"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Yavuzyılmaz: “Demokratik kurumsal mekanizmalar oluşturulmalı”

  • 15 Ağustos 2022
Denge ve Denetleme Ağı Araştırma ve Politika Geliştirme Koordinatörü Hakan Yavuzyılmaz Belediye Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulundu.

Denge ve Denetleme Ağı’nın çalışmalarından bahseder misiniz? Katılımcı ve çoğulcu demokrasinin gelişmesi, denge denetleme sisteminin güçlendirilmesi için neler yapıyorsunuz?

HAKAN YAVUZYILMAZ:
Denge ve Denetleme Ağı, toplumun çeşitli kesimleriyle farklı siyasi görüşlerden ulusal ve yerel 300’e yakın sivil toplum kuruluşunun yanı sıra on binlerce destekçi ve takipçinin, katılımcı ve çoğulcu demokrasinin güçlenmesi için bir arada çalışmalar yürüttüğü bir ağ. 2011 yılında yeni anayasa çalışmaları sırasında bir araya gelen Denge ve Denetleme Ağı, Temmuz 2012’den bu yana izleme, politika üretme, kamuoyu oluşturma ve savunuculuk yöntemlerini kullanarak, Türkiye’nin demokratikleşmesinde vazgeçilmez olan denge denetleme sisteminin güçlendirilmesine katkıda bulunmak için çabalıyor. Denge ve Denetleme Ağı’nın bu hedef doğrultusundaki öncelikleri, vatandaşların bilinçli karar vermesine katkıda bulunmak için güvenilir ve tarafsız bilgi üretmek, aktif vatandaşlık bilincini yerleştirmek amacıyla çalışmalar yürütmek. Denge ve Denetleme Ağı, işleyen bir denge denetleme sistemi için reforma ihtiyaç duyulan yedi alanda “reform grupları” aracılığıyla faaliyet gösteriyor: Anayasa, yasama, yürütme, yargı, medya, yerel yönetimler ve sivil toplum.

Türkiye’de merkeziyetçilik ve yerel yönetimler 1980’den bu yana demokratikleşmeyle paralel tartışılıyor. Yerel yönetimlerin demokratikleşme sürecine etkisi ve katkısı sizce nedir?

HAKAN YAVUZYILMAZ:
Türkiye’de merkezî yönetim ve yerel yönetimler arasındaki denge, Türkiye’nin siyasi modernleşme sürecinin temel dinamiklerinin de etkisiyle merkezî yönetim adına çok güçlü bir yapıda olageldi. Bu süreçte yerel yönetimler ve merkezî yönetim arasındaki denge zaman zaman tartışma konusu oldu, fakat yerel yönetimlerin katılımcılığını artıran, demokratikleştiren ve merkezî yönetimi dengeleyen, kapsamlı bir yerel yönetim reformu henüz hayata geçirilebilmiş değil.

Sağlıklı işleyen demokratik denge ve denetleme sistemi sadece yasama, yürütme ve yargı arasında kuvvetler ayrılığına dayanan bir sistem değil. Bu nedenle Denge ve Denetleme Ağı’nda daha geniş bir denge ve denetleme tanımı çerçevesinden savunuculuk ve politika geliştirme faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu çerçevede merkezî yönetimi dengeleme ve denetleme kapasitesine sahip olan, idari ve mali açıdan özerk, etkin şekilde hizmet üretebilen, katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir yerel yönetimler, demokratik denge ve denetleme sistemi için yaşamsal nitelikte.

Bu niteliklere sahip olan yerel yönetimler, vatandaşlara yerelde politika yapım süreçlerine etkin katılım imkânları sunarak, aktif vatandaşlığın gelişmesine katkıda bulunuyor. Bununla birlikte merkezî yönetimden belli ölçüde özerk ve onu dengeleme kapasitesi olan şeffaf yerel yönetimler de demokratik seçimlerin özüne zarar veren kayırmacılık ve partizan rant aktarımı gibi sorunlu olguları önleme noktasında yaşamsal.

Demokrasinin temel ilkelerinin yerelde işlerlik kazanması, yerel yönetimlerin özerkliğinin sağlanması ve kamu politikalarında yurttaş katılımının aktif olması için “yerel doğrudan demokrasi” mekanizmaları nasıl yapılandırılmalı?

HAKAN YAVUZYILMAZ:
Şüphesiz ki, yerel yönetimlerin demokratikleşmesi ve kuvvetlendirilmesi için ülkenin ekonomik, siyasi ve sosyo-kültürel birikimi göz önüne alınarak reformlar yapılmalı. Ancak yerel yönetimlerde katılım mekanizmalarını kuvvetlendirmek, genel anlamda demokratik, şeffaf ve hesap verebilir yerel yönetimler inşa etmek için bazı temel noktaları vurgulamanın fayda olacağını düşünüyorum. Denge ve Denetleme Ağı’nın bu temel ilkeler üzerinden ürettiği, karar vericilerle, kamuoyuyla paylaştığı birçok içerik çalışması var.

