"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Soyer: “Dirençli bir kent inşa etmek için çalışmalara başladık”

  • 6 Mart 2023
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Belediye Gazetesi’ne “dirençli kentler” politikalarını değerlendirdi.

Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen iki büyük depremin ardından “dirençli kentler” yeniden önem kazandı. Kentinizde doğal afetlerin etkilerini en aza indirmek için yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

TUNÇ SOYER:
30 Ekim 2020’deki İzmir depreminin ardından önceliğimiz, İzmir’i dirençli bir kent hâline getirmekti. Bunun için ivedilikle depremsellik araştırması ve zemin davranış modelinin çıkarılması için çalışmalara başladık.  İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, ODTÜ ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, yapı envanteri çalışması için de İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’yle protokol imzaladık. 10 üniversiteden 43 bilim insanı ve 18 uzman mühendisiyle diri fay hatlarını haritalandırıyoruz. Kentimizin tsunami tehlikesini ele almak üzere araştırmalara başladık.

Fayların incelendiği depremsellik araştırması sürerken, zemin yapısının ve davranış özelliklerinin modellenme çalışması da Bornova’dan başlatıldı. Çalışmalar tamamlandığında ilçedeki her türlü afet riski göz önüne alınarak yerleşime uygunluk değerlendirilecek. Proje kapsamında Bayraklı, Bornova ve Konak sınırlarındaki toplam 12.000 hektarlık alanda mikrobölgeleme etüt çalışmaları yürütülüyor. Bu sayede zeminin bir deprem etkisinde nasıl davranış gösterdiğini modelleyeceğiz.

Yapı stoku envanterini çıkarmak amacıyla çalışmalara başladık. Binanın sağlamlığı için kimlik kartları çıkarıyoruz. Depremden etkilenen Bayraklı’da 31.146 yapı incelendi. Bornova’da çalışmalara başladık. Ekipler, 62.000 yapının incelenmesi için çalışmalara devam ediyor. Çalışmalar, bu yıl eylül ayında tamamlanacak. Projeyi İzmir’in tamamındaki 903.803 yapıya yaygınlaştıracağız.

Afet yönetimine ilişkin belediyenizde ayrı bir birim oluşturdunuz mu? Afet risklerine karşı kentsel direnci artırmak, fiziksel, ekolojik ve toplumsal açıdan kent planlamasının sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla eylem planı hazırladınız mı?

TUNÇ SOYER:
2020-2024 stratejik planımız doğrultusunda Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı’nı kurduk. Depremden on gün gibi kısa bir süre sonra “İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması” düzenledik.  Bu buluşmada, üniversiteler, belediyeler, meslek odalarından tüm paydaşlarımızla bin katılımcı bir araya geldi. On beş konu başlığında deprem her boyutuyla değerlendirildi ve çözüm önerileri geliştirildi. Uzman bilim insanlarından oluşan “Afet Bilim Kurulu” kurduk.  Deprem çalışmaları için belediyemizin bütçesinden 200 milyon TL kaynak ayırdık.

Elde ettiğimiz veriler sayesinde afetlerini tehlikelerini ve risklerini bütünleşik olarak değerlendirme şansımız olacak. Yapıya ve zemine yönelik kendi kaynaklarımızla yürüttüğümüz azaltma çalışmalarını birbiriyle entegre ederek bütünleşik afet master planı hazırlayacağız. Böylece yapı ve zemin etkileşiminden kaynaklı risklerine dayalı mekânsal öncelikleri belirleyerek kırılgan alanlarda gerekli önlemleri önceden alacağız, yerleşime uygunluk haritası çıkaracağız. İzmir’in jeolojik durumuna ilişkin çalışmalar, yerüstüne dair yürüttüğümüz bu programlarla birleştiğinde meskûn alanların yeni dağılımı ortaya çıkacak. Bu yeni dağılımın tarifinde dört ana kırmızı çizgimiz var: Fay hatları, yumuşak zeminli tarım alanları, dere yatakları ve doğal alanlar.

2014 yılında yürürlüğe giren yasayla 30 ilçede, 1 milyon 200 bin hektarlık alanda hizmet veriyoruz. Üst ölçekli plan çalışmalarımızı tamamladık. Sakınılacak ve korunacak alanlar belirlendi. Korunacak alanların oranı %85. İzmir’de 11 merkez ilçe var. Bu ilçelerde yeni gelişim alanları önermedik. Yapı stokunun sağlıklaştırılması, güvenilir hâle getirilmesi ve dönüştürülmesi için politikalar belirledik. Kent merkezini çevreleyen alanlar, orman ve tarım alanı olarak belirlendi. Gelişme alanları ise, kuzeyde Çiğli-Menemen, doğuda Kemalpaşa, güneyde Torbalı, batıda Urla Bademler aksı olarak belirlendi. Kentsel gelişmenin bu alanlara doğru olmasını öngördük. Ekolojik koridorlar üzerinde tarımsal alanları da sit alanı olarak kabul ettik. 1/25.000 ölçekli planlarda “afete yönelik plan”, taşkın ve sıvılaşma riski olan yapılaşmaya açılamayacak alanlar için plan hükümleri belirledik. Yapı hakkı olsa bile sıvılaşma riski olan veya yapı yasaklı alanlarda plan değişikliği yapılmasını, bu alanların yapı yasaklı alan olmasını hükme bağladık.

