YÜKLENİYOR
Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu Belediye Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulundu.
Yeni nesil belediyecilik uygulamalarınızdan bahseder misiniz? Yurttaş odaklı kamu yararını tesis etmek için yönetim anlayışınızda değişiklik yaptınız mı?
ERCÜMENT ÇERVATOĞLU: 21. yüzyılda bilimi ve tekniği temel almak, teknolojik gelişmeleri insan ve doğa odaklı kullanmak kaçınılmaz bir gerçeklik. Son yüzyılda reel sosyalizmin çöküşüyle birlikte tarihin mutlak galibinin kapitalizm olduğu, bu anlayışın giderek yerleşik bir hâl aldığı günümüzde kapitalizme alternatif karşıt güçler yaratmak önem kazanıyor. Özellikle iletişim, sanayi, tarım, sağlık, ulaşım gibi alanlardaki hızlı değişim, yönetim anlayışında da değişimi zorunlu kılıyor. Sermayenin daha fazla kâr güdüsü, enerji, sağlık ve tarım alanlarındaki emperyalist tekellerin tahakküm kurma çalışmaları, bölgesel işgaller ve savaşlar halklara zulmediyor. Kapitalizmin işleyişinin yol açtığı krizler karşısında başvurulacak tek araç olan devletin de neoliberal dönüşümle parçalanmasının yarattığı umutsuzluk, karşıt hareket arayışının zenginleşmesine olanak tanıyor. Tek kutuplu dünyadaki egemenlerin insan ve doğa sömürüsüne hız vermesi, totaliter rejimlerle tek adam rejimlerini ortaya çıkardı. İnsanlık, alternatif arayışlarla yeni yönetim ve demokrasi mücadelesini geliştirmeye başladı. Dünyanın geri dönüşsüz bir biçimde değiştiğine, kolektif eylem yoluyla değişimin artık mümkün olmadığına karşı duyulan inancın tümden reddi hayatidir. “Alternatif yok” iddiasının karşısında ortaklaştığımız alanlarda oluşturulacak argümanlar politik, sosyal ve ekonomik alternatiflerin var olduğunun kabulüdür. İnsanlık tarihinin gelişimiyle birlikte yerel yönetimler, halkın demokrasiye katılımında çok önemli araçlar olarak görülmüştür. Demokratik bir yönetim anlayışının en temel noktalarından biri olan yerel yönetimler de bu sürecin önemli bir parçasıdır. Toplumcu yerel yönetim anlayışının gelecek nesillere aktarılması gerekmektedir.
Kamu yararı doğrultusunda toplumcu yerel yönetimin merkezine MECİ (imece) kültürünü yerleştirdik. MECİ, karşılıklı çıkar temeline dayanan toplumsal düzeni reddederek, dayanışmayı, yardımlaşmayı, işbirliğini, kolektif üretimi ve yeni bir yönetim anlayışını işaret ediyor.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Rize’nin en doğusunda 17.000 nüfuslu küçük bir ilçeyiz. Halk için toplumcu belediyeciliği geliştiren Ahmet İsvan’ı, Vedat Dalokay’ı, Erol Köse’yi ve Fikri Sönmez’i kılavuz alarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Toplumcu yerel yönetim anlayışının olmazsa olmazı olan halkın yönetime katılması, katılımcı bütçenin hayata geçirilmesi, üretkenlik, denetim ve şeffaflığın tesis edilmesi, yerel halkın tüm süreçleri denetleyebilmesi, üretenlerin yönetimde söz hakkının olması, bizim yönetim anlayışımızı temellendiriyor. Toplumcu yerel yönetim anlayışında halkın katılımını sağlayabilecek farklı formatlar, formasyonlar ve deneyimler söz konusu. Bunlardan biri, MECİ kültürüdür. MECİ, bu düşün peşinde somut bir gerçeklik bulmanın ya da doğrudan bu arayışın simgesidir. MECİ kültüründe kamusal ve özel olanın dışında toplumsal bir alan açabilme hedefi vardır. Halkın demokrasiye doğrudan katılımının ve ilerici yerel yönetim pratiklerinin bir yansıması şeklinde de ele alınabilir. Bu anlayışla Gençlik, Kadın, Çocuk, Esnaf, Engelli, Taşıyıcı Esnaf, Muhtarlar ve Mahalle Meclisleri kurduk, halkın yönetime katılımını sağladık.
İyi yönetişimin, demokratik katılımın ve çoğulculuğun bir aracı olan yeni nesil belediyecilik kapsamında inovatif, bütünleşik, kolay yönetilebilir ve güvenli kentsel sistemler oluşturmaya yönelik çalışmalarınız var mı?