Merkez-Yerel İlişkisi, Denge ve Denetlenme

Merkezî yönetimle yerel yönetimler arasındaki yetki, görev, sorumluluk ve kaynak dağılımı, görev ve yetki çatışmasını önleyecek, ilişkilerde öngörülebilirlik ve sürdürülebilirlik sağlayacak yasal kurumsal esaslara ve kurallara bağlanmalı. Merkezî yönetimin yerel yönetimler üzerindeki vesayet yetkisinin kapsamı ve kullanımıyla ilgili sorumluluklar ve sınırlılıklar netleştirilmeli. Yerel yönetimlerin idari ve mali özerkliğini temin ve tahkim edecek adımlar atılmalı. Yerel yönetimlerin yerel kalkınma, kentsel gelişme, ulaşım, sağlık, spor, turizm, çevre, iklim değişikliği gibi konularda karar alma ve uygulamaya ilişkin yetkileri ve imkânları genişletilmeli. Yerel yönetimlere genel bütçeden aktarılan pay artırılmalı, bu payın dağıtımında esas alınan kriterler gözden geçirilmeli. Ayrıca yerel yönetimlerin öz kaynaklarını geliştirebilmesini ve öz gelirlerini artırmasını teşvik eden politikalar üretilmeli, düzenlemeler yapılmalı. Özellikle son yıllarda merkezin yerel üzerinde ağır bir vesayet mekanizması olarak işleyen kayyum uygulaması gözden geçirilmeli, seçilmiş yerel yöneticiler görevden alınırken yargı sürecinin ve organlarının denetimi esas alınmalı. Görevden alınmayı gerektirecek bir suç işledikleri yargı kararıyla kesinleşen yerel yönetim temsilcilerinin yerine kayyumların değil, yerel seçmen iradesini temsil edenlerin gelmesi esas olmalı. Örneğin, belediye başkanlığı makamının yukarıda sözü edilen şekilde boşalması hâlinde üç ay içinde yapılacak bir seçimle yeni belediye başkanı belirlenmeli. Yerel düzeyde muhtarlık sistemi güçlendirilmeli. Merkez-yerel dengesi bağlamında köy ve mahalle muhtarları İçişleri Bakanlığı’na değil, ilçe belediyelerine bağlı olmalı. Muhtarların seçimini, tüzel kişiliklerini, görev, yetki ve sorumluluklarını düzenleyen muhtarlık yasası çıkarılmalı. Yereli merkez karşısında etkisiz hâle getiren ve merkezin yerel üzerinde etkisini artıran diğer bir unsur, yerel seçim sürecinde siyasi partilerin genel merkezlerinin ve başkanlarının belirleyiciliği. Bu nedenle yerel seçimlerde aday belirleme süreci yereli önceleyecek, yerel siyaseti ve katılımı geliştirecek şekilde yenilenmeli. Siyasi partiler ve seçimlerle ilgili yasal düzenlemelerde yerel demokrasinin ve siyasetin gücünü, sorumluluğunu geliştirecek hükümlere yer verilmeli.

Demokratik Yerel Yönetimler

Demokratik olmayan bir hiper-başkanlık sistemine benzer bir yapıyla yönetilen belediyelerde başkanın geniş yetkileri ve artan gücü karşısında güçsüz meclisler bulunuyor.  Yerel meclisler sorumluluk açısından kuvvetlendirilmeli, yerel meclislerin belediye başkanlarını ve birimlerini denetim mekanizmaları etkili hâle getirilmeli.

Yerel yönetimlerin demokratikleşmesinin en önemli unsurlarından biri, yerel yöneticilerin aday olma ve seçilme sürecinde demokratik mekanizmaların kurumsallaşması. Bu çerçevede belediye meclis üyelerinin sayısı artırılmalı ve temsil alanları genişletilmeli. Temsilde adaleti yerel seviyede olumsuz etkileyen belediye meclisi üyelerinin seçiminde yüzde on barajı kaldırılmalı, büyük siyasi partilere üye olmayan yerel siyasetçilerin ve bağımsız adayların meclis üyesi seçilmesinin önü açılmalı. Belediye meclislerinde (gerekirse kota uygulamaları yoluyla) çeşitlilik, çoğulculuk ve cinsiyetler arası eşit temsil sağlanmalı. Farklı ölçekteki belediyeleri birlikte çalışmaya teşvik eden yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmalı, ilçe belediyelerinin, büyükşehir belediyelerinin şubesi gibi çalışmasının önüne geçmeyi sağlayacak düzenlemeler yapılmalı. Yerel yönetimler arasındaki dengesizlikler somut veriler üzerinden ortaya çıkarılmalı, yerel yönetimlerin mali kaynakları bu ihtiyaç ve kapasite farkları gözetilerek farklılaştırılmalı.

