YÜKLENİYOR
Gazeteci, Dijital İletişim Danışmanı Mehmet Şafak Sarı Belediye Gazetesi’nin sorularını yanıtladı.
Yerel yönetimler dijital dönüşüm sürecinde web tabanlı hizmetleri, e-belediyecilik hizmetlerini, aplikasyonları ve diğer dijital uygulamaları hayata geçirirken nelere dikkat etmeli?
MEHMET ŞAFAK SARI: Dijital dönüşümde toplumsal süreçler ve sahiplik olgusu oldukça önemli. Belediyeler kamu yararı için çalışıyor, hizmet üretiyor. Belediyelerin finansmanını da kamu, yani yurttaşların vergileri sağlıyor. Bu nedenle hizmet alımlarının, üretim süreçlerinin şeffaf, sürdürülebilir olması ve çevreye zarar vermeyecek şekilde yürütülmesi gerekiyor. Bunlar hepimizin üzerinde ortaklaşacağı idealler. Belediyeler dijitalleşme çalışmalarını planlarken gideri en aza indirgemek yerine kamunun ihtiyaçlarına, beklentilerine ve taleplerine odaklanmalı. Dijitalleşmeye yönelik işler, süreçler ve çalışmalar ihale edilirken kaynaklar ve bütçe doğru kullanılmalı. Destek alınan, iş süreçleri emanet edilen şirketlerin deneyiminden, bilgisinden, liyakatinden emin olunmalı. Özellikle muhalif belediyelerin merkezî yönetimin politikalarından ve uygulamalarından kaynaklı yaşadığı sıkıntılar, bütçe sorunları ortada. Ülkenin koşullarını ve ekonomik krizin sonuçlarını da hesaba kattığımızda belediyelerin dijital süreçleri ihale ederken çok dikkatli olması gerekiyor. Gerek belediyelerin kaynaklarının israf edilmemesi gerek yurttaşların vergilerinin heba olmaması için bu anlayışı benimsemek mühim. Belediyelerin kendi iç işleyişinde süreçler doğru yapılandırılırsa bilgi, veri, dijital araç kullanımında sorun ve kısırdöngü yaşanmaz, kaynak ve bütçe israfı engellenir. Belediyelerin hizmet aldığı şirketler web hizmetlerini ve mobil uygulamaları dönemsel ve döngüsel şekilde sunuyor. Bu hizmetlerin üretilmesinde ve sürdürülmesinde kullanılan yazılımlar sürekli ve yeniden alınıyor. Bunlar sahipli yazılımlar. Belediyeler, kamu yararı için bu yazılımları kendileri geliştirebilir, satın almak yerine kamulaştırabilir. Böylece dijital şirketlere bağımlı olma durumu da ortadan kalkar. Türkiye’de liyakatsiz şirketlerin belediyelerin kaynaklarını kullandığı ancak hizmette kaliteyi pek önemsemediği bir dönemden geçiyoruz. Temel hizmetler dahi bu nedenle aksayabiliyor, yurttaşlar bu şirketlerin neden olduğu sorunlar yüzünden belediyelerle karşı karşıya geliyor. Günümüz dünyasından internet, web hizmetleri, mobil uygulamalar, aplikasyonlar en az temel hizmetler kadar önemli ve gerekli. Belediyelerin hemen hemen bütün yönetsel süreçleri de dijitalleşen hizmetlere ihtiyaç duyuyor. Özel şirketler belediyelere verdikleri hizmetlerde sürekliliği ve sürdürülebilirliği göz ardı edebiliyor. Neticede herhangi bir olumsuz durumda yurttaşlar ve belediyeler mağdur oluyor. Bu nedenle özellikle yazılım satın alma, dijital hizmetleri, web uygulamalarını ve mobil uygulamaları etkin, etkili ve sürdürülebilir kılmak için belediyelerin hizmet alımında dikkatli olması, yazılım dünyasındaki gelişmeleri takip etmesi, kendi yazılımını üretmesi gerekiyor. Bu kapsamda özgür yazılımlarla açık kaynak kodlu yazılım lisansları tercih edilebilir. Kamu sektörü için geliştirilen yazılımların özgür ve açık kaynak kodlu yazılım lisansıyla kamuya açık hâle getirilmesi sağlanabilir. Tabii ki bunun için yasal düzenlemeler yapılmalı ve mevzuat belirlenmeli. Kamunun finanse ettiği bir yazılımla yazılan kodlar da kamusal olmalı. Web yazılımları, mobil uygulamalar, aplikasyonlar kapalı kaynak kodlu olmamalı. Herhangi bir olumsuzlukta, işleyiş hatasında belediyeler aynı yazılımları, uygulamaları ve iş süreçlerini satın almak zorunda kalmamalı. Kamu zararı göz önünde bulundurulmalı, kamu yararı önemsenmeli.
Özgür Yazılım
Özgür yazılım, sahipli yazılımın aksine kullanıcılara sadece yazılımı kullanma hakkını değil, bu yazılımı herhangi bir amaç için inceleme, değiştirme ve tekrar dağıtma hakkı tanır. Bu hak, ifade, basın ve mahremiyet özgürlüğü gibi diğer temel hakları desteklemeye yardımcı olur.
