YÜKLENİYOR
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt “dirençli kentler” hakkındaki çalışmalarını Belediye Gazetesi’ne aktardı.
Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen iki büyük depremin ardından “dirençli kentler” yeniden önem kazandı. İlçenizde doğal afetlerin etkilerini en aza indirmek için yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
KAZIM KURT: Parsel bazında zemin etüt çalışmaları yaptırıyoruz. Söz konusu zemin etüt çalışmalarında yapılan sondajlarda zeminin cinsine ve bölgenin önlemli alan durumuna göre numune aldırıp, bakanlık onaylı laboratuvarlarda işlem yaptırıyoruz. Her sondaj çalışmasında ayrıca presiyometre deneyi de yaptırıyoruz. Ayrıca her parselde jeofizik etüt (sismik kırılma, yüzey dalgası analizi, mikrotremör), sismik hız, dinamik ve elastik parametre hesabı, sıvılaşma analizi çalışmaları da gerçekleştiriliyor. Zemin etüdü firmaları, sondaj ve jeofizik etüt uygulamalarının video kaydını alıyor, bu kaydı rapora ek olarak sunuyor. Zemin etüdü çalışmalarında asgari iki adet sondaj ve bir adet jeofizik etüdü oluyor. Söz konusu etüt sayıları, önlem parametrelerine ve inşaat taban alanı büyüklüğüne doğru orantılı artıyor. Site tipi çoklu blokların bulunduğu sahalarda minimum sondaj aralıkları dikkate alınıyor, her bloğun temel tabanının bulunduğu alanda, 300 metrekarede en az bir adet sondaj olmak üzere zemin birimlerini tarifleyecek ve sahayı tarayacak şekilde sondaj adedi belirleniyor. Zemin etüdü raporlarında jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendislerinin çalışmaları ve imzaları mevcuttur.
Zemin etüdü çalışmalarında düşük taşıma gücü değerlerine sahip olan parsellerde kat yüksekliği aranmaksızın zemin iyileştirme çalışmaları yapılması zorunludur. İlçemizde, zemin iyileştirme yöntemlerinden “deep soil mixing”, “jet grout” ve “fore kazık” uygulanmaktadır. Çalışmaları yerinde kontrol ediyoruz. Bakanlık onaylı laboratuvarlar tarafından karot alınıyor ve raporlanıyor. Odunpazarı’nda 2007 yılında yürürlüğe giren TDY 2007’ ye göre beton dayanım sınıfı C20’yle sınırlandırılmıştır. İlimizde yapılan protokoller sonucunda C25 minimum beton dayanım sınıfıyla statik projeler tasarlanmıştır. Zemin iyileştirme sonrasında temel tipinin radye ya da kirişli radye olarak tasarlanması zorunlu kılınmıştır. Yine TDY2007’ye göre minimum kolon en kesiti 25 cm. iken, ilçemizde kolon en kesitlerinin minimum 30 cm. yapılması teşvik ediliyor ve projelerde bu şekilde uygulanıyor. Kısacası, ülkemizin deprem gerçeği ve ilimizin zemin yapısı göz önünde bulundurularak parsel bazında yapılarda zemin iyileştirilmesi kabul edildi. Kentsel dönüşüm kapsamında parsel bazında riskli binaların tahliye ve yıkım işlemleri de titizlikle yürütülüyor.
Afet yönetimine ilişkin belediyenizde ayrı bir birim oluşturdunuz mu? Afet risklerine karşı kentsel direnci artırmak, fiziksel, ekolojik ve toplumsal açıdan kent planlamasının sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla eylem planı hazırladınız mı?
