YÜKLENİYOR
2024 yılı gerek dünya gerek ülkemiz açısından zor bir yıldı.
2024 yılı gerek dünya gerek ülkemiz açısından zor bir yıldı. Seçimlerin, savaşların ve krizlerin etkileri hem toplumsal yaşamda hem de ekonomik düzlemde ağır sonuçlara yol açtı. Türkiye özelinde 2024 yılı, ekonomik krizin daha da derinleştiği, ister kurumlar ister toplumsal yaşam nezdinde olsun adaletin ve hukukun üstünlüğünün yok sayıldığı, halkımızın yoksulluğa, yoksunluğa ve hayat idamesine mahkûm edildiği, siyasetin iktidar eliyle daha da fazla korku, güç ve rant merkezi hâline getirildiği, Türkiye’nin kaynaklarının ve zenginliklerinin daha da sömürüldüğü, eşit, adil ve özgür yaşam mücadelesinin daha da zorlaştığı, enflasyonun daha da yükseldiği, alım gücünün daha da düştüğü, işsizliğin arttığı, insanların umutlarının ve gelecek hayallerinin kırıldığı bir yıl oldu.
Tüm bu zorluklara ve olumsuzluklara rağmen inancımızı tazeleyen, umudumuzu yeşerten hakikat 31 Mart seçimleriydi. Yerel seçimlerde elde ettiğimiz büyük ve anlamlı başarı 2024 yılının en önemli olaylarından biriydi. Derin yoksulluk, toplumsal sınıflar arasındaki gelir adaletsizliğinin keskinleşmesi, kutuplaşma, ayrımcılık ve geleceğe dair belirsizlik nedeniyle halkımızın tercihini değişimden yana kullanması hem partimize hem de bizlere tarihî bir sorumluluk yükledi.
Siyasi iktidarın sadece kendisinin menfaatlerini ve çıkarlarını gözeterek, halkımızın yaşadıklarını görmezden gelerek, yalanla, çarpıtmayla, gerçekleri perdeleyerek temellendirdiği politikalar toplumsal güveni ve ekonomik istikrarı yok etti. Çocukları, gençleri, kadınları, yaşlıları, toplumun diğer dezavantajlı gruplarını sanki bu ülkede yaşamıyormuş gibi yok sayan, ülkemizi karanlığa mahkûm eden bu siyasi anlayış ve tercihler bütünü, içinden çıkılması zor ve çetin yeni sorunlar üretti.
Yerel seçim aslında sadece yereldeki tercihlerin belirleyeni değildi. CHP belediyeciliğinin, halkın belediyelerinin halk için yaptıklarını, yapacaklarını gösteren, yeni siyaset anlayışının CHP iktidarında Türkiye’yi karanlıktan aydınlığa nasıl çıkaracağını ispat eden bir siyasi uyarıydı. İktidarın bu uyarıyı ne kadar dikkate aldığı hepimizin malumu. Belediyelerimizin üzerindeki baskı, hizmetlerimizin önüne çıkarılan engeller, kayyum siyasetini belediyelerimize dayatarak meşru kılma çabaları, iktidarın, CHP’nin gücünden, etkisinden ve toplumdaki karşılığından duyduğu korkunun tezahürüydü. Elbette hiçbir şey bizi yıldırmadı, yıldırmıyor, yıldırmayacak; inancımızdan geri döndürmedi, döndürmüyor, döndürmeyecek.
Kararlı, inançlı ve dürüst olmaktan, halkımızın taleplerini ve beklentilerini siyasi ikbalin üstünde tutmaktan, yalana, hileye ve baskıya direnmekten, zorluklarla mücadele etmekten, hizmet üretmekten, ulusal/uluslararası projelerle ülkemizi hak ettiği mertebeye yükseltmek için çalışmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. 2025 yılında da değişmeyecek yegâne hakikatimiz bu olacak. Çünkü halka rağmen siyaset yapanlara karşı halk için siyaset yapanlar kazanacak. Halk için siyaset yapanlar, Türkiye’nin geleceğini inşa edecek, kaderini değiştirecek. Belediyelerimiz her koşulda halkımızın yanında olmaya devam edecek. 2025 yılı halkımıza, tüm insanlığa huzur, mutluluk ve barış getirsin. Yüreğimizdeki umudu, sevinci, inancı kaybetmeyelim. 2025 yılı, halkın partisinin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidara yürüyüşünün başlayacağı günlerin müjdecisi olsun.