"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

MİLLİ İRADEYE DARBE DİYORLAR

Seyit Torun

CHP CHP Parti Meclisi Üyesi | Ordu Milletvekili

14 Mayıs’taki seçime 13 gün kaldı. Seçim yaklaştıkça siyasi iktidarın dili daha da kirleniyor. Özellikle son bir haftada söylemleriyle düştükleri durumu bir kez daha hatırlatmak isterim: Biri, “Seçimler işgalcilere karşı olacak,” dedi. Bir diğeri, “Muhalefet kazanırsa terör örgütleri sevinecek,” dedi. Yetmedi, İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan kişi, seçimi “siyasi darbe” olarak nitelendirdi.

14 Mayıs’taki seçime 13 gün kaldı. Seçim yaklaştıkça siyasi iktidarın dili daha da kirleniyor. Özellikle son bir haftada söylemleriyle düştükleri durumu bir kez daha hatırlatmak isterim: Biri, “Seçimler işgalcilere karşı olacak,” dedi. Bir diğeri, “Muhalefet kazanırsa terör örgütleri sevinecek,” dedi. Yetmedi, İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan kişi, seçimi “siyasi darbe” olarak nitelendirdi.

Peki bugüne kadar “millî irade” diyenlerin 180 derece dönüşünü nasıl açıklayacağız? Bu, iktidarı ve imkânlarını kaybetme korkusunun yarattığı panik hâlidir. Seçim günü yaklaştıkça, toplumun desteği muhalefetten yana oldukça, telaşla propaganda yapmaya çalışıyorlar. Vatandaşlara söyleyecek sözü kalmayanlar, kara propagandalara bel bağlıyor.

Demokrasinin kuralı, seçmen iradesidir. Merkezî yönetimde ve yerel yönetimlerde iş başına gelecek kişileri vatandaşların tercihi belirler. Ancak demokrasiyi içine sindiremeyen, oturdukları koltukları kendilerine ait sanan yöneticiler giderek otoriterleşmeye başlar. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimiz 2018 yılından bu yana yaşadığımız süreçte siyasi iktidarın otoriterleştiği aşikârdır.

Ülkemiz için en tehlikeli durum, otoriterleşen yönetim nedeniyle vatandaşların maruz kaldığı kutuplaşma ve adaletsizlik üzerine kurulu bir düzendir. Bu düzeni değiştirmek, bu ülkede demokrasi olduğunu hatırlatmak tüm vatandaşların görevidir.

Bir konuya daha değinmek isterim. TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’nun raporu açıklandı. Rapor, “AFAD yeniden yapılandırılmalı, yardım yapmakta gecikti. Kurumlar arasında uyum sağlanamadı. Belediyelere daha fazla yetki verilmeli,” diyor. Depremin ilk günlerinde bu eleştirileri getirdiğimizde siyasi iktidardan sert tepkiler gelmişti. Peki şimdi ne diyecekler? Bu rapor, iktidarın beceriksizliğinin ispatıdır. İktidarın üzerinde depremin acılarını yaşayan milletin ahı vardır. Üç gün boyunca vatandaşlar enkaz altında çaresiz bırakılmıştır. Kurumlar arasında koordinasyon sağlanamamıştır. Belediyelerimizin arama-kurtarma imkânları ve insani yardımları, partizan bir yönetim anlayışıyla geciktirilmiştir. Ancak hiçbir yönetici sorumluluk alarak istifa etmemiştir.

Seçime siyasi darbe diyen Süleyman Soylu, önce yedi yıldır yönettiği AFAD’ın hâline bakmalıdır. Bu durum, Soylu’nun görevi ihmalinin ispatıdır. Vatandaşlara sözümüzdür. 14 Mayıs’ta iktidar olduğumuzda çürütülen tüm devlet kurumlarını yeniden ayağa kaldıracağız.


Önerilen Haberler