"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Merkez Bankaları faiz uygulamaları

  • 18 Temmuz 2022
SODEMSEN İdari ve Mali İşler Müdürü Ata Alkan “Merkez Bankaları faiz uygulamaları” üzerine yazdı.

Merkez bankaları, bir ülkenin ya da ülkeler grubunun para politikasından sorumlu kurumlardır. Merkez bankalarının temel amacı, para biriminin ve para arzının istikrarının sürdürülmesidir.

Merkez Bankası, ülkemizde kâğıt para basımının tek yetkilisidir, bastığı paranın dolaşımından sorumludur (madenî para basım yetkisi, Hazine’ye bağlı Darphane ve Damga Matbaası’na aittir).  Fiyat istikrarını sağlamak için para politikası araçlarını bağımsız olarak kullanmakla yükümlüdür. Ayrıca Merkez Bankası, ülkenin altın ve döviz rezervlerini saklamak, yönetmek, finansal sistemde istikrarı sağlamak için para ve döviz piyasalarıyla ilgili düzenleyici önlemleri almaktan da sorumludur.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 11 Haziran 1930 tarih ve 1715 sayılı yasayla özel hukuk tüzel kişiliğiyle, özel sermayenin de katıldığı, devletten ayrı ve bağımsız bir kurum olarak anonim ortaklık şeklinde kurulmuştur. “Türkiye Cumhuriyet” ibaresinin kullanılmasındaki amaç, bankanın bağımsızlığını vurgulamak, devlete ait bir kuruluş/kamu kuruluşu olduğu izlenimi vermemektir.

Merkez Bankası bağımsızlığı denildiğinde, para politikası araçlarının (faiz, zorunlu karşılık ve açık piyasa işlemleri) kullanımı için siyasetten bağımsız karar verilmesi ve uygulama yapılması anlaşılmalıdır. Ülkemizde faiz konusunda alınan kararların ve uygulamaların neticesinde Merkez Bankası’nın bağımsızlığından söz etmek hayli güçtür.

Merkez bankaları günümüzde, özellikle enflasyonla mücadele konusunda zor bir sınav vermektedir. Ülkelerin neredeyse tamamı enflasyonla mücadele konusunda faiz aracını önceliklendirmiştir. Ancak bazıları faiz aracını doğru zamanda, doğru oranda uygulayıp, başarılı olurken, kimileri enflasyon illetini küçümseyip, oranı ve zamanında müdahaleyi aksattıkları için başarısız olmuştur. Örneğin, Amerika Merkez Bankası FED, enflasyonla mücadelede başarılı bir sınav veremezken, Ukrayna’yla savaş hâlinde olan, neredeyse tüm dünyayı karşısına alan Rusya, doğru müdahalelerle enflasyonu dizginlemeyi başarmıştır.

2021 yılının başında enflasyon FED’in uzun vade için öngördüğü dengenin altındayken, aynı tarihte FED’in faizi de %0.25’ti. İzleyen aylarda enflasyon yukarı doğru hareketlenmeye başladı, ama FED bunu geçici bir olgu olarak gördüğü için faizle oynamadı. 2022 yılının Mart ayına kadar faizi artırmayan FED, artık bunun geçici bir olgu olmadığını kabul ederek, faiz artırımına başladı. FED hem geç kaldığı hem de enflasyonu durduracak düzeyde faiz artışı yapamadığı için henüz hiçbir başarı elde edemedi. Buna karşılık Rusya Merkez Bankası, faiz silahını doğru kullandı. Ukrayna savaşıyla birlikte Rusya’da rublenin değer kaybı enflasyonu hızla yükseltti. Savaştan önce enflasyon oranı %8.7, Rusya Merkez Bankası’nın faiz oranı %8.5’ti. Savaşla birlikte enflasyon hızla yükseldi, mart ayında %16.7’yi aştı. Rusya Merkez Bankası hiç tereddüt etmeden faizi %20’ye çıkardı ve enflasyonun önünü kesti. Rusya Merkez Bankası, enflasyonla mücadele konusunda FED’e ve Avrupa Merkez Bankası başta olmak üzere tüm merkez bankalarına para politikası dersi verdi.
 
Enflasyon yükseldiğinde alınacak ilk önlem, faiz artırımı olmalıdır. Bu, geçici bir önlemdir. Eksik varsa, yapısal reformlarla desteklenmelidir. Tek başına faiz artırımı, yapısal sorunları olmayan ya da ihmal edilebilecek düzeyde düşük olan ekonomilerde enflasyon sorununu çözer. Türkiye’de ise, sadece durdurur. 900’lere gelmiş risk primini düşürecek, riskleri azaltacak önlemler alınmazsa, en kısa sürede yeniden yükselecektir.

Kaynak: Vikipedi, Mahfi Eğilmez-Kendime Yazılar


Önerilen Haberler