"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Taner: “Kültür odaklı planlama anlayışı geliştirilmeli”

  • 20 Haziran 2022
İstanbul Kültür Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Taner Belediye Gazetesi’nin soruların yanıtladı.

Kültür odaklı planlama anlayışının geliştirilmesi, yerel kültür-sanat politikalarının çeşitlendirilmesi, kültürel belediyeciliğin güçlendirilmesi amacıyla yerel yönetimler neler yapmalı?
GÖRGÜN TANER:
Yerel yönetimler, birçok kültürün iç içe geçtiği günümüz kentlerinde vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları, merkezî yönetim ve uluslararası ağlar arasında diyalog geliştirmede etkili olabilecek aktörler olarak öne çıkıyor. Vatandaşlara doğrudan temas edebilen yerel yönetimlerin insan odaklı, eşitlikçi ve sürdürülebilir kalkınma anlayışıyla kapsayıcı politikalar üretmesini bekliyoruz. Bir arada yaşama kültürünü inşa etmek için yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor. İşbirliklerinden faydalanarak, katılımcı yöntemlerle kültür odaklı planlama anlayışının geliştirilmesi gerekiyor. Bununla birlikte planlama süreçlerinin günümüzün küreselleşen kentlerindeki birçok dinamiği göz önüne alması lazım. Bunların arasında kentlilerin yaşam biçimleri, çevreleriyle kurdukları ilişki, geçmişlerinden gelen değerlerinin, inanç ve alışkanlıklarının gündelik hayatlarına etkisi, kentsel çevrenin tarihi, sembolik özellikleri ve toplumsal hafızadaki yeri sayılabilir.

Kültürel planlamayla sanat etkinlikleri planlaması arasındaki farklar, yerelde başarılı bir kültürel planlamanın temel unsurları nelerdir? Kültürel haritalandırma yerel yönetimler açısından neden gerekli ve önemli?
GÖRGÜN TANER:
Kültürel planlama, kültürün stratejik ve bütünsel bir şekilde kamu planlama süreçlerine dahil edilmesidir. Belirli işbirlikleriyle, katılımcı yöntemler kullanılarak öncelikle planlama yapılan bölgede yaşayan topluluğun kültürel kaynaklarının belirlenmesiyle başlayan bu süreç, kültürel çerçevenin tanımlanması ve eylem planı için stratejinin geliştirilmesiyle devam eder ve sonunda kültürel plan oluşturulur. Bu kültürel planın sürdürülebilirliğin ve refahın sağlanabilmesi yolunda temel bir role sahip olduğunu düşünüyoruz. Çünkü geçmişi değerlendirmek, bugün harekete geçirebilmeyi ve geleceği konuşabilmeyi sağlar.

Kültürün, kentlilerin yaşam kalitesini artırmada oynayabileceği güçlü bir rol var. Bu anlamda görece yeni bir pratik olan kültürel planlamanın sürdürülebilir kalkınma ve vatandaşlık haklarıyla da sıkı bir ilişkisi var. Kültürün, yaratıcı kent modeli ve ekonomi üzerindeki güçlü etkisine ek olarak, kentlilerin bir arada yaşamasını sağlayan özelliğiyle planlama süreçlerine dahil edilmesi bu açıdan elzem. Belli araştırma teknikleriyle bilgi toplanmasına, hazır veri tabanlarının birleştirilerek analiz edilmesiyle planlamanın yapıldığı alanda yaşayan topluluğun kültürel kaynaklarının belirlenmesine ve görsel açıdan temsiline kültürel haritalandırma diyebiliriz. Bir yöntem olarak kültürel planlamanın ve kültürün sürdürülebilir kentler yaratma sürecindeki önemi fark edildikçe küresel kentlerde daha fazla kullanıldığını görüyoruz. Kültürel planlama, kent planlamasına kültür perspektifinden bakmayı ifade ediyor. Ancak geleneksel şehir planlama süreçlerinden farklı olarak kültürel planlama yaklaşımıyla daha geniş kapsamlı ve çok yönlü projeler geliştirilebilir.

Bütüncül, katılımcı, sürdürülebilir ve etkili kültür-sanat politikaları oluşturmak için yerel yönetimler iç/dış, ulusal/uluslararası paydaşlarla, sivil toplum kuruluşlarıyla, kültür-sanat dernekleriyle, kurumlarıyla işbirliği sürecinde hangi inisiyatifleri almalı?
GÖRGÜN TANER:
Kültürel planlamanın vazgeçilmez bir unsuru da ortaklıklar geliştirmektir. Birçok aktörün dahil olduğu işbirlikleri, etkin bir planlamanın ve daha fazla sayıda insana ulaşmanın en önemli yollarındandır. Bu işbirliklerinin etkili olabilmesi için ortak bir hedefe odaklanması gerekiyor.

Kültürle ilgili müdürlükler, kültürel planlamanın stratejik ve bütünsel yönlerine uygun şekilde sosyal, ekonomik ve çevresel birimlerle sürekli iletişim hâlinde olmalı. Bu da iç paydaşların, belediyenin farklı birimlerinden yetkilileri kapsamasını gerektirir. Müdürlük isimleri ve sayısı belediyeden belediyeye farklılık gösterdiği için tek ve genel geçer bir şema oluşturmak mümkün değil. Ancak bu süreçte kültürle ilgili birimlerin (kütüphane müdürlüğü, eğitimle ilgili müdürlükler, sosyal yardım işleri vd.) kent planlamasıyla ilgili birimlerle (plan ve proje müdürlüğü, etüt ve proje müdürlüğü, fen işleri müdürlüğü, park ve bahçeler müdürlüğü) iletişim içinde olması faydalı olacaktır.

