"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Dünyadan yerel yönetimlerin ulaşım politikalarına ilişkin örnekleri - 3

  • 5 Haziran 2023
Dünyadan yerel yönetimlerin ulaşım politikalarına ilişkin örnekleri derledik.

HAMBURG, ALMANYA

https://www.themayor.eu/en/a/view/germany-commits-to-ai-driven-public-transport-in-hamburg-11659

 Yapay Zekâ Destekli Toplu Taşıma

Almanya, Hamburg'da yapay zekâ destekli toplu taşımayı hayata geçiriyor. Hamburg Belediyesi, kentin toplu taşımaya yönelik deneysel otonom araç programına Alman Federal Ulaştırma Bakanlığı tarafından 18 milyon avro yatırım yapıldığını duyurdu. Bakanlığın talebi üzerine Hamburg’un yerleşim bölgeleriyle transit merkezler arasında beş dakikada bir bağlantı sunmayı amaçlayan sürdürülebilir toplu taşıma planını desteklemek amacıyla çalışmalar devam ediyor

Otonom Araç Filosunun Genişletilmesi

2030 yılına kadar 10.000 otonom servis aracı sağlamayı amaçlayan program finanse edilecek. Bu servisler, vatandaşların yerleşim bölgelerinden otobüs ve demiryolu bağlantı noktalarına kısa mesafeli yolculuklar yapmasını sağlayacak ve toplu taşımaya erişimi kolaylaştıracak. Hamburg Belediyesi, ocak ayında 28 aracı hizmete sundu. Bu araçlar, vatandaşları yerleşim bölgelerinden en yakın tren istasyonuna taşıyor. Ek finansmanla birlikte 2025 yılına kadar 20 araç daha hizmete sunulacak.

Projenin ilk aşamasının 2025 yılında tamamlanması planlanıyor. Hamburg Belediyesi yetkilileri, 2030 yılına kadar yerleşim alanları ve ulaşım ağları arasında isteğe bağlı servis sistemi kurmayı hedefliyor. Bu sistemde hem insan kontrollü hem de otonom araçlar bulunacak. Yerel yetkililere göre, en yakın servisi çağırabilen bir uygulama aracılığıyla sabahtan akşama kadar her beş dakikada bir sefer düzenlenebilecek. Yetkililer, bu toplu taşıma seçeneğinin işe yaraması için yaklaşık 10.000 araca ihtiyaç duyulacağını belirtiyor. 10.000 şoförün işe alınması mümkün olmadığı için otonom sürüş seçenekleri ön planda tutuluyor.  Kent, verimlilik için gereken standartları çok yüksek tutmasına rağmen uzun vadeli hedefe bağlı kalmaya devam ediyor. Ulaştırma Bakanı Volker Wissing, talep üzerine otonom trafiğin gelecekte bireysel mobilitenin verimliliğini artırmada önemli bir rol oynayabileceğini belirtti.

BRUGGE, BELÇİKA

https://www.themayor.eu/en/a/view/bikes-will-be-kings-of-the-road-in-bruges-city-centre-from-now-on-11122

 Bisiklet Yolu

Belçika'nın Brugge kentindeki 90 sokak bisiklet bölgesine dönüştürüldü. Bu sokaklar, kent merkezini kapsıyor, bisikletlilerin arabalara üstünlük sağlayacağı kesintisiz bir alan oluşturuluyor. Belediye yetkilileri, özel bisiklet yolları yapmak yerine bölgedeki trafik düzenini değiştirmeye karar verdi. Bisikletliler, bisiklet bölgesinde yolun ortasından gidebilecek, arabalar da onları sollayamayacak. Bu yöntemle bisiklet dostu caddeler oluşturmak bir süredir Avrupa’da ilgi görüyor. Bu model, özel bisiklet şeritleri oluşturmanın hızlı ve kolay bir yolu olarak görülüyor.  Brugge’de yerel yetkililerin tabela ve yol işaretlerini değiştirmesi gerekiyordu. Bisiklet bölgesinde hız sınırı saatte 30 kilometre. Bisikletlere geçiş üstünlüğü tanınacak.  Bu sayede Brugge’e toplam 13 kilometrelik bisiklet dostu altyapı kazandırılacak.

