"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

SOSYAL HAKLAR

  • 22 Mayıs 2023
SODEMSEN Toplu İş Sözleşmesi Avukatı Erkan Üren “Sosyal Haklar” üzerine yazdı.

Sosyal haklar, toplumsal yaşamda insanlara tanınan hakların tamamıdır. İnsan haklarının bireyin sosyal statüsüyle ilişkilendirilebilecek özel kısmıdır. Bu hakların temel amacı, insanların yaşam standartlarını yükseltmek, insan onurunu korumak, eşitlik ve adaleti sağlamaktır. İnsanların sosyal hayatta karşılaşabilecekleri zorlukları en aza indirmeyi hedefleyen sosyal haklar, topluma sunulan lütuf olmamakla birlikte toplumun bir arada, barış içinde yaşamasının zorunlu unsurudur. Sosyal hakların asıl işlevi, toplum olmaktan ileri gelen yaşam olanaklarını adil şekilde düzenlemektir. Bu bağlamda toplumsal açıdan dezavantajlı konumdaki gruplar (çocuklar, kadınlar, engelliler, yaşlılar vb.) için sosyal hakların önemi büyüktür.

Sosyal haklar, içinde yaşanan toplumun standartları ölçüsünde ekonomik refah ve sosyal güvenlik haklarından yaşama hakkına kadar geniş bir haklar dizinini kapsamaktadır. Sosyal haklar kapsamına hangi hakların girdiği, bu kavramın nasıl tanımlanabileceği konusunda ortak bir anlayıştan söz edilemez. Sosyal haklar, sosyal ve ekonomik haklar ya da ekonomik, sosyal ve kültürel haklarla aynı anlamda ya da bunları içerecek şekilde kullanılmaktadır. Sosyal haklar kümesi, bu alt başlıkları da içinde barındırmaktadır. Gündelik hayatta sosyal haklar kümesinin “sosyal ve ekonomik haklar” kısmıyla daha sık karşılaşmaktayız.

Aynı isimle anılan, 1961 tarihli AB sözleşmesi de bulunmaktadır. Türkiye, bahse konu sözleşmenin taraflarından biridir. Bu sözleşmeyle taraf devletler, sözleşmenin içerdiği hak ve ilkelerin etkin biçimde sağlanmasını ve korunmasını ana politikalarından biri olarak kabul etmiştir. Bu sözleşmedeki hak ve ilkeler arasında adil çalışma hakkı, adil ücret hakkı, örgütlenme hakkı, toplu pazarlık hakkı, çocukların, gençlerin ve çalışan kadınların korunma hakkı, sağlığın korunması hakkı, sosyal güvenlik hakkı, ailenin, çocukların ve gençlerin sosyal, yasal ve ekonomik açıdan korunma hakkı yer almaktadır.

Bir arada ve barış içinde yaşamak için gerekli olan adalet güvencesi bu haklarla sağlanmaktadır. Demokratik ülkelerde sosyal hakların düzenlenmesi doğal bir durumdur. Bilindiği gibi, “sosyal devlet ilkesi” 1961 Anayasası’nın yeniliğidir. “Sosyal ve ekonomik haklar”, ilk defa 1961 Anayasası’nda güvence altına alınmıştır. Sosyal haklar, 1982 Anayasası’nın üçüncü bölümünde, “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında 41. ve 65. maddeler arasında düzenlenmiştir. Bu haklar arasında ailenin korunması ve çocuk hakları, eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi, toprak mülkiyeti hakkı, tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması hakkı, kamulaştırma, devletleştirme ve özelleştirme, çalışma ve sözleşme hürriyeti, çalışma hakkı ve ödevi, sendika kurma hakkı, grev hakkı ve lokavt, konut hakkı yer almaktadır. Anayasamızın “sosyal ve ekonomik haklar” bölümünde dezavantajlı gruplara yönelik düzenlemeler yetersizdir. “Sosyal ve ekonomik haklar” bölümünde, ailenin ve çocukların korunmasına ilişkin güvence vardır, ancak yetersizdir. Yine bu bölümde çalışma hayatını korumak amaçlanmıştır, çalışma hayatının taraflarının sahip olduğu hak ve ödevler düzenlenmiştir. Söz konusu hak ve ödevlerin uluslararası düzenlemeler kadar özgürlükçü olmadığı açıktır. Hatta bu düzenlemelerin 1961 Anayasası’nın gerisinde olduğu, 1982 Anayasası’nın çalışma hakları bakımından yetersiz olduğu eleştirisi de getirilebilecektir. 1982 Anayasası’ndaki “sosyal haklar” bölümü için getirilebilecek eleştirilerden biri, bu bölümde düzenlenmemesi gereken, toplumla ilgisi olmayan hak ve ödevlerin düzenlenmesidir.

Anayasada toplum için sosyal haklar tanımlanmışken, bu hakların karşılığı olarak devlete ödevlerin yüklenmesi, hakların güvence düzeyini artırması bakımından olumlu görülebilir.

Temel sosyal haklar, insanların yaşam standartlarını yükseltmek, insan onurunu korumak, eşitliği ve adaleti sağlamak amacıyla belirlenmiş haklardır. Türkiye hukuku açısından bu haklar, anayasa ve yasalar tarafından belirlenmiştir. Bu haklar, insanların hayatını daha iyi hâle getirmek açısından son derece önemlidir.


Önerilen Haberler