YÜKLENİYOR
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat Belediye Gazetesi’nin sorularını yanıtladı.
Yeni nesil belediyecilik uygulamalarınızdan bahseder misiniz? Yurttaş odaklı kamu yararını tesis etmek için yönetim anlayışınızda değişiklik yaptınız mı?
RIZA AKPOLAT: Kitlesel demografik değişim kentlerde yoğunlaştıkça, standart belediyecilik uygulamaları vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Eğitim, sağlık, konut, sosyal yardım, sosyal hizmetler, istihdamın artırılması ve yerel ekonomik kalkınmaya yönelik hizmetler de belediyelerin görevleri arasında sayılıyor. Yerel yönetimlerin demokratik toplumun inşasındaki sorumluluğun da farkındayız. Bu bilinçle ilçemizde sosyal adaleti sağlamak ve etkili kamu hizmetlerini hayata geçirmek için sahici bir katılımcı anlayışı benimsiyoruz. Vatandaşları, kendi hayatlarını etkileyen karar süreçlerine dahil ederek ortak bir amaç etrafında bir araya getirmek, ilçemizde toplumsal bütünlüğün ve huzurun korunmasına da yardımcı oluyor. Katılım arttıkça, hizmetlerimizin niteliği artıyor, ihtiyaçlara daha uygun ve etkin yanıtlar verebiliyoruz. Bu yanıyla kurumsal kapasiteyi de artıran kentsel gelişimden söz ediyoruz.
Göreve geldiğimiz günden bu yana her hafta bir mahallede düzenlediğimiz “Açık Mikrofon”, “Halk Günü” ve “Komşu Buluşmaları” etkinliklerinde Beşiktaş’ta yaşayan vatandaşlara mikrofonu uzattık, onların sorunlarına ve önerilerine kulak verdik. Stratejik planımızı hem personelimizin hem de sivil toplum kuruluşlarının katıldığı çalıştayların çıktılarıyla hazırladık. Dünyada belediyecilik alanındaki gelişmeleri takip ediyoruz, birçok alanda uluslararası işbirliği yapıyoruz ve projeleri hayata geçiriyoruz. Katılımcı demokrasi kapsamındaki çalışmalarımızla son üç yıldır Avrupa Yerel Demokrasi Haftası’nda “Partner Kuruluş” unvanını aldık.
Pandemi sürecinde güçlü devlet için güçlü yerel yönetimlerin şart olduğunu, yerel yönetimlerin küresel bir salgına yanıt verme potansiyelini gördük. Vatandaşların sağlığı ve güvenliği önceliğimiz oldu. Yatırımlarımızı önceliklendirdik, imkânlarımızı vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için kullandık. Ülkemizde örnek niteliğinde kabul görecek bir uygulamayı başarıyla tamamladık. “Saha Çözüm Hareketi” kapsamında 120 kişilik ekibimiz Beşiktaş’ta her evin ve işyerinin (93.540 hane, 10.816 işyeri) kapısını çaldı. 23 mahalleyi, 886 sokağı ve 69 caddeyi adım adım dolaştık, 2 milyon 451 bin maske, 104.793 dezenfektan ve kent kültürü dergimizi dağıttık. Sorunları ve talepleri tespit etmek için anket yaptık. Tarafımıza ulaştırılan 7.379 talepten 6.534’nü anında gerçekleştirdik. Üç ay gibi bir sürede yaptığımız bu çalışma, Türkiye’de yerel yönetim tarihine geçti.
Yerel yönetimlerin temel özelliği, vatandaşlarla doğrudan temas kurması, iletişim içinde olması ve birlikte karar alabilmesidir. Dijital çağda (pandemi koşullarında bile) en güçlü iletişimin yüz yüze iletişim olduğunu bir kez daha deneyimledik. Vatandaşlarla yüz yüze kurduğumuz iletişim büyük ilgi gördü. Bize oy versin ya da vermesin, herkesin caddesine, sokağına, işyerine, evine nitelikli hizmet götüreceğimize dair söz vermiştim. Sözümüzü tuttuk. Aynı anlayışla çalışmaya devam edeceğiz. “Saha Çözüm Hareketi” kapsamında yaptığımız çalışmalar neticesinde Halk Market’i ve Halk Mağaza’yı açtık. İhtiyaç sahipleri, Halk Kart’la Halk Market’ten ve Halk Mağaza’dan ücretsiz alışveriş yapabiliyor.
Yeni nesil belediyecilik uygulamalarımızda yaşlı bireylere yönelik çalışmalar da yer alıyor. Örneğin, ileri yaştaki komşularımıza daha kaliteli hizmet verebilmek, gelen talepleri tek çatı altında toplayarak hızlı ve kolay çözümler üretmek için Türkiye’de bir ilke imza atarak gerontoloji ofisi olan 65+ Yaşam Ofisi’ni açtık. “Yaşlı Dostu Kent Çalıştayı” düzenledik, çalıştayın sonuçlarının yer aldığı rehberi hazırlamaya başladık.
İyi yönetişimin, demokratik katılımın ve çoğulculuğun bir aracı olan yeni nesil belediyecilik kapsamında inovatif, bütünleşik, kolay yönetilebilir ve güvenli kentsel sistemler oluşturmaya yönelik çalışmalarınız var mı?