Katılımcılık, Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik

Katılımın en önemli ön koşullarından biri, katılımı gerçekleştirecek aktörlerin somut, kolay ve anlaşılır veriye ulaşmasıdır. Bu kapsamda yerel yönetimlerin, yetki ve sorumluluk alanlarında şeffaf, güvenilir, düzenli ve anlaşılır veri toplama, raporlama yapması zorunlu hâle getirilmeli. Sivil gözetim ve katılım mekanizmaları olarak kent konseylerinin etkisini ölçen ve özendiren çalışmalar yapılmalı, belediye organlarıyla, yöneticileriyle ilişkilerinin demokratik denge ve denetim temelinde gelişmesi esas alınmalı. Vatandaşların yerel yönetimlerden aldığı hizmetleri değerlendirmesini sağlayacak geribildirim mekanizmaları oluşturulmalı. Bu hizmetlerin takibi için tüm belediyelerin hizmetleri online ortamda erişilebilir ve izlenebilir hâle getirilmeli. İki seçim arasında vatandaş denetimini etkinleştirmek amacıyla yerel yönetimlerde başkanları ve meclis üyelerini kapsayacak geri çağırma mekanizması hem aktif vatandaşlık bilincini hem de yerel yönetimlerin hesap verebilirliğini güçlendirecektir. Belediyelerin denetim komisyonlarındaki ağırlık/çoğunluk, muhalefet partisi temsilcilerinden oluşmalı. Yerel yönetimlerin kamusal kaynakları ve yetkileri kötüye kullanmasını önleyecek demokratik ve hukuki denetim araçları yaygınlaştırılmalı ve etkinleştirilmeli. Yerel yönetimlerin harcamaları, faaliyet raporları ve strateji belgeleri şeffaf şekilde kategorilere ayrılmalı, düzenli olarak yayınlanmalı. Yapılacak yasal düzenlemeyle yerel yönetimlerin, harcamalarını kolay, anlaşılır ve detaylı şekilde raporlaması sağlanmalı.

Yerel siyasetin demokratikleşmesi için sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği neden önemli ve gerekli? İşbirliği ve ortak çalışma sürecinde yaşanan sorunların çözümü için yapılması gerekenler nelerdir?

HAKAN YAVUZYILMAZ:
Sağlıklı işleyen bir demokraside çoğulcu, özgür ve politika yapım süreçlerine etkin katılım sağlayabilen sivil toplumun varlığı önem taşıyor. Sivil toplum kuruluşları, farklı toplumsal sorun alanlarını siyasetin gündemine taşıyan önemli bileşenler. Bununla beraber sivil toplum kuruluşları, sağlıklı işleyen bir denge ve denetleme sisteminde diyagonal denetim işlevi de üstleniyor. Daha da önemlisi, özgür, etkin ve çoğulcu bir sivil toplum, vatandaşlara politika üretim ve ilgili sorun alanlarına ilişkin aktif katılım imkânı tanır, aktif vatandaşlık bilincini geliştirir. Sivil toplum kuruluşları, benzer işlevleri sadece ulusal ölçekte değil, yerel ölçekte de yerine getirir. Bu nedenle yerel siyasetin demokratikleşmesinde sivil toplum işbirliği ve katılımı önem taşıyor.

Türkiye’de gerek yerel gerek ulusal ölçekte sivil toplum katılımı sağlıklı bir demokraside olması gereken düzeyin oldukça altında. Yerel seviyede sivil toplum işbirliğini ve katılımını artırmak için sivil toplum kuruluşlarının özgür, bağımsız, hesap verebilen ve politika yapım süreçlerine etkin katılımı sağlayan bir yapıda olması gerekiyor. Sivil toplum kuruluşlarının politika yapım süreçlerine etkin katılımını yerel seviyede artıracak kurumsal düzenlemeler yapılmalı. Sivil toplum kuruluşlarının yerel meclis komisyonlarına ve meclis görüşmelerine katılımının sağlanması, kent konseylerinin etkin ve özerk hâle getirilmesi de yapılması gereken kurumsal düzenlemeler arasında yer alıyor.

HAKAN YAVUZYILMAZ KİMDİR?

Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nü bitirdi. Yüksek lisansını Suffolk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde, doktorasını Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde tamamladı. Doktora sonrası araştırma için Nottingham Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde misafir araştırmacı olarak çalıştı. Hâlen Başkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ders veriyor. Akademik çalışmaları Party Politics ve Journal of Balkan and Near Eastern Studies gibi uluslararası dergilerde yayımlandı. 2020 yılında Denge ve Denetleme Ağı’nda politika analisti olarak çalışmaya başladı. 2021 Mayıs ayından bu yana Denge ve Denetleme Ağı’nda Araştırma ve Politika Geliştirme Koordinatörü olarak çalışıyor.


Önerilen Haberler