"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Kaya: “İktidara giden yol yerel siyasetten geçiyor”

  • 15 Ağustos 2022
CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya Belediye Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulundu.

Sizi tanıyabilir miyiz? Siyasete giriş nedeniniz neydi?

AHMET KAYA:
1971 yılında Trabzon merkez ilçeye bağlı Yeşilbük Köyü’nde doğdum. 1994 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Makine mühendisiyim, A sınıfı iş güvenliği uzmanıyım.

Siyasete SHP Gençlik Kolları üyeliğiyle başladım. SHP Trabzon İl Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyeliği, CHP Trabzon Merkez İlçe Başkan Yardımcılığı, CHP Trabzon İl Başkan Yardımcılığı, CHP Trabzon Merkez İlçe Başkanlığı, CHP Trabzon Ortahisar Kurucu İlçe Başkanlığı, Atatürkçü Düşünce Derneği Trabzon Şube Başkanlığı ve TMMOB Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulundum. Aynı zamanda Trabzonspor’un kongre üyesiyim. 2011 seçimlerinde beşinci sıradan, 2015 Haziran ve 2015 Kasım seçimlerinde üçüncü sıradan milletvekili adayı oldum. Dördüncü kez aday olduğum 24 Haziran 2018 seçimlerinde Trabzon’dan milletvekili seçilme onurunu yaşadım.

Ülkesini ve halkını tutkuyla seven bir insanım. Halka hizmetin en önemli yollarından birinin siyaset olduğunu biliyorum. Derde derman olmayı ve halka hizmet etmeyi seviyorum. Rahmetli İsmet İnönü’nün dediği gibi, “Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapan insanlar, ne alacağım diye değil, memleketime, milletime ne vereceğim diye siyaset yaparlar.” Bu bilinçle, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla yorulmazlar,” sözündeki inanç ve kararlılıkla çalışmalarımı sürdürüyorum.

Karadeniz Bölgesi’nin sorunlarına, bölgenin turizm altyapısının geliştirilmesine yönelik çalışmalarınız var. Gerek seçim bölgeniz Trabzon’un gerek Karadeniz Bölgesi’nin çözüm bekleyen sorunları nelerdir?

AHMET KAYA:
Karadeniz Bölgesi’nin ve Trabzon’un en önemli sorunları işsizlik, istihdam ve göç. İstihdam sağlayacak fabrika ve sanayi üretim alanlarının sınırlı olması nedeniyle genç nüfus İstanbul’a, Ankara’ya ve diğer illere göç ediyor. Bölgenin geçim kaynakları, fındık ve çay. Fındık ve çay üreticileri yıllardır çözülmeyen sorunlar nedeniyle emeklerinin karşılığını alamıyor ve üretimden uzaklaşıyor.

Trabzon’da dünyaca ünlü tarihî ve turistik merkezler var. Turizm sektörü insanlara ekmek kapısı oldu. Fakat turizmdeki altyapı sorunları, bakanlığın aldığı günübirlik kararlar, restorasyon gerekçesiyle turistik merkezlerin uzun süre kapalı tutulması, plansızlık ve başıboşluk nedeniyle birçok sorun çözüm bekliyor.

Fındığa ve fındık üreticilerine hak ettiği değer verilmiyor. Dört doların altına düşmemesi gereken fındığın fiyatı 2022 yılında da AKP eliyle dört doların altına düşürüldü. TMO, üreticiden fındığını alırken zorluk çıkarıyor. TMO, geçen yıl üreticiden 24-25 TL’ye aldığı fındığı 39 TL’den piyasaya sattı. Üretici hakkını alamadı. TMO, üreticinin sırtından yaklaşık %50 kârla piyasaya fındık satıyor. Fındıkta destekler yetersiz. Ayrıca fındık zararlılarıyla mücadelede üretici sahipsiz bırakıldı ve mağdur edildi.