Belediyenin açıklamasına göre Brugge, 2030 yılı için belirlediği iklim hedeflerinin gerisinde kalıyor. Karbon emisyonu azalmış olsa da, belediye bunu yeterli bulmuyor. Belediye yetkilileri, bisiklet kullanımını teşvik ediyor. Vatandaşlar, arabalarını kullanmamaya karar verdiklerinde 500 avroluk sübvansiyon almaya hak kazanıyor. Bu sübvansiyon, bisiklet satın almak ya da toplu taşıma aboneliği için kullanılabiliyor. Belediye aynı zamanda birden fazla hane arasında araç paylaşımını da teşvik ediyor, şu anda yaklaşık 60 ortak araç bulunuyor. Yerel yetkililer 2025 yılına kadar bu sayıyı 125’e, 2030 yılına kadar da 250’ye yükseltmek istiyor.

İSVEÇ

https://www.themayor.eu/en/a/view/sweden-to-debut-world-s-first-e-motorway-in-2025-11798

 Elektrikli Araçları Şarj Eden Yol

İsveç, ulaşım ve mobilite için benzersiz bir altyapı hazırlıyor. Bu altyapı dünyadaki ilk kalıcı e-otoyol olarak tanımlanıyor. Altyapının 2025 yılında hazır olması bekleniyor. 20 kilometrelik yol (E20), İsveç’in merkezindeki Hallsberg ve Örebro kentlerini birbirine bağlıyor, Stockholm, Göteborg ve Malmö’nün ortasında yer alıyor.  İsveç’teki şirketlerin %60’ı, Hallsberg’den 20 mil yarıçaplı bir alan içinde yer alıyor. Bu alanda elektrikli yolların büyük ölçekte yaygınlaştırılması mümkün. Söz konusu otoyol bir proje olmanın ötesine geçerek kalıcı bir yapıya dönüşecek, 2035 yılına kadar 3.000 kilometreden fazla e-otoyoldan oluşan bir ağın parçası olacak.

Elektrikli yol, elektrikli otomobiller tarafından da kullanılacak. Ancak asıl amaç, kargo kamyonlarının ve ağır vasıtaların çalışmasını kolaylaştırmak. Yol çözümü, dinamik şarj, yani hareket hâlindeyken şarj olarak biliniyor. Kamyonları ve kargo araçlarını statik şarj istasyonlarından bağımsız hâle getirerek daha fazla esneklik ve optimizasyon sağlamak hedefleniyor. Uzmanlar, bu kadar büyük bataryalara ihtiyaç duymayacakları için bu tür araçların üretiminin daha ucuz olacağını belirtiyor. Elektrikli yolun tamamlanması için son tarih belirlenmiş olsa da, yolun araçları nasıl şarj edeceği konusunda üç seçenek üzerinde çalışmalar devam ediyor. Bu seçeneklerden her birinin artıları ve eksileri var. Katener sistemi, özel bir otobüs veya tramvay türüne elektrik sağlamak için havai teller kullanıyor. Bu nedenle yalnızca ağır hizmet araçları için kullanılabilir. İletken şarj, ray gibi bir iletim sistemi olduğu sürece hem ağır hizmet araçları hem de özel otomobiller için kullanılabilir. Araçlar, raya temas eden bir indirme çubuğu aracılığıyla şarj edilir. Endüktif şarj, yolun altına gömülü özel ekipmanla elektrikli araçtaki bir bobine elektrik gönderir. Araçtaki bobin daha sonra bu elektriği bataryayı şarj etmek için kullanır.

DANİMARKA

https://www.themayor.eu/en/a/view/siemens-gamesa-transforms-denmark-s-wind-turbine-blades-into-bike-sheds-8985

 Bisiklet Kulübeleri

Danimarka, yeşil ve sürdürülebilir bir ülke olma konusunda kararlı. Siemens Gamesa işbirliğiyle rüzgâr türbini kanatları bisiklet kulübelerine dönüştürülüyor. Danimarka’da elektriğin neredeyse yarısı rüzgâr türbinleri kullanılarak üretiliyor. Bisiklet kullanımını teşvik etmek ve bisikleti bir numaralı ulaşım aracı hâline getirmek için çalışmalar yapılıyor. Yenilenebilir enerji kaynağı olan rüzgârı kullanmanın sayısız faydası olsa da, rüzgâr türbinlerinin ömrü yaklaşık 20-25 yıl. Dahası, geri dönüştürülmeleri son derece zor. Bu sorunun önemini anlayan çok sayıda şirket, kanatların geri dönüşümü için yenilikçi çözümler bulmaya odaklanıyor.

