YÜKLENİYOR
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Belediye Gazetesi’nin sorularını yanıtladı.
2024 yerel seçimleri Türkiye’nin geleceği, yerel siyaset ve demokrasi açısından nasıl bir önem taşıyor?
ÖZGÜR ÖZEL: AK Parti, henüz 10 ay önce yapılan genel seçim öncesinde verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı, her şey tam tersi oldu. Recep Tayyip Erdoğan en son oy istediğinde, 28 Mayıs 2023 günü, bundan 9-10 ay önce mazot 19 TL’ydi, bugün mazot 43 TL. Mazot, benzin ve gaz %106’dan fazla arttı. Diğer ürünler de aynı şekilde. Enflasyon rakamlarıyla oynamalarına rağmen her şey ortada, dizginlenemiyor. Pazarda, mutfakta, cüzdanda yangın var. Bu yangın üflemekle sönmez. Bunlara rağmen AK Parti, yandaşlarına, İliç’teki facianın sorumlularına kucak açarken emekliye, emekçiye, esnafa, yoksula sırtını dönüyor. İktidar, hiçbir şey olmamış gibi bu seçimde vatandaşların çoğunluğunun desteğini alırsa, yani 31 Mart’ta bu düzene itiraz edilmezse, 1 Nisan’dan sonra yapacak bir şey yok. 2 Nisan’da itiraz edemezsiniz.
Hazine ve Maliye Bakanı, kamuya yeni personel alınmayacağını açıkladı. KDV artırımına gideceklerini, yeni vergilerle karşı karşıya kalınacağını itiraf ettiler. 2 Nisan’dan sonra başımıza bunlar gelecek. Acı reçeteyi yandaşlar, zenginler, sermaye sahipleri değil, emekliler, işçiler, çiftçiler, memurlar, öğrenciler ödeyecek. Kemeri biz sıkacağız, onlar değil. “Artık emeklinin sesini duyun, emekçinin sesini duyun, hayvancılıkla uğraşanın sesini duyun, esnafın sesini duyun, artık bizim sesimizi duyun, yoksa biz yokuz,” demenin zamanı geldi. Üstelik, itiraz edilmediği sürece AK Parti’nin bu tartışmalı politikalarında vites yükselteceğini söyleyebiliriz. Yerelde ve genelde daha pervasız ve hesap vermeyen bir yönetim anlayışı bizi bekliyor.
Seçmenler, 31 Mart’ta AK Parti’nin mevcut düzenine itiraz ederse, onlara sarı kart gösterirse, kırmızı ışığı yakarsa, AK Parti kendisini sorgulamaya başlar. Tek istedikleri şey, yoksulluk, açlık, ekmeğin fiyatı, emeklinin maaşı tartışılmasın, konuşulmasın. 31 Mart’ta kurulacak sandık, ülkenin gidişatından duyulan memnuniyetsizliğin gösterilmesi için çok uygun.
“Türkiye İttifakı” sloganının Türkiye siyasetinde etkileri sizce neler olacak? Özellikle kararsız ve bağımsız seçmenlerin genel seçimden sonraki oy verme davranışını nasıl etkileyecek?
ÖZGÜR ÖZEL: Bir tarafta ittifak var. AK Parti ve MHP birbirine sarıldı. Yanlarına bir de HÜDA PAR’ı aldılar. HÜDAPAR kim? Eski domuz bağcılar, Hizbullahçılar. HÜDA PAR’da kaç avukatları varsa, onların ceza almışlarını affettiler, kimini belediye başkan adayı, kimini milletvekili adayı yaptılar. Tayyip Bey ve Devlet Bey, bunları yanlarına aldılar, korku ittifakı kurdular. Korkutarak, tehdit ederek, şantaj yaparak, sindirerek oy toplamaya, iktidarlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Hatay’a gidiyorlar, depremzedelere, “Bak boynun bükük kaldı. Oy vermezsen, yine kalır,” diyerek şantaj yapıyorlar. Ordu’ya gidip, “Bize oy vermeyene doğalgaz yok,” diyorlar. Sakarya’ya gidip, “Hizmet getirmeyiz,” diyorlar. Korku ittifakının adı, Cumhur İttifakı’dır.
Son seçimde bir de Millet İttifakı vardı. Artık bu ittifak yok. Biz, yerel seçimlerde belli zeminde ittifak olabilsin diye Ankara’da görüşmeler yaptık. Ancak diğer partilerin anlayışla karşıladığımız mazeretleri ve sebepleriyle bu seçimde işbirliği ya da ittifak yapamadık. Partilerin kararları ve bakış açıları değişse de seçmenler değişmedi. Seçmen, aynı seçmen. 14 ve 28 Mayıs’ta bu düzene itiraz etmiş, 2019’da AK Parti belediyeciliğini reddetmiş iyi insanlar, başarılı belediye başkanlarımıza destek olmayı sürdürüyor.