Çay üretiminde kota ve kontenjan uygulamaları üreticileri mağdur ediyor. Taban fiyatın altında alımı engellemeye yönelik adımların atılmaması nedeniyle üreticiler çayını ucuza satmak mecburiyetinde kaldı. Bu sorunların çözümü için hazırladığımız kanun tekliflerini reddeden AKP, çay üreticilerini ve bileşenlerini dinlemeden teklif hazırladı, bu teklifi TBMM’ye getirdi, kamuoyu tepkisi nedeniyle teklifi geri çekmek zorunda kaldı. AKP, çay üreticilerinin sorunlarını çözmek yerine oyalama taktikleriyle üreticileri bekletti.

Trabzon’un 100 yıllık hayali olan, Doğu Karadeniz Bölgesi için büyük önem taşıyan demiryolu projesi AKP tarafından her seçim döneminde istismar ediliyor. Eski Başbakan Binali Yıldırım'ın 2023’te bitecek dediği demiryolu projesi için hiçbir adım atılmadı. Ulaştırma Bakanı, demiryolu projesini “2053 vizyon projesi” olarak önümüze getiriyor ve Trabzon halkıyla âdeta alay ediyor.

Turizmin olmazsa olmazı havalimanı konusunda da Trabzon sıkıntılar yaşıyor. Mevcut havalimanı ve pistler, havaalanı trafiği için yetersiz kalıyor, yeni havalimanı projesinde belirsizlik sürüyor. 2022 yatırım programında Trabzon Havalimanı için sadece 20.000 TL gibi komik bir rakam ayrılması da AKP’nin bu işi de ağırdan aldığını gösteriyor. Mevcut pistte dolgu zeminden kaynaklı yaşanan sıkıntılar nedeniyle pist zaman zaman hizmet dışı kalıyor. Yeni havalimanı, Trabzon için acil ve öncelikli ihtiyaçlardan biri.

Ulaştırma Bakanı Trabzonlu, buna rağmen Trabzon ulaşım problemleriyle boğuşuyor. Kanuni Bulvarı Projesi kapsamında inşa edilen viyadükler, tarihî Boztepe’nin bağrına bir hançer gibi saplandı. Kentin doğası, silüeti ve tarihi mahvedildi. Merkezdeki trafik sorunu işin içinden çıkılamaz bir hâl aldı. Trafik sorununa çare olacak “Güney Çevre Yolu Projesi” de yıllardır bekletiliyor.

Deniz dolduruldu, sahil betonla kaplandı, insanların denizle bağı koparıldı. Dolgu ve çevre kirliliği nedeniyle deniz ve deniz canlıları katledildi. Deniz kenti olan Trabzon’da denize girecek yer kalmadı. Balık çeşitliliği, bolluğu ve balıkçılık faaliyetleri azaldı.

Geçmişte acı tecrübeler yaşanmasına rağmen dere yataklarına kamu kurumları tarafından yapılan otogar ve et kombinası felakete davetiye çıkardı.

Kabinede dört bakanı bulunan, AKP’den dört vekil çıkaran Trabzon’daki sorunlar iktidar tarafından görmezden geliniyor, çözüm çağrılarına kulak tıkanıyor. Trabzon sahipsiz bırakılıyor ve AKP iktidarı tarafından talan ediliyor.

Kötü tecrübelerden ders alarak, işinin ehli insanların tecrübesinden ve birikiminden faydalanarak, aklın ve bilimin ışığında Trabzon’un sorunlarını çözmeye talibiz.

Demokratik yerel siyaseti güçlendirecek yerel yönetim mekanizmaları ve politikaları sizce nasıl oluşturulmalı? Bu süreçte yerel yönetimlerin alacağı inisiyatifler nelerdir?

AHMET KAYA:
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen bu ucube, tek adam sisteminde demokratik siyasetten bahsetmek çok zor. Hayatımızın her alanına müdahale eden ve ülkemizi yaşanmaz hâle getirme yolunda ilerleyen bu sisteme son verilmeli.

