"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Arabuluculuk

  • 9 Mayıs 2022
SODEMSEN Toplu İş Sözleşmesi Avukatı Harika Ecem Değirmenci “Arabuluculuk” üzerine Belediye Gazetesi’ne yazdı.

The Center for Effective Dispute Resolution’ın (CEDR) tanımıyla arabuluculuk, tarafsız bir arabulucunun anlaşmazlığın ya da farklılığın müzakere edilip anlaşmaya varılması konusunda tarafları aktif olarak desteklediği, tarafların uyuşmazlık konusundaki kararlarını ve anlaşma hususlarını taraflarla birlikte kontrol ettiği, gizlilik içinde yürütülen esnek bir süreçtir. Arabuluculuk Kanunu’nun 22 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe girmesinden bu yana Türkiye’de yaygın olarak kullanılan bu yöntem için kanunun yürürlüğe girmesinden önce herhangi bir düzenleme yoktu. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bazı maddelerinde hâkimin tarafları arabuluculuğa başvurmaları için teşvik edeceğine ilişkin hükümler olsa da, prosedürün nasıl uygulanacağına ilişkin düzenlemeler söz konusu değildi. Arabuluculuk Kanunu’yla yapılan düzenlemeler neticesinde kişilerin ve kurumların arabulucuktan ne gibi beklentileri olması gerektiği de belirlenmiştir.

Kişilerin serbestçe tasarruf edebileceği konularda arabuluculuğa başvurulabilir. Dolayısıyla aile içi şiddet, ceza hukuku vb. konular arabuluculuğun konusu olamaz. Arabulucular, arabuluculuk faaliyetini yürüten ve bakanlık tarafından düzenlenen arabulucular siciline kaydedilen gerçek kişilerdir. Arabuluculukta taraf iradesi (irade serbestisi ilkesi) ve gizlilik ilkesi esastır. Nitekim gizliliğin ihlal edildiği hâllerde bir kişinin zarar görmesine sebep olan kişi altı aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Kanun aynı zamanda tarafların arabuluculuğun her aşamasında eşit haklara sahip olmasını da sağlamıştır.

Kanun, arabuluculuk sürecinde ifşa edilen belgelerin ve beyanın arabuluculuğun konusu olsun veya olmasın tahkim veya dava yolunda kullanılmasını yasaklamıştır. Bu belgeler ve beyan herhangi bir mahkeme ya da heyet tarafından talep edilemeyeceği gibi, mahkemeye sunulduğu takdirde mahkeme ya da heyet tarafından dikkate alınamaz. Belgeler ve beyan ancak kanunun gerektirdiği hâllerde ya da anlaşmanın uygulanması aşamasında kullanılabilir.
Arabulucu, arabuluculuk sürecini tarafsızlıkla, kendisinden beklenen özeni göstererek, tarafsızlığına şüphe düşürecek hususları taraflara açıklayarak, arabuluculuğun temel ilkelerini, aşamalarını ve sonuçlarını anlatarak yönetir.

Taraflar, dava ya da tahkim sürecinde arabulucuya başvurmakta serbest oldukları gibi, dava ve tahkim devam ederken arabulucuya başvurabilirler. Zaten mahkemelerden beklenen, uyuşmazlığı arabuluculuk yoluyla çözmesi için tarafları teşvik etmesidir.

Arabulucular, aksi kararlaştırılmadığı sürece taraflarca seçilir. Kanunun kesin emir niteliğindeki hükümlerine aykırı olmadığı sürece taraflar bağlı kalınacak prosedüre göre anlaşmazlık konusunda çözüme ulaşır. Taraflar arasında bir anlaşma olmaması hâlinde arabulucu, anlaşmazlığın niteliği, tarafların istekleri ve anlaşmazlığın uygun bir şekilde çözülmesiyle ilgili arabuluculuk prosedürünü belirlemektedir.

Arabuluculuk sonucunda bir anlaşmaya varıldığı takdirde anlaşmanın kesin mahkeme ilamı gücünde belge niteliğini kazanması ve icra edilebilmesi için arabulucunun görev yaptığı yer Sulh Hukuk Mahkemesi’nden, özel hukuk davasının görülmesi sırasında anlaşmaya varılmışsa davanın görüldüğü mahkemeden icra edilebilirlik şerhi talep edilir, bu anlaşmalar artık kesin mahkeme ilamı hâline gelir.

Anlaşmazlığın dava dışında çözülmesinin daha avantajlı olması, arabuluculuğun ticari anlaşmazlıkların ve işçi-işveren uyuşmazlıklarının etkili bir yolla çözülmesine olanak sağlaması,  maliyeti en aza indirmesi nedeniyle en sık başvurulan uyuşmazlık çözüm yönteminin arabuluculuk olması şaşırtıcı değildir.


Önerilen Haberler