ERCÜMENT ÇERVATOĞLU: Yönetim anlayışımızın demokratikleşmesi ve vatandaş katılımının aktif olması amacıyla MECİ anlayışını hayata geçirdik. Yenilikçi ve katılımcı anlayışı güçlendirecek yönetim araçlarını kullanmaya başladık. Bu kapsamda iki haftada bir halk toplantıları düzenledik, belediyemizin meclis toplantılarını vatandaşlara açtık. Yerel halk meclisleriyle mahalle meclisleri oluşturduk. Demokratik bir anlayışla, bilimi ve tekniği ön planda tutarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kapitalizmin yok edici, bireyselleştirici, yalnızlaştırıcı tüm pratiklerine karşı devleti tek araç olarak görmenin yeterli ve uygun bir mücadele şekli olmadığından hareketle MECİ anlayışını hayata geçirip, ortak sorunların ortak akılla çözülmesini sağlamaya çalışıyoruz. MECİ, devlet ve piyasa arasındaki sahte ikiliği aşan alternatif bir arayışı simgeler, toplumu odağına alır.
İlçenizin tüm değerlerine sahip çıkmak, çözüm odaklı projeler üretmek ve hizmet sunumunu farklılaştırmak amacıyla yeni nesil belediyeciliğin ve yerel yönetişimin hangi niteliklerinden daha fazla yararlanıyorsunuz?
ERCÜMENT ÇERVATOĞLU: Katılımcılıkla birlikte üretimin önemini benimsedik, vatandaşları kooperatif örgütlenmesine yönlendirmeye başladık. Öncülüğümüzde kurulan Meci Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve Fındıklı Ziraat Odası işbirliğiyle tarım alanında birçok yeni çalışmaya imza attık. Üç yılda doğal/geleneksel tohumlardan elde ettiğimiz 100.000 fideyi ve üç milyon tohumu vatandaşlara ücretsiz dağıttık. Meci Tarım Parkı ve Gençlik Tarım Parkı adını verdiğimiz 20 dönüm alanda geleneksel, organik tohumların ve kaybolmak üzere olan geleneksel doğal meyvelerin fidelerini üretmeye başladık. Peyzaj alanında ihtiyaçların karşılanması için kurduğumuz serada çiçek üretmeye başladık. “Bizden Bize” anlayışıyla Halkın Bakkalı’nı kurduk, ilçemizin üreticilerinin ürünleriyle ülkemizin birçok bölgesinden yaklaşık 50 kooperatifin sağlıklı ürünlerini vatandaşlarla buluşturmaya başladık.
Aydınlık bir geleceğin teminatı olan çocuklara nitelikli ve çok dilli eğitim vermek amacıyla “EğitiMeci” topluluğuyla birlikte yaz okulu ve atölyeler düzenlemeye başladık. Zuğa Çağdaş Eğitim Kooperatifi ve Meci Emek Evi Kooperatifi’yle geleneksel el sanatlarını yaşatmak amacıyla çalışmalar yaptık, kadınların tekstil alanında üretim ve satış yapabileceği alanlar oluşturduk. Belediyeciliğin sadece yol, su, kanalizasyon çalışmalarından ibaret olmadığına inanarak, toplumcu yerel yönetim anlayışıyla kültür-sanat çalışmalarına önem verdik. 25 yıldır yapılmayan Yeşil Altın Gümüş Deniz Festivali’ni gönüllülerimizle birlikte 2019 yılından itibaren tekrar düzenlemeye başladık. Kazım Koyuncu Kültür ve Sanat Evi’nde müzik, resim, el sanatları ve dil atölyeleri kurduk. Pandemi dönemi haricinde tiyatro, anma, dinleti, film gösterimi ve konser etkinlikleri düzenledik. Coşkusuz kutlanmaya başlayan ulusal bayramları tekrar coşkuyla, vatandaşların yoğun katılımıyla kutlamaya başladık. İlçemize sinema/tiyatro salonu kazandırmak için çalışmalara başladık, kısa süre içinde salonu tamamlayacağız. Kadın korosu ve halk oyunları ekibi sayesinde kültürümüzün ve geleneklerimizin tanıtılmasını sağladık. Vatandaşları yazarlarla, şairlerle, sanatçılarla buluşturduk. İlçemizdeki parklarla, sosyal tesislerle, plajlarla, kültür-sanat etkinlikleriyle Fındıklı’yı geleceğe taşımak için katılımcı bir yönetim anlayışını benimsedik.
Yerel demokrasiyi güçlendirmek ve yeni nesil belediyecilik uygulamalarını çeşitlendirmek için yerel yönetimlerin yaptığı/yapacağı çalışmaların önündeki engeller nelerdir? Denetim sürecinde ve mevzuatta hangi düzenlemeler yapılmalı?
ERCÜMENT ÇERVATOĞLU: Belediyelere kamudan ayrılan payın düşük olması ve yönetim anlayışındaki vesayet sisteminin siyasal ilişkilerle belirlenmesi, en önemli sorunlar. Başkanlığın ve meclis yapısının daha demokratik olmasını sağlayacak bir seçim sistemi oluşturulmalı. Ayrıca çok başlı yönetim ve parti devleti anlayışının cumhuriyet değerleriyle birlikte demokratik bir şekilde yeniden yapılandırılması gerekiyor.