YÜKLENİYOR
31 Mart yerel seçimlerinde kazandığımız zaferin ardından siyasi iktidarın belediyelerimiz üzerindeki baskısı ve engellemeleri gün geçtikçe artıyor. Kayyum siyasetini kullanışlı bir aparat olarak gören ve sözde gerekçelerle meşrulaştırmaya çalışan iktidarın hedefi esasen Türkiye’nin birinci partisi olmamızdan duyduğu rahatsızlığı göstermektir.
31 Mart yerel seçimlerinde kazandığımız zaferin ardından siyasi iktidarın belediyelerimiz üzerindeki baskısı ve engellemeleri gün geçtikçe artıyor. Kayyum siyasetini kullanışlı bir aparat olarak gören ve sözde gerekçelerle meşrulaştırmaya çalışan iktidarın hedefi esasen Türkiye’nin birinci partisi olmamızdan duyduğu rahatsızlığı göstermektir. Ülkemizin kronikleşen sorunlarına çözüm bulmak yerine belediyelerimizin toplum yararına hayata geçirdiği her hizmete (özellikle kent lokantaları ve kreşler) müdahale etmek isteyen siyasi iktidarın amacı, kendi kötü siyasetini, ekonomi yönetimindeki başarısızlığını ve ülkemizi getirdiği hâli gölgelemektir.
Geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla büyükşehir belediyeleri, il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşlarının borçlarına karşılık genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılacak paylardan yapılacak kesintilere ilişkin esaslarda değişikliğe gidilmiştir. Bu değişiklikle, belediye şirketlerinin de borçları nedeniyle belediye aktarılan paydan kesinti yapılmasına karar verilmiştir. Yeni düzenlemeyle yapılan hukuksuz kesintilere dayanak teşkil etmek amacıyla “Tüzel Kişilik” kavramı içine belediyelerin doğrudan veya dolaylı sahip olduğu şirketler de dahil edilmiştir. Kararın tüm detayları incelendiğinde hedefin, belediyelerimizin hizmetlerini engellemek, vatandaşların hayatını bir nebze olsun kolaylaştıran hizmetlerden onları mahrum bırakmak olduğu anlaşılacaktır.
Siyasi iktidarın türlü bahanelerle belediyeler hakkında aldığı kararlar belediyelerin mali gücünü değil, vatandaşların aldığı nitelikli hizmetleri kısıtlama amacı gütmektedir. Vatandaşları belediyelerimizin nitelikli, kapsamlı ve iyi hizmetlerinden mahrum bırakırlarsa kendi iktidarlarını sürdürebileceklerine dair duydukları inanç ülkemizi, demokrasiyi ve geleceğimizi geri dönülmez şekilde etkileyecektir. Bu elbette kabul edilemez. Biz de kabul etmiyoruz. Birlik, beraberlik ve dayanışma ruhumuzla her engellemenin ve baskı mekanizmasının karşısında var gücümüzle çalışmaya, hizmet üretmeye devam edeceğiz. Hiçbir engelleme, ülkemizi bu karanlıktan kurtarma kararlılığıyla çıktığımız iktidar yolunda bizi yıldıramayacak.
Belediyelerimiz toplum yararını gözeterek her vatandaş için hizmet üretmeye, hayatlara dokunmaya, hizmet verdikleri kentleri, ilçeleri, beldeleri geliştirmeye devam edecekler. Belediyelerimizin mikro etkideki projeleri toplumun her kesimi için maksimum fayda sağlayan, çocukları, gençleri, kadınları, yaş almış vatandaşları, engelli bireyleri önceleyen, Türkiye’yi karanlıktan kurtaracak sosyal ve ekonomik politikaların temelini oluşturan, toplumsal etkisi makro düzeyde olan projelerdir. Belediyelerimize vurulmak istenen darbe, Türkiye’nin geleceğine vurulacak darbedir. Bu nedenle kayyumlara, kayyum siyasetine kararlılıkla karşı durmak hepimizin sorumluluğu, Türkiye’ye borcudur.
Kreşler, kent lokantaları, yurtlar, burslar, sosyal destekler, CHP’yi birinci parti yapan etkenlerin başında gelen her hizmet siyasi iktidarı rahatsız ediyor. Kendi ikbali dışında düşündüğü hiçbir şey olmayan bir siyasi iktidarın ülkemizi geliştirecek, geleceğini teminat altına alacak ve vatandaşlarını refaha kavuşturacak bir siyasi vizyon belirlemesi beklenemez. İktidarın karanlık siyasetinin toplum vicdanında da, belediye başkanlarımız nezdinde de geçerliliği yoktur. Çünkü “doğru”, “iyi”, “nitelikli” ve “toplum yararını gözeten” hizmetlerin kamuoyunda karşılığı, vatandaşların aklında, kalbinde her zaman yeri vardır. Siyasi iktidarın çekindiği hakikat de budur. Her şeye, her engellemeye, her baskıya rağmen belediyelerimiz inançla, kararlılıkla, sebatla hizmet üretmeye devam edecek. Önceliğimiz halkımız, önceliğimiz ülkemiz. Bu uğurda her zorluğun altından kalkacağız, baskılara boyun eğmeyeceğiz.