"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Batur: “Kültür-sanat etkinliklerini titizlikle planlıyoruz”

  • 20 Haziran 2022
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur Belediye Gazetesi’ne görüşlerini aktardı.

Belediyenizin kültür-sanat alanındaki çalışmalarından bahseder misiniz? Belediyeniz bünyesinde Kültür İşleri, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü gibi birimler var mı?
ABDÜL BATUR:
Konak, farklı uygarlıkların ve kültürlerin var olduğu bir ilçe. Kadifekale, Kemeraltı, Basmane ve Agora’yı kapsayan “Altın Üçgen”, hanlar, hamamlar, çeşmeler, camiler, kiliseler, sinagoglar, kortejolar ve daha nice değer Konak’ta yer alıyor. Çok kültürlü eşsiz bir dokuya sahibiz. Önceliğimiz, bu dokuyu korumak ve gelecek nesillere aktarmak. İlçemizi geleceğe taşırken çok kültürlü dokunun bize yol göstereceğini biliyoruz. Konak’ın sanatın ve sanatçının evi olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Konak, kültür ve sanatla nefes alan bir ilçe. Bu nedenle Konak’ın dokusuna hitap eden kültür-sanat etkinliklerini titizlikle planlıyoruz. Belediyemizin Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bu çalışmalardan sorumlu.

Sürdürülebilir kültürel ve kentsel kalkınma kapsamında kültür-sanat etkinliklerini planlarken hangi kriterleri göz önünde tutuyorsunuz? Kültür-sanat etkinlikleri ve projeleri için ayrı bir bütçeniz var mı?
ABDÜL BATUR:
Konak’ın çok kültürlü dokusunu göz önünde tutarak kültür-sanat etkinlikleri planlıyoruz. Birçok etkinliği, şenliği, festivali ve yarışmayı geleneksel hâle getirdik. Bu etkinlikler için ayrı bir bütçemiz var, bütçeyi belediye meclisinin onayını alarak oluşturuyoruz.

İlçenizde kültürel gelişmeye katkıda bulunmak, ilçenizin kültürel değerlerini korumak için sivil toplum kuruluşlarıyla, derneklerle, sanat kurumlarıyla, ulusal/uluslararası kuruluşlarla, sanatçılarla, yazarlarla işbirliği yapıyor musunuz?
ABDÜL BATUR:
Göreve geldiğimiz günden bu yana “Birlikte Konak” anlayışıyla hareket ediyor, tüm paydaşlarımızı yönetime dahil ediyoruz. Konak’ta büyük bir dayanışma ağı oluşturduk. Bu dayanışma kültürel ve sanatsal çalışmalarımız için de geçerli. Gelenekleriyle, sanata ve edebiyata yansımalarıyla, mutfağıyla dünyada tek ve İzmir’e özgü olan Sefarad kültürüne sahibiz. Bu kültürün yaşatılması ve tanıtılması için İzmir Musevi Cemaati Vakfı’yla birlikte İzmir Sefarad Kültür Festivali düzenliyoruz. Dostluk ve Kardeşlik Festivali düzenlemeye başladık. Festivalin bu yıl konuğu Azerbaycan oldu. Azerbaycanlı sanatçıları Konak’ta ağırladık. Afrikalı vatandaşların kültürlerini yaşatmak ve tanıtmak amacıyla Afrikalılar Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’yle birlikte Uluslararası Dana Bayramı düzenliyoruz. Özel gereksinimli çocuklar için Engelli Bireyleri Koruma ve Eğitim Vakfı’yla birlikte Konak Engelsiz Yaşam Köyü’nde Otizm Festivali yapıyoruz. Toplumun her kesimine yönelik şenliklerimiz de oluyor. Roman vatandaşlar için düzenlediğimiz Gürçeşme Şenliği, Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’yle birlikte geleneksel hâle getirdiğimiz Gültepe Rumeli Şenliği bu etkinliklerden birkaçı. Sanatçıları ağırladığımız söyleşiler ve sempozyumlar da düzenliyoruz. İzmir Gazeteciler Cemiyeti’yle beraber düzenlediğimiz Eflatun Nuri Ulusal Karikatür Yarışması’nı uluslararası alana taşımayı hedefliyoruz. Konak birçok tarihî yapıya ev sahipliği yapıyor. Bu tarihî yapıları ayağa kaldırıyor, uygun yapıları kültür-sanat merkezine dönüştürüyoruz. Roman Kültür Merkezi’ni de tarihî bir yapıda kurduk. Merkezde sanat eğitimleri veriyoruz. Roman Kültür Merkezi’nde müzik aletleri bakım ve onarım kursu da açtık.

Yakında bir sanat merkezini daha ilçemize kazandıracağız. Restore ettiğimiz tarihî bir binayı “Sanathane” adıyla kültür-sanat faaliyetleri için değerlendireceğiz. Binanın bahçesine açık hava sineması da yaptık.

Kültürel belediyeciliği güçlendirmek için yerel yönetimlerin alması gereken inisiyatifler sizce nelerdir? Kültür-sanat politikalarına, çalışmalarına yönelik bütçe, mevzuat ve yasal düzenlemeler yeterli mi?
ABDÜL BATUR:
Kültür-sanat alanındaki hizmetlerimizi artırarak sürdürüyoruz. Kültüre ve sanata değer verilen bir ilçede yaşıyoruz. Biz de çalışma arkadaşlarımızla birlikte kültürün, sanatın, sosyal yaşamın olduğu her yerde varız, olmaya da devam edeceğiz. Bu doğrultuda inisiyatif alıyoruz. İkinci Dünya Savaşı’ndan çıkan ülkelerin tiyatro ve opera binalarıyla yaralarını sarmaya başladığını biliyoruz. Sanatsız kalmak, yaşamak ve gelişmek mümkün mü? Elbette değil. Ulu Önder Türkiye Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözü bize yol gösteriyor. “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Bugün sanatçıların yaşadığı zorlukları biliyoruz. Sanata ve sanatçıya hak ettiği değerin verileceği günlerin yakın olduğuna inanıyoruz. O günler geldiğinde kültür-sanat politikalarına, çalışmalarına bütçe ayrılacağına ve yasal düzenlemelerin yapılacağına eminiz.


Önerilen Haberler