2019 yılı itibarıyla 11 merkez ilçeyi depremlere ve diğer afetlere karşı dirençli hâle getirmek amacıyla onaylı jeolojik-jeoteknik etüt raporları doğrultusunda yerleşim alanlarının belirlenmesi, afet toplanma alanı olacak yeşil alanların oluşturulması, sosyal teknik altyapı alanlarının artırılması, afetlerde ve acil durumlarda ulaşım akslarının belirlenmesi, sağlıklı ve yaşanabilir çevrenin oluşturulması için plan revizyonları yürütüyoruz. 11 merkez ilçede nazım imar planlarını tamamladık. İlçe belediyeleriyle birlikte 1/1.000 ölçekli revizyon uygulama imar planlarını tamamlıyoruz. Altı bölgede yüzde yüz uzlaşı, yerinde ve belediye garantörlüğü ilkeleriyle kentsel dönüşüm çalışmaları sürüyor.

Bugüne kadar ilçeler ölçeğinde çıkarılan yapı envanterini kentimizin tamamına yayıyoruz. İzmir’in hangi ilçesinde olursa olsun, binalarının deprem karnesini çıkarmak için başvuran her vatandaşa ücretsiz destek vermeye başlıyoruz. Belediyemizin bütçesinin %10’luk kısmını önümüzdeki yıl itibarıyla sadece depreme karşı dirençlilik ve kentsel dönüşüm çalışmalarına aktarma kararı aldık.

Risk yönetimi, altyapının mekânsal planlaması, yeşil altyapı destek sistemleri, ulaşım sistemi, arazi kullanımı ve yenilenebilir enerji kaynakları kapsamında hangi uygulamaları hayata geçirdiniz? Bu konuda yeni projeleriniz var mı?

TUNÇ SOYER:
İzmir’in doğayla uyumlu yaşamın örnek kentlerden biri olmasını 2020-2024 stratejik planımızdaki yedi stratejik amaçtan biri olarak tarif ettik. Yeşil altyapıyı, tıpkı yol, kanalizasyon ve suya erişim gibi, en temel vatandaşlık hakkı şeklinde tanımladık. Bunun için kentimizin doğayla uyumlu yaşam stratejisini, iklim eylem ve yeşil şehir eylem planını hazırladık. Dört temel adım belirledik. Bu adımlar, doğanın kente nüfuz edebilmesi, insanların doğaya nüfuzunun yönetilmesi, İzmir’de döngüsel ekonomiyle ilgili çalışmaların yapılması ve İzmir’deki kırsal alanla metropol alanı arasındaki kültürel bağlantının güçlendirilmesidir. Belediyemiz bünyesinde İklim Değişikliği ve Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanlığı kurduk, dirençli bir kent inşa etmek için ulaşımdan katı atık tesislerine, arıtma tesislerinden ekoparklara kadar birçok çevreci yatırımı hayata geçirdik.

Afet yönetimine yönelik çalışmalarınızda mevzuat, bütçe ve kaynak açısından zorluklarla karşılaştınız mı?

TUNÇ SOYER:
Afet yönetim süreci, döngüsel olarak iç içe geçmiş planlama, hazırlık ve risk azaltma (araştırma projeleri, yapısal ve yapısal olmayan önlem uygulamaları), müdahale ve iyileştirme aşamalarından oluşur. Bu çerçeveden bakıldığında ülkemizin afet mevzuatında belediyelerin “ikincil ve destekleyici” bir unsur olarak görüldüğü, süreç yönetiminin merkezî yönetim ekseninde yapılandırıldığı, mali ve teknik açıdan desteklenmediği görülür. Ülkemizde afetlerle mücadelenin başarıyla yürütülebilmesi için bu sürecin en önemli aktörü olan yerel yönetimlerin daha etkin ve güçlü hâle getirilmesini sağlayacak yaklaşımların benimsenmesi uygun olacaktır. 7269 sayılı başta olmak üzere eskiyen ve bugünün ihtiyaçlarına yanıt vermeyen mevzuat hem yara sarma odaklı yaklaşımlardan hem de yerel yönetimleri göz ardı eden katı merkeziyetçi yapılanmadan kurtarılarak “katılımcı ve kapsayıcı afet risk yönetimi” bakış açısıyla yeniden yapılandırılmalı. TAMP, İRAP vb. stratejik planlarda tanımlanan müdahale ve risk azaltma süreçlerinde yerel yönetimlerin il genelindeki koordinasyon ve uygulama kapasitesi artırılmalı, ulusal ölçekte etkinlik seviyesi yükseltilmeli. Büyükşehir belediyelerinin afet yönetiminde gerek il gerek ülke ölçeğinde hedeflenen etkinliğe ulaşabilmesi için bu süreçlere mevzuat desteği kadar teknik ve mali desteğin de verilmesi gereklidir.


Önerilen Haberler