YÜKLENİYOR
CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın Belediye Gazetesi’ne fikirlerini paylaştı.
Sizi tanıyabilir miyiz? Siyasete giriş nedeniniz neydi?
ERKAN AYDIN: 1974 yılında doğdum. 1992 yılında Samsun Anadolu Lisesi’ni, 1997 yılında Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirdim. 25 yıllık eczacıyım. Evliyim. Eşim Nadire Aydın yüksek mimar. Elis ve Arda adına iki çocuğum var. Yıllarca sivil toplum kuruluşlarında, odalarda ve derneklerde görev aldım. Siyasete giriş amacım, yaşadığım yeri ve ülkemi olumlu anlamda değiştirmek. Yaşananlara seyirci kalmadan çorbada tuzum olmasını istiyorum. Dünyanın ve ülkemizin daha yaşanabilir bir yer olmasında, demokrasinin, adaletin, insan haklarının yüksek standartlara ulaşmasında katkımın ve emeğimin olmasını amaçlıyorum.
Türkiye’deki ekonomik krizin derinleşmesi, toplumsal sınıflar arasındaki gelir adaletsizliğini artıyor, derin yoksulluğu daha da görünür kılıyor. Sosyal eşitsizliğe yol açan bu durumu ortadan kaldırmak için geliştirilecek sosyal ve ekonomik politikaların kapsamı sizce nasıl olmalı?
ERKAN AYDIN: Pandemiyle birlikte hem Türkiye’de hem dünyada “sosyal devlet” kavramı daha fazla tartışılmaya başladı. Türkiye’de son yıllarda gelir adaletsizliği gözle görülür şekilde arttı. Toplumsal katmanlar arasındaki fark daha da derinleşti. Açlık ve yoksulluk sınırlarını baz alırsak orta sınıf kayboldu. “Orta sınıf” olarak adlandırılan gelir grubu da artık yoksulların arasında. İktidarın ekonomik ve sosyal politikaları ülkeyi gün geçtikçe yoksullaştırıyor. Böyle giderse birkaç yıl sonra tarla ekecek çiftçi bulamayacağız. Çünkü tarımdan sanayiye, sağlıktan ulaşıma kadar her alandaki dışa bağımlılık gelecek nesilleri de tehdit ediyor. Öncelikle tek adam rejimini terk etmemiz gerekiyor. Liyakat sahibi olmayan kadroların yerine uzman kadroların göreve gelmesi gerekiyor. Kısa, orta ve uzun vadeli tedbirlerle vatandaşların yaşam seviyesini yükseltecek sosyo-ekonomik programın uygulanması ve sosyal devlet anlayışının yeniden tesis edilmesi gerekiyor. Alt başlıklar, partimizin programında olduğu gibi, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarında sık sık yer alıyor. Şöyle özetleyeyim: Toplumun küçük bir kesimi “Alice Harikalar Diyarında” masalı gibi yaşarken, büyük kesimi Victor Hugo’nun “Sefiller” romanındaki gibi yaşam sürüyor.
Türkiye nüfusu yaşlanıyor. Dezavantajlı gruplar arasında yer alan, ayrımcılığa, şiddete, hak ihlaline, yoksulluğa maruz kalan 65 yaş ve üstü bireylere yönelik hizmetlerin (sosyal, ekonomik, sağlık) etkin, sürdürülebilir ve erişilebilir olması için sizce neler yapılmalı?
ERKAN AYDIN: Yaşlılık hizmetlerine ilişkin sosyal politikalar genel itibarıyla sosyal güvenlik odaklı şekillenmiştir. Sosyal güvenlik uygulamaları, sosyal sigortalar, sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar olmak üzere üç ana başlıktan oluşmaktadır. Sosyal devlet olmanın bir gereği olarak yaşlı bireylerin refahını sağlamaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Yaşlılık dönemindeki gelir kayıplarına karşı gelir getirici işlere yönelik istihdam ve çalışma koşullarının planlanması, bakım ve sağlık sigortalarının geliştirilmesi gerekmektedir. Erken yaşta emekliliğe ayrılma, kamu sektöründe azami yaş sınırlamasına gidilmesi, özel sektörde yaşlı bireylerin istihdamına yönelik olumsuz tutumlar, yaşlıların işgücü piyasasında tutulmasına engel olmaktadır. Bu bağlamda yaşlılar kayıtdışı çalışmaya yönelmektedir. Bir eczacı olarak şunu söyleyebilirim: Yaşlılıkla birlikte ilaç kullanımının ve sağlık sorunlarının artması, işgücü piyasasının dışında kalmaya bağlı olarak yaşanan gelir kayıpları, kamusal harcamaları artırmaktadır. Önleyici sağlık sisteminin geliştirilmesi ve yaşlı bireylere istihdam olanaklarının sağlanması, uzun vadede kamusal harcamaların azaltılmasını sağlayacaktır.