AKP iktidarının baskıcı ve ayrımcı merkezî yönetim anlayışı, kendisinden olmayan yerel yönetimleri yok saymak ve hiçbir iş yaptırmamak üzerine kurulu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere 11 büyükşehir belediyemizle ilçe belediyelerimizde hizmetlerin nasıl engellendiğine şahit oluyoruz.

Bunu Trabzon’da da görmek mümkün. AKP’den borç batağında devralınan bir ilçe belediyemiz var. Beşikdüzü Belediye Başkanı’nın çalmadığı kapı kalmadı. Önceki dönemin enkazını kaldırmaya çalışıyor. Hizmetlerin aksamaması için çözüm bulması ve destek vermesi gereken merkezî yönetim ve iktidar partisi temsilcileri bu süreci sadece izliyor. Bu belediye iktidarın elinde olsaydı böyle bir sorun yaşanır mıydı? Bakanlıklar belediyeye yardım etmek için yarışırdı. Dolayısıyla yerelde hizmeti siyasetin önüne koymak gerekiyor. Yerel yönetimlere daha özgür bir alan yaratmak, ekonomik açıdan güçlenmelerini sağlamak ve siyasi ayrımcılığa son vermek gerekiyor.

Tüm yetkilerin tek bir kişiye verildiği bu düzenin sıkıntısını yerel yönetimler ve yerel siyaset çekiyor. Bir parti devleti yaratıldı. AKP’li il başkanları birçok validen, ilçe başkanları bazı kaymakamlardan daha etkin şekilde yerel yönetimlere müdahale ediyor. Bu durum, yereldeki sorunları daha da büyütüyor.

Diğer yandan, AKP iktidarının salt seçim kazanma stratejileri üzerinden şekillendirdiği Büyükşehir Yasası’yla birlikte 2012 yılında yapılan bir düzenlemeyle köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırıldı, köyler mahalle, belediyeler de belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine dahil edildi. Belde belediyeleri kapanan vatandaşlar hizmetlere erişimde sorunlar yaşıyor. Beldelerdeki ekonomik faaliyetler bitme noktasına geldi. Mahalleye dönüştürülen köylerde altyapı ve üstyapı sorunları başladı. Elektrik, su, yol, kanalizasyon gibi acil ihtiyaçların karşılanması zorlaştı, hizmetler yavaşladı. Köy okullarının kapatılmasıyla birlikte göçler arttı, tarımsal üretim ve hayvancılık faaliyetleri azaldı. Pandemi dönemi, savaş ortamı ve ekonomik kriz, tarımın ve üretimin önemini bir kez daha gösterdi. Pahalılık ve ekonomik kriz nedeniyle tersine göç (kent merkezlerinden kırsala) zorunlu oldu. Bu nedenle yereli güçlendirmek ve üretimi teşvik etmek için belde belediyeleri yeniden açılmalı, mahalleye dönüştürülen köylere tüzel kişilik kazandırılmalı. Köy okulları açılarak taşımalı eğitime son verilmeli. Belde belediyelerinin tekrar açılması, CHP olarak vatandaşlara taahhüdümüzdür.

Yerel siyasetin, demokrasinin gelişmesi için en önemli mekanizma olduğuna inanıyoruz. Yereldeki sorunların çözülmesi ve taleplerin karşılanması, siyasetin istikametini belirleyecek. CHP’nin en önemli hedefleri, yereldeki taleplerin karşılanması, sorunların çözülmesi, demokratik siyasetin geliştirilmesi ve yaygınlaşmasıdır. Siyasi değişimin ve toplumsal dönüşümün yereldeki çalışmalarla gerçekleştirilebileceğinin, iktidara giden yolun yerel siyasetten geçtiğinin ve yerelin sorunlarını görmezden gelen bir iktidarın devamlılığının mümkün olmayacağının farkındayız.


Önerilen Haberler