YÜKLENİYOR
Başkan Tolga Tosun, Bandırma Belediyesi’nin çevreyi korumaya yönelik çalışmalarını Belediye Gazetesi’ne anlattı:
Sanayi Devrimi’yle birlikte dünyada endüstrileşme ve tüketim yoğunlaştı. Nüfus artışı, fazla tüketimi ve sanayileşmeyi beraberinde getirdi. Teknolojik gelişmeler doğrultusunda sanayileşme hayatı kolaylaştırdı, ancak atıklar nedeniyle çevre sorunları arttı. Bandırma, 1980’li yıllarda başlayan sanayileşme ve göçle birlikte Güney Marmara’nın en gelişmiş ilçelerinden biri oldu, bu nedenle çevre sorunlarıyla karşı karşıya kaldı. Kuş Gölü ve Kuşcenneti Millî Parkı, yoğun sanayileşmeden nasibini aldı. Bu süreci tersine çevirmek için 1987 yılında Uluslararası Bandırma Kuşcenneti Kültür ve Turizm Festivali düzenlenmeye başladı. Festivalin amacı, çevre kirliliğinin önüne geçmek, Kuşcenneti’nin tanınırlığını artırmaktır. Festival kapsamında düzenlenen çevre temalı panel ve söyleşi programlarıyla toplumsal bilincin yükseltilmesi hedeflenmiştir. Yıllardır süren, gelenekselleşen, dünyanın çevre temalı ilk festivali unvanına sahip olan bu farkındalık çalışmasını biz de sürdürüyoruz. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Marmara Bölgesi’nin en kapsamlı kıyı temizleme etkinliğini gerçekleştirerek, ortak değerimiz Marmara Denizi’nin temizliğine dikkat çekiyoruz. Gelecek nesillerde çevre ve doğa bilincini geliştirmek amacıyla etkinlik, panel ve söyleşi programları düzenliyoruz.
Müsilaj problemi, denizlerin temizliği konusunda uyarı niteliği taşıyor. Fiziksel temizlik kadar doğal denge kapsamındaki temizlik de önem taşıyor. Özellikle çeşitli deniz canlılarının dip temizliğine katkıda bulunduğu bilim dünyası tarafından da tescillendi. Nesli tükenmek üzere olan “Pina” adlı deniz canlısının popülasyonunun Marmara Denizi’nde fazla sayıda olması bizi mutlu etti. Bu canlı türünün korunması için gerçekleştirilen farkındalık çalışmalarına destek oluyoruz. Ne yazık ki, insan eliyle doğa, ormanlar, ağaçlar tahrip ediliyor. Yakın zamanda Türkiye’deki zeytin alanlarını ilgilendiren bir karar alınmıştı. Bu kararla zeytin ağaçlarının bulunduğu alanlarda madencilik faaliyetlerine imkân tanınıyordu. Bölgemizin temel geçim kaynaklarından zeytinciliği derinden etkileyecek bu karara karşı başlattığımız hukuk mücadelesini kazandık, ülkemizdeki zeytin alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasını engelledik.
Çevrenin ve doğanın korunması için yeşil alanların artırılması gerekiyor. Yeşil alanların artırılması, doğal döngüye de katkıda bulunuyor. Bu nedenle ağaçlandırma çalışmalarına önem veriyoruz. Malta Parkı’nı hizmete sunacağız. Park, bölgemizin en büyük yeşil alanı olacak, biyoçeşitliliği koruyacak. Aynı zamanda vatandaşlara yeni bir yaşam alanı kazandıracağız. Önümüzdeki dönemde de çevre ve doğa dostu çalışmalara, toplumsal farkındalığı yükseltecek faaliyetlere devam edeceğiz.