Dört Temel Özgürlük
- Herhangi bir amaç için istediğiniz şekilde yazılımı çalıştırma özgürlüğü.
- Her ne istiyorsanız onu yaptırmak için programın nasıl çalıştığını inceleme ve programı değiştirme özgürlüğü. Yazılımın kaynak koduna ulaşmak, bu iş için ön koşuldur.
- Kopyaları dağıtma özgürlüğü. Böylece başkalarına yardım edilebilir.
- Değiştirilmiş sürümlerin kopyalarını dağıtma özgürlüğü. Bu sayede değişikliklerden yararlanması için topluma şans verilir. Kaynak koduna erişmek, bunun için bir ön koşuldur.
Dijital yönetişimin önemli unsurlarından biri, şeffaflık. Yerel yönetimlerin kamuoyuyla veri ve bilgi paylaşımı süreci nasıl yapılandırılmalı? Bu kapsamda dijital güvenlik ve etik ilkeler neden önemli?
MEHMET ŞAFAK SARI: Çok önemli bir konuya değindiniz. Belediyeler, hizmet verdikleri bölgelerde yurttaşlara çeşitli hizmetler sunuyor. Bu hizmetlerin içinde kişisel mahremiyeti ilgilendiren, sağlık, eğitim, psikolojik danışmanlık gibi alanlar da söz konusu. Kapalı kaynak kodlu, yani kamu lisansıyla lisanslanmamış yazılımların o yazılımları geliştirenler dışında teknik olarak neler yaptığını bilemeyiz. Hassas ve önemli bilgilerimizi belediyelerle paylaştığımız süreçte kullanılan web uygulamalarının ve mobil uygulamaların bu bilgileri nasıl kullandığını, kendi şirketlerine aktarıp aktarmadıklarını bilemiyoruz. Çünkü kaynak kodları kapalı bir yazılımsa bunları göremiyoruz. Açık kaynak kodlu yazılımlar kullanılırsa, o yazılımların kişisel verilerimizi belediyeler dışında başka yerlere aktarıp aktarmadığını tespit edebilirdik. Banka verilerimizden sağlık kayıtlarına kadar birçok kişisel verimiz belediyeler için yazılım geliştiren şirketler tarafından toplanabiliyor. Bu sürece müdahale edemiyoruz. Belediyeler dijital süreçleri planlarken, özel şirketlerden destek alırken yazılımların kendi kontrollerinden çıkarılmasına izin vermemeli. Bir yazılım kamu kaynağıyla üretilmişse, o yazılım artık kamuya ait olmalı. Türkiye’de 1.000’den fazla belediye var. Diyelim ki, bir belediye yurttaşların sorunlarını çözmek için web hizmeti geliştiriyor. Bu web hizmetini kamu lisansıyla lisanslasa, benzer sorunların çözümü için diğer belediyelere yardımcı olabilir, lisansladığı yazılımı kendi ihtiyacına göre biçimlendirerek kullanabilir. Bu sayede belki de 3.000 kişilik bir belde için üretilen bir yazılım yüzlerce belediyeye yardımcı olabilir, her yıl tekrar tekrar satın almak yerine bir kez ödeme yapılarak milyonlarca yurttaşın sorunu çözülebilir. Böylece belediye bütçeleri başka ihtiyaçlar, sorunlar ve hizmetler için kullanılır, tasarruf sağlanır.
Dijital eşitsizliği ortadan kaldırmak için dijital okuryazarlığı yaygınlaştırmak amacıyla yerel yönetimler sizce hangi inisiyatifleri almalı?
MEHMET ŞAFAK SARI: Yerel yönetimler, eleştirel medya ve dijital okuryazarlık üzerine çalışan akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına mutlaka kulak vermeli. Ülkemizde medya okuryazarlığı konusunda uluslararası alanda önemli çalışmalar yapan akademiler ve enstitüler var. Bu kurumların saha deneyimlerinden yararlanılmalı. Dijital okuryazarlık konusunda tecrübeli saha çalışanlarının yerel yönetimlere katkısı olacaktır. Yanlış bilgi ve dezenformasyon bütün toplumsal süreçlerde kamuyu zehirliyor. Bunu engellemek için dijital okuryazarlık hakkında çalışan ve çözüm üreten nitelikli insanların bilgisine başvurulmalı.
MEHMET ŞAFAK SARI KİMDİR?
Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tamamladı. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütülen, mesleki profesyonel değişim programı olan The International Visitor Leadership Programı’nın (IVLP) 2020 mezunudur. NewsLabTurkey’de sorumlu yazı işleri müdürlüğü görevinde bulundu. Birçok dijital gazetede yazarlık ve editörlük yaptı, gazetecilik projeleri yürüttü. Kişiler ve kurumlar için yeni medya, dijital güvenlik, dijital dönüşüm, medya okuryazarlığı ve iletişim eğitimleri düzenliyor, dijital iletişim danışmanlığı yapıyor. reportare.com’un yayın kurulundadır. Yeni nesil internet teknolojileri odaklı bir e-bülten olan Merkezsiz Bülten’in yürütücülerindendir.