RIZA AKPOLAT: Önceliklerimizden biri, Beşiktaş’ın bugününü ve geleceğini vatandaşlarla birlikte tasarlamak, ilçemizi ilgilendiren kararları katılımcı süreçlerle almak. Bu yıl hayata geçirdiğimiz “Semtini Yaşat” projesi kapsamında Bebek, Arnavutköy, Sinanpaşa Çarşı, Levent Çarşı ve Bebek bölgelerinde cadde rehabilitasyon çalışmalarıyla bina cephelerinde kentsel tasarım çalışmaları yapmak amacıyla dönüşüm süreci başlattık. Semt merkezlerinde yapacağımız bu kentsel tasarım çalışmalarından önce vatandaşların görüşlerine başvuruyor, katılımcı kentsel tasarım rehberi oluşturmak için vatandaşlarla, paydaşlarımızla düzenlediğimiz çalıştaylarda bir araya geliyoruz. Yaşanabilir bir Beşiktaş’ı bu ilçede yaşayanlarla birlikte inşa edeceğiz. Gerçekçi ve sonuca yönelik katılımcı yönetim anlayışımızla oldukça zorlu şartlarda ilçemizi geleceğe taşıyan, yönlerin bütünleşik biçimde kurgulandığı metropol ilçe olmanın yarattığı riskleri en aza indiren, kriz yönetimi esaslarına uygun bir anlayışı yönetim modelimize entegre ettik.
İlçenizin tüm değerlerine sahip çıkmak, çözüm odaklı projeler üretmek ve hizmet sunumunu farklılaştırmak amacıyla yeni nesil belediyeciliğin ve yerel yönetişimin hangi niteliklerinden daha fazla yararlanıyorsunuz?
RIZA AKPOLAT: Beşiktaş, öğrenci ilçesi. Yaklaşık 200.000 öğrenciye hizmet veriyoruz. Öğrenciler pandemi sonrasında barınma ve geçinme sorunlarıyla boğuşuyor. Biz, Beşiktaş’ta gençlerin genç olma hakkını savunuyor, hak ettikleri imkânlara kavuşmaları için çalışıyoruz. Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği’yle işbirliği yaptık, “Öğrenci’YE” adlı sosyal dayanışma uygulamasını geliştirdik. Bu yenilikçi uygulama, dayanışma ekosistemi projesi. Beşiktaş’taki anlaşmalı restoranlar, üniversite öğrencileriyle yemek paylaşımı yapıyor. Öğrenciler, mobil uygulama aracılığıyla restoranlarda yer ayırtıyor, ücretsiz yemek yiyebiliyor. “Öğrenci’YE Mobil” uygulamasıyla gençler için okulların önüne sıcak çorba, kahve ve bedava internet götürüyoruz. Karaoğlan Gençlik Merkezi’ndeki “Öğrenci’YE” noktasında öğrencilere ders arasında sıcak yemek yeme fırsatı sunuyoruz. Beşiktaş’ta vatandaşların sahille buluşabileceği alanların eksik olduğunu fark ettik. Vatandaşlar sahilde uygun fiyata hizmet alabilecekleri mekânlar talep etti. Bu eksikliği gidermek için BELTAŞ Kafe ve Kitap Kafe’yi hizmete sunduk, vatandaşları denizle buluşturduk.
Yerel demokrasiyi güçlendirmek ve yeni nesil belediyecilik uygulamalarını çeşitlendirmek için yerel yönetimlerin yaptığı/yapacağı çalışmaların önündeki engeller nelerdir? Denetim sürecinde ve mevzuatta hangi düzenlemeler yapılmalı?
RIZA AKPOLAT: Türkiye’nin köklü bir yerel yönetim reformuna ihtiyacı var. Bu olmadan yerelleşme, yerinden yönetim ve yönetişim gibi kavramları kullanmak eksik kalacak. 86 milyona varan nüfusu, coğrafi yüz ölçümü, iklim, doğa ve kültür çeşitliliği, kadim tarihsel birikimiyle Türkiye, tek merkezden yönetilebilir olmaktan çıktı. Yerel yönetimlerin iyi niyetli çabasıyla, üstün gayretiyle, başarılı işbirlikleriyle devam eden hizmet süreçleri bu değişim ihtiyacını zorunlu kılıyor. İdari ve yasal statüko, yerel yönetimlerin ve demokrasinin önünde engel teşkil ediyor. Merkezî yönetimle yerel yönetimler arasındaki yetki ve bütçe sorunları pandemi sürecinde daha net anlaşıldı. Vatandaşlara en yakın ve erişilebilir kurumlar olan belediyelerin yönetiminin güçlendirilmesi hem iktisadi hem insani hem de siyasi açıdan önemli bir ihtiyaç. Dünyadaki gelişmeleri takip ederek, ülkemizin şartlarını gözeterek, akademik kapasiteye ve yerel yönetim kapasitesine güvenerek, plan ve bütçe yetkisini içine alan, şeffaflığı ve adil denetimi sağlayan, yerindenlik ilkesini gözeten yerelleşme anlayışının tartışılması, ivedilikle hayata geçirilmesi gerekiyor.