KAZIM KURT: Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen iki büyük depremin ardından olası afetlerde alınacak önemler hakkında ilimizin diğer ilçe belediyeleriyle, meslek odalarıyla, diğer kuruluşlarla görüşmelerimiz devam ediyor. Afet sonrasında arama-kurtarma çalışmalarına destek olmak için iki yıl önce belediyemiz bünyesinde arama-kurtarma ekibi kurduk. Ekibimiz, Kahramanmaraş depremlerinin sonrasında hemen deprem bölgesine hareket etti, Hatay’ın Antakya ilçesinde arama-kurtarma çalışmalarına destek vererek 18 vatandaşı enkazdan sağ olarak çıkardı. Şunu da özellikle belirtmek istiyorum: Belediyemizin arama-kurtarma ekibi, Antakya’ya giden ve arama kurtarma çalışmalarına başlayan ilk ekiptir.
Risk yönetimi, altyapının mekânsal planlaması, yeşil altyapı destek sistemleri, ulaşım sistemi, arazi kullanımı ve yenilenebilir enerji kaynakları kapsamında hangi uygulamaları hayata geçirdiniz? Bu konuda yeni projeleriniz var mı?
KAZIM KURT: Güneş enerjisi santrali projesini hayata geçirdik. Bu sayede belediyemizin hizmet binalarının elektrik ihtiyacını karşılıyoruz. İkinci güneş enerjisi santrali için projemiz hazırdı. Projemiz ilgili bakanlık tarafından kota bahanesiyle engellendi.
Afet yönetimine yönelik çalışmalarınızda mevzuat, bütçe ve kaynak açısından zorluklarla karşılaştınız mı?
KAZIM KURT: Her çalışmamızda olduğu gibi, afet yönetimine yönelik çalışmalarımızda da mevzuat açısından sıkıntılarla karşılaşıyoruz. En sıkıntılı konu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın istediği planı, istediği şekilde hayata geçirme yetkisi. Bizim uygun bulmadığımız plan değişikliği talepleri, bakanlık tarafından uygun bulunuyor. Politik çıkarlar nedeniyle Eskişehir ve Eskişehirliler cezalandırılıyor. Belediyelerin iyi niyeti kötüye kullanılıyor. Yasal sıkıntılar nedeniyle Eskişehir’de sorunlar büyüyor. Porsuk’un kıyısında yer alan, afet riskli alan olan sekiz mahalledeki kentsel dönüşüm yaklaşık on yıldır gerçekleştirilmiyor, çünkü mülk sahiplerinin tamamının ikna edilmesi gerekiyor. Bir kişi dava açtı. Bir kişinin açtığı davayla plan ortadan kalktı. Bu nedenle yeniden bir plan yapılması gerekiyor. Çok büyük alanlarda değil, belki daha küçük, daha çabuk dönüştürülecek, daha çabuk uzlaşılacak alanlarda bu işi denemek lazım. Vatandaşların bu konuya daha duyarlı olacağı bölgelerde dönüşüm çalışmaları yapılabilir, ama devlet de yasal gücünü kullanabilir. Mülk sahiplerinin %70’i ikna edildikten sonra kentsel dönüşümün daha kolay olacağına yönelik bir hüküm var. Devlet, o gücünü kullanabilir.
Vatandaşların kaliteli ve depreme dayanıklı konutlarda yaşaması için gerçekleştirmek istediğimiz çalışmalar da engelleniyor. Örneğin, Karapınar Mahallesi, “Gecekondu Önleme Bölgesi”, Gündoğdu Mahallesi ve Küçük Sanayi, “Afet Riskli Alan” ilan edildi. Üç bölgede de yetki, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’yla TOKİ’de, ancak çalışma yapmıyorlar. “Biz yapalım,” diyoruz, ona da izin vermiyorlar. Bunlara rağmen TOKİ, Mamuca’da toplu konut inşaatı başlattı. Bizden ruhsat alma gereği duymadan yapılan bu inşaatın kaçak olduğunu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da kabul etti. Karapınar ve Gündoğdu Mahalleleri’yle Sanayi Çarşısı’nı dönüştürmeyen, yetkiyi bize de vermeyen TOKİ, Mamuca’da toplu konut yapıyor. Bunun nedeni, AKP’li yöneticilerin iktidar hırsı.