Buna ek olarak yerel yönetimlerin, kendi kurumlarının hedeflerini ve önceliklerini belirlerken kentte ve bulundukları bölgede planlamadan sorumlu diğer aktörlerle de iletişim
ve işbirliği içinde olması gerekmektedir. Dış paydaşlar, planlama sürecini yürüten kurum(lar) dışında kültür alanına dair söz söyleyebilecek tüm kamu idari birimlerini, kültür kurumlarını, sivil toplum kuruluşlarını, özel sektör temsilcilerini, eğitim ve araştırma merkezlerini, bağımsız aktörleri içerir. Mümkün olan en fazla sayıda dış paydaşı planlama sürecine dahil etmek, planın başarısını yükseltecek, hedeflere ulaşılmasını sağlayacaktır. Yerel yönetimlerin uluslararası ağlarla, örgütlerle kuracakları işbirlikleri, yerel kültür politikalarının gelişmesine katkıda bulunacaktır.

Yerel yönetimlerin kültür-sanat politikalarının devamlılığının sağlanması açısından mevzuatta yapılması gereken değişiklikler nelerdir?
GÖRGÜN TANER:
Kültür-sanat etkinliği ihaleyle olmaz. Mevzuatın öncelikle bu yönde değişmesi lazım. Kent sakinlerini planlama süreçlerine dahil edecek çözümler de bir o kadar önemli. Kültür yönetimi açısından yerel yönetimlerin rol ve görevlerinin tekrar gözden geçirilmesi ve sivil toplumun somut taleplerinin dillendirilmesi her zamankinden fazla önem taşıyor.

Etkin bir yerelleşme süreci için kent konseyleri, sanatçı örgütleri, kültür alanında faaliyet gösteren kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve kültür profesyonellerinin kültür-sanat alanını doğrudan ilgilendiren ifade ve sanatsal yaratım özgürlüğü gibi ana konular oldukça önemli. Bunun yanı sıra kültür kurumlarının yerel yönetimlerden beklentilerini kültür mekânları ve altyapının geliştirilmesi, kültür yönetiminde yerelleşme sürecinin tamamlanması ve kültüre ayrılan kamu kaynaklarının artırılması gibi başlıklar altında özetlemek mümkün.

2016 yılında yayımladığımız “Yerel Yönetimler İçin Kültürel Planlama”  raporunda yerel yönetimlerin kültür-sanatı temel öncelikleri arasına alması ve stratejik planlarının parçası hâline getirmesini savunmuştuk. O zamandan bu yana daha fazla sayıda belediyenin konuyu odağına aldığını, raporlarımızı ilgiyle takip ve talep ettiğini, genel olarak sanat dünyasıyla daha yakın ilişkiler kurma çabasında olduğunu memnuniyetle gözlemliyorum. İKSV olarak hem İstanbul’da hem de Türkiye’nin farklı kentlerinde yerel yönetimlerle temasımız artarak sürüyor.

GÖRGÜN TANER KİMDİR?
Kadıköy Anadolu Lisesi’ni ve Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nü bitirdi. 2002 yılından bu yana genel müdürlüğünü üstlendiği İKSV’de 1983 yılında Sinema Günleri’nde kent sineması koordinatörü olarak çalışmaya başladı. 1987-1994 yılları arasında İstanbul Festivali’nde direktör yardımcısı ve uluslararası ilişkiler koordinatörü olarak görev aldı. 1994-2002 yılları arasında İstanbul Caz Festivali’nin direktörlüğünü üstlendi. 2013 yılında Amsterdam merkezli Avrupa Kültür Vakfı’nın yönetim kurulu başkanı olarak seçildi,  2018 yılının Haziran ayına kadar bu görevi sürdürdü. İstanbul Modern’in yönetim kurulu üyesidir. 2012 yılında HEC Montréal’de Uluslararası Sanat Yönetimi Yüksek Lisans Programı’nın, 2014 yılında Türkiye-Almanya Gençlik Köprüsü’nün danışma kurulu üyeliğini üstlendi. 2015 yılından bu yana Allianz Türkiye’nin danışma kurulu üyesidir. 1998-2002 yılları arasında Avrupa Caz Festivalleri Birliği’nin başkanlığını üstlendi. Temmuz 2009-Mart 2010 arasında yapılan “Fransa’da Türkiye Mevsimi” etkinliklerinin komiserliğini yürüttü. 2010 Eylül-2011 Mayıs ayları arasında Amsterdam Belediyesi Sanat Danışmanı olarak görev yaptı. 2011 yılında Fransa Cumhuriyeti tarafından Chevalier dans L’Ordre National de la Legion d’Honneur nişanıyla, 2014 yılında Fransız Kültür Bakanlığı Sanat ve Edebiyat Şövalyesi unvanıyla ve Polonya Cumhuriyeti Üstün Hizmet Liyakat Nişanı Subay Haçı’yla onurlandırıldı.


Önerilen Haberler