Ankara’da tüm çabamıza rağmen kuramadığımız ittifakı tabanda kurduk. Kentlerin ittifakını kurduk. Çünkü vatandaşın ihtiyacı bu. Millî futbol takımı gol attığında ayağa kalkanlar Türkiye İttifakı’ndadır. Filenin Sultanları şampiyon olduğunda takımın tüm oyuncuları ağlayarak İstiklal Marşı söylüyordu. Onlara sevinen herkes, onlarla gurur duyan herkes Türkiye İttifakı’ndandır. Bunun Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkesi yok. Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı, bölünmez bütünlüğüne saygılı, Atatürk’le, Atatürk devrimleriyle sorunu olmayan herkesi Türkiye İttifakı’nın potansiyel seçmeni ve üyesi olarak görüyoruz, 81 ilde söyleyebildiğimiz, yedi bölgede ifade ettiğimiz tanımıyla Türkiye İttifakı böyledir. Türkiye İttifakı’nın sahada büyük bir karşılığı olduğunu söyleyebiliriz.
Unutulmasın ki, Türkiye’de yaşanabilir ya da daha çok tercih edilen bölgeler, CHP’nin yönetimindeki belediyeler. Beşiktaş, Karşıyaka, Bodrum, Yenişehir gibi farklı bölgelerde CHP belediyeciliğiyle yönetilen onlarca belediye parmakla gösteriliyor, örnek alınıyor. Aileler, evlatlarını CHP’li belediyelerin yönetimindeki üniversitelere gönderiyor. Seçmene şunu söylüyoruz: Hepiniz birden CHP’li belediyelerin hizmet verdiği bölgelere taşınamazsınız. Bu teknik olarak mümkün değil, ama yaşadığınız tüm belediyeleri birer CHP belediyesi hâline getirebilirsiniz, bu imkânları, bu refahı, bu huzuru sizin yaşadığınız yere getirebiliriz. İşte, Türkiye İttifakı seçmeni, bunun farkında olan seçmendir.
2019-2024 döneminde CHP’li belediyeler dayanışma belediyeciliği ve sosyal belediyecilikte öne çıktı, başarılı projelerle adlarından söz ettirdi. 2024-2029 dönemi için CHP’li belediyelerin hedefleri nelerdir?
ÖZGÜR ÖZEL: CHP’li 11 büyükşehir belediyesi başta olmak üzere yönettiğimiz belediyelerdeki dayanışma belediyeciliği ve sosyal belediyecilik anlayışı kapsamında bugüne kadar “Anne Kart”, “Askıda Fatura”, “Başkent Kart”, “Derman Market”, “İzmir95”, “Halkın Esnafı”, “Halkın Bakkalı”, “Edirne İmece”, “Hünerli Eller Çarşısı”, “Çamaşır Kafe”, “Komşu Kart”, “Gönüllü Evleri” gibi uygulamalara imza atıldı. Yeni dönemde, bu ve benzeri, kalıcı ya da belli ihtiyaca yönelik süreli uygulamaların sayısı da artacak. CHP’li belediyelerde hem bu uygulamaları yaygınlaştırmak hem de yeni projelere imza atmak istiyoruz.
“İşimiz, Gücümüz Türkiye” diyoruz. 2019 yerel seçimlerinde başkanlığını kazandığımız tüm kentlerde başarıyla uyguladığımız halkçı belediyeciliği geliştirerek sürdürmek, CHP belediyeciliğini başka kentlere taşımak için 31 Mart’ı sabırsızlıkla bekliyoruz.
Yeni dönem için önemli hedeflerimiz var. Herkes için eşit ve adil çalışma hayatı ilkesi gereği kadın, genç ve engelli istihdamına, kadın ve genç girişimciliğine öncelik vereceğiz. Öğrenciler için eğitim desteğini (sosyal ve ekonomik) sürdüreceğiz. Eğitimlerin verileceği, atölyelerin düzenleneceği merkezler inşa edeceğiz.
Uygun boş konutları, farklı ekonomik destek modelleriyle aktif hâle getireceğiz. Özellikle büyük kentlerde baş gösteren barınma sorunuyla mücadele etmeye devam edeceğiz. Her yurttaşın sağlıklı beslenmesini ve nitelikli gıdaya erişimini güvence altına alacak sosyal destek programları oluşturacağız. Hayata sağlıklı başlangıç programları doğrultusunda anne adaylarına yönelik özel beslenme desteği programları uygulayacağız.
Çocuklar için başlattığımız ücretsiz süt ve öğrencilere yönelik ücretsiz öğün programlarını artıracağız. Öğrencilere ve düşük gelirli vatandaşlara uygun fiyatlı yemek seçenekleri sunan “Kent Lokantaları” uygulamasını ve destek kuponlarını yaygınlaştıracağız. Birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak ve artırmak için “Sağlık Eylem Planı” hazırlayacağız. Toplumsal yaşamın her alanında birbirinden farklı uygulamaları en kısa sürede hayata geçireceğiz.
Yeni hizmet döneminde yerel siyasete ve belediyelere yön verecek argümanlar nelerdir?
ÖZGÜR ÖZEL: AK Parti iktidarı devam ettiği sürece ekonomik yıkımın boyutlarının büyük olacağı aşikâr. Bu nedenle sosyal ve toplumsal sorunlara çözüm bulacak kent politikalarına ihtiyaç var