor, bu kapsamda ilçe belediyeleriyle işbirliği yapılıyor. Sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerle ve çocuk odaklı kurumlarla birlikte saha çalışmaları, bilimsel çalışmalar ve materyal geliştirme çalışmaları yapılıyor.
Çocukların ihtiyaçları, beklentileri, oyun ve gelişim hakları doğrultusunda çocuk dostu kent oluşturmak amacıyla projeleriniz var mı? Çocuk dostu kentsel alan, mekân, sokak ve oyun alanı tasarımını nasıl yapıyorsunuz?
TUNÇ SOYER: “Çocuk dostu kent” çalışmalarında çözüm ortağımız, çocuklar. “Çocuk Belediye Başkanı” ve “Meclis Kurulu” üyeleri seçim yöntemiyle belirleniyor, haftalık toplantılarda kent sorunları tartışılıyor, çocukların gözlemleri, raporları ve talepleri doğrultusunda çocuk katılımını esas alarak yapılan projeler çocuklar tarafından belediyenin ilgili müdürlükleriyle paylaşılıyor. Çocukların gözüyle kentsel tasarım çalışmaları yapılıyor. Ekoloji, tarım, çocuk dostu ulaşım ve geri dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi hedefleniyor.
Yerel yönetimlerde çocuklara yönelik hizmetlerin çeşitliliğini, güvenirliğini ve kalitesini artırmak için yapılan çalışmalar, bütçe ve mevzuat yeterli mi?
TUNÇ SOYER: Çocuk Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin 18.06.2021 tarihindeki oturumunda alınan kararla Sosyal Projeler Daire Başkanlığı’na bağlı bir müdürlük yapıldı. Çocuk Belediyesi’nin kendine ait bütçesi var. Çocuk politikasının geliştirilmesiyle oluşturulacak mevzuat, çocukların yararına bir işleyişe sahip olması bağlamında önemli.
Çocuk haklarını korumak, çocukların maruz kaldığı şiddeti ve istismarı önlemek, çocuk yoksulluğunun etkilerini azaltmak, çocukları merkeze alan sosyal politikalar geliştirmek için yerel yönetimlerin alacağı inisiyatifler nelerdir?
TUNÇ SOYER: Yerel yönetimlerin alacağı inisiyatifler arasında çocuk politikasının oluşturulması, bu politikanın kentin yapısına ve çocukların ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi, risk altındaki çocukların tespit ve takip edilmesi, çocuklara yönelik çalışmaların denetlenmesi ve geliştirilmesi yer alıyor. “Çocuğun korunması ve güçlenmesi ailede başlar” prensibi, çocuk ihmalini ve istismarını önleme çalışmalarının aile ve toplum eğitimleriyle başlatılmasını gerekli kılıyor. Çocukların eğitim kurumlarında geçirdiği zaman göz önünde tutulduğunda eğitimcilerin aldığı eğitimler de önem kazanıyor. Bu kapsamda Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin öğretilmesi, çocuğun bedenine ilişkin söz hakkı doğrultusunda sınıf içi eğitim çalışmalarının yapılması, çocuğun kendini koruması ve olumsuz durumları bildirme yeteneğini hayata geçirmesi açısından önemli.