Siemens Gamesa, yukarıda bahsedilen soruna çığır açan bir çözüm buldu: Rüzgâr türbini kanatlarını bisiklet kulübelerine dönüştürmek. Şirket, bisiklet kulübesinin DecomBlades konsorsiyumu (rüzgâr türbinlerini geri dönüştürmenin sürdürülebilir yollarını bulmayı amaçlayan proje) ve döngüsel ekonomiyi teşvik etmeyi amaçlayan AB destekli araştırma projeleri FiberEUse ve DigiPrime ile uyumlu olduğunu paylaştı, her üç projenin de sektör genelinde rüzgâr türbini geri dönüşümü sorununu çözme stratejisinin bir parçası olduğunu açıkladı. Bu uygulamanın dünya çapında da olması gerektiğini belirtti.

AVRUPA BİRLİĞİ

https://www.themayor.eu/en/a/view/from-2030-all-new-city-buses-in-the-eu-should-be-carbon-neutral-11537

 Karbon Nötr Otobüsler

Avrupa Komisyonu, kamyonlar, şehiriçi otobüsler ve uzun yol otobüsleri gibi ağır hizmet araçları için yeni bir mevzuat önerdi. Mevzuat, bu kategorilerdeki tüm fosil yakıtlı araçların kullanımdan kaldırılmasını ve 2040 yılına kadar karbon emisyonunun %90 oranında azaltılmasını öngörüyor, emisyonsuz otobüslere geçiş için son tarihin 2030 olması gerektiği ifade ediliyor. Ancak sürdürülebilir taşımacılığa ilişkin bu yasal zorunluluk, sağlam bir şarj altyapısına ihtiyaç duyacak.  Komisyon, her 60 kilometrede bir elektrikli ve her 150 kilometrede bir hidrojen yakıt ikmal istasyonu kurulmasını öngören Alternatif Yakıtlar Altyapı Yönetmeliği’ni teklif etti.

Kamyonlar, şehiriçi otobüsler ve uzun mesafe otobüsleri gibi ağır hizmet araçları, AB’nin toplam sera gazı emisyonunun yaklaşık %6’sından, karayolu taşımacılığı emisyonunun %25’inden sorumlu. Bu oran kentlerde daha yüksek.  Komisyon, bu konuda somut adımlar atmaya karar verdi. Avrupa Yeşil Anlaşması’ndan sorumlu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, 2050 yılına kadar karayolu trafiğinin emisyonsuz hâle getirilmesi gerektiğini ifade etti. Yeni mevzuat buna zemin hazırlayacak. 2030 yılında itibaren yeni otobüslerin (elektrikli, hidrojenli) emisyonsuz olması gerekecek. Yönetmelik, uzun mesafe otobüsleri ve kamyonlar için 2030 yılından itibaren %45, 2035 yılında %65 ve 2040 yılına kadar %90 azaltım öngörüyor. Daha gelişmiş üye devletlerindeki birçok şirket ve yerel yönetim, şehiriçi/şehirlerarası otobüs filolarını değiştirmeye başladı, ancak aynısı daha az gelişmiş üyeler için söylenemez. Yeni otobüslerin karbon doğal olmasını zorunlu kılmak, birçok kentin yeni otobüs satın almaktan tamamen vazgeçmesi ya da en azından araç filosunu yenilemeyi yavaşlatması anlamına gelebilir. AB yetkililerinin de belirttiği gibi, sürdürülebilir ulaşımın yaygınlaştırılması ve hızlandırılması AB’nin enerji bağımsızlığına katkıda bulunacaktır, fosil yakıt kullanımı sona erecektir.


Önerilen Haberler