YÜKLENİYOR
Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun “dirençli kentler” hakkındaki çalışmalarını Belediye Gazetesi’ne aktardı.
Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen iki büyük depremin ardından “dirençli kentler” yeniden önem kazandı. İlçenizde doğal afetlerin etkilerini en aza indirmek için yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
TOLGA TOSUN: Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen iki büyük deprem nedeniyle büyük bir acı yaşadık. Uzmanlar, bölgede böylesi yıkıcı bir depremi bekliyordu. Buna rağmen merkezî yönetimin herhangi bir plan ve program yapmadığını, 1999 Marmara depreminin milat olmadığını bir kez daha gördük. Deprem ülkemizin gerçeği. Her seferinde acı tecrübeyle bu gerçekle yüzleşiyoruz. Bu nedenle afet bilinci yüksek, depreme karşı dirençli kentlerin oluşturulması önem arz ediyor. Bandırma’da da yıkıcı depremler yaşanmış. Tarihin en zengin ve en büyük medeniyetlerinden biri olan Kyzikos’un yıkıcı büyük bir deprem sonrasında tarih sahnesinden silindiği bilinmektedir. Kadim bir tarihe sahip olan Edincik Mahallesi’nde de yıkıcı depremlerin etkilerinin yaşandığı tarih kaynaklarında yer almaktadır. Ülkemizdeki diri ve aktif fay haritaları incelendiğinde Marmara bölümünün kuzey ve güney kesimlerinde etkin fayların bulunduğu bilinmektedir. İlçemizi çevreleyen, etkileri yüksek olan iki fay hattı bulunmaktadır. Bu kapsamda gerek ilçemize yakın noktalarda gerek Marmara Bölgesi’nin diğer noktalarında yer alan faylarda oluşabilecek depremlere karşı Bandırma’yı korumalıyız. Kahramanmaraş depremleri öncesinde bu kapsamda çalışmalara başlamıştık. Öncelikle belediyemiz bünyesinde “Deprem ve Doğal Afet Komisyonu” kurmaya karar verdik. “Doğal Afet Birimi” ve “Arama Kurtarma Ekibi” oluşturmak, teçhizat temin etmek için çalışmalar yaptık. Kahramanmaraş depremleriyle birlikte hazırlık sürecini hızlandırdık ve bir kurul oluşturma kararı aldık. Geçtiğimiz günlerde Mimarlar Odası Bandırma Temsilciliği, İnşaat Mühendisleri Odası Bandırma Temsilciliği, Harita Mühendisleri Odası Bandırma Temsilciliği, Elektrik Mühendisleri Odası Bandırma Temsilciliği, Makine Mühendisleri Odası Bandırma Temsilciliği, Bandırma Belediyesi İmar Komisyonu’yla Deprem ve Doğal Afet Komisyonu üyeleriyle bir araya geldik. Doğal afetlere karşı dirençli bir kent yapısı oluşturmak amacıyla çalışmalarımıza başladık. Oluşturacağımız kurulda, üniversitelerin ilgili bölümlerinin akademisyenleri, afet uzmanları da yer alacak. Kurulun depremsellikle ilgili hazırlayacağı raporlar, belediyemizin afet planlaması için yol gösterici olacak. Toplumsal bilinci artırmak amacıyla vatandaşlara eğitimler de vereceğiz.
Afet yönetimine ilişkin belediyenizde ayrı bir birim oluşturdunuz mu? Afet risklerine karşı kentsel direnci artırmak, fiziksel, ekolojik ve toplumsal açıdan kent planlamasının sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla eylem planı hazırladınız mı?
TOLGA TOSUN: Olası Marmara depremi, bu bölgedeki tüm kentleri etkileyecek. Bandırma da bu depremden etkilenecek yerler arasında. Bunun bilincindeyiz. Belediyemizin programını ve mevzuatını bu doğrultuda hazırlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Belediyemizin meclisinde aldığımız kararla Bandırma Belediyesi bünyesinde “Deprem ve Doğal Afet Komisyonu” kurduk. Kurum içi arama kurtarma ekipleri oluşturmak ve afet gönüllüleriyle bir araya gelmek için geniş kapsamlı bir çalışma başlattık. Oluşturacağımız ekipler nitelikli eğitimler alacak ve her türlü afete karşı bilinçlendirilecek. Ekiplerin ihtiyaç duyacağı malzemeleri ve ekipmanı tedarik etmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Afet birimi kurmayı planlıyoruz. Birim, bilimsel veriler ışığında ilçemizin depremselliğine ilişkin rapor hazırlayacak. Bu rapor doğrultusunda kapsamlı bir afet acil eylem planı hazırlayacağız. Vatandaşları bilinçlendirmek için afet eğitimleri vereceğiz.
Risk yönetimi, altyapının mekânsal planlaması, yeşil altyapı destek sistemleri, ulaşım sistemi, arazi kullanımı ve yenilenebilir enerji kaynakları kapsamında hangi uygulamaları hayata geçirdiniz? Bu konuda yeni projeleriniz var mı?
TOLGA TOSUN: Kent yaşamında yeşil alanlar oldukça önemli. Özellikle kent hayatının hızlı geliştiği noktalarda yeşil alanların sayısının azalması hem kent estetiğini olumsuz etkiliyor hem de vatandaşların vakit geçirebileceği alanların sayısının azalmasına neden oluyor. Yeşil alanların diğer özelliği de yağmur suyunu tutmasıdır. Bu sayede taşkınlar önlenmektedir, suyun yeraltı kaynaklarıyla doğal yollarla buluşmasına imkân tanınmaktadır. Yeşil alanlar, herhangi bir doğal afette toplanma alanı olarak kullanılmaktadır. Biz de ilçemizde kişi başına düşen yeşil alan miktarını artırmaya çalışıyoruz. Malta Parkı’yla ilgili projeyi tamamladığımızda bu alan ilçemizin en büyük yeşil alanı olacak, yeşil altyapı sistemleri hayata geçirilecek. Hızlı kentleşme ve kent ekonomisinin yetersizliği, kent planlamasını ve altyapıyı doğrudan etkiliyor. Kentsel dönüşüm projelerinin artmasıyla birlikte mekânsal altyapı çalışmalarının nitelikli olması gerekiyor. Bu nedenle çalışmalar eşgüdümlü olmalı. Temel sıkıntı, altyapı çalışmalarının önemli bir bölümünün büyükşehir belediyelerinin sorumluluğunda olması. Her kent, kendi iç dinamikleriyle altyapı çalışmalarını gerçekleştirmeli. Ulaşım sistemleri, kent hayatı açısından önem arz ediyor. Ulaşım ağının gelişmesi, kentin gelişmişlik seviyesiyle paralel. Toplu taşımanın veya alternatif ulaşım araçlarının yaygınlaşması sayesinde trafik yoğunluğu da azalacaktır. Biz, bilim insanlarıyla birlikte ilçemiz için yetkin bir ulaşım master planı hazırlıyoruz. Bu plan, ilçemizdeki ulaşım sorunlarını tespit etmemize yardımcı oluyor, sorunlara çözüm üretmemizi sağlıyor. İlçemizde güneşli gün sayısı fazla. Enerji üretecek güce sahip olan rüzgâr sayesinde ilçemiz aynı zamanda yenilenebilir enerji üssü özelliği taşıyor. Bu kapsamda kamu ve özel sektör işbirliğiyle projeler geliştirmek amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Afet yönetimine yönelik çalışmalarınızda mevzuat, bütçe ve kaynak açısından zorluklarla karşılaştınız mı?
TOLGA TOSUN: En önemli sorunlardan biri, bürokrasi. Deprem gibi insan hayatını direkt etkileyen afetlerde koordinasyon, hız ve planlama çok önemli. Bu konuda yetki tamamen AFAD’a verildi. Bu nedenle afet planlaması yapılırken bürokratik süreçler nedeniyle zaman kaybı yaşanıyor. Bandırma, aktif fay hatlarına yakın bir ilçe. Bize en yakın AFAD birimi yaklaşık bir buçuk saat uzaklıkta, Balıkesir kent merkezinde. En kötü senaryolar üzerinden planlama yaptığınızda olası Marmara depreminde belirtilen saat aralığında AFAD’ın ve ekiplerinin ilçemize ulaşması mümkün değil. Sadece Bandırma değil, Gönen ve Manyas da AFAD yetkililerini beklemek durumunda kalacak. Bandırma’da AFAD birimi açılması için yoğun çaba sarf ettik. Bölge geneline de hizmet edecek bu önemli birimin kurulması amacıyla yetkililerle mutabık kaldık. En kısa zamanda ilçemizde AFAD birimi kurulacak. Bu sayede bürokratik sürecin bir kısmını tamamlayacağız. Önemli diğer bir konu, bütçe ve kaynak. Ekonomik kriz koşullarında kıt kaynaklarla vatandaşlara nitelikli kamu hizmetleri sunmaya çalışmak belediyeleri zor durumda bırakıyor. Özellikle arama-kurtarma malzemelerinin maliyetinin yüksek olması nedeniyle temin süreci uzuyor. Olası depremlerde merkezî yönetimin görevlerini ve sorumluluklarını belirlediği kurumlarla belediyeler birlikte çalışmalı. Deprem kuşağındaki kentlerin yerel yönetimlerine merkezî bütçeden kaynak aktarılması gerekiyor. Karşılaştığımız zorluklara rağmen vatandaşları korumak deprem bilinci oluşturmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Belediyemizin kaynaklarıyla depreme dirençli bir kent oluşturmak için için çalışmalarımızı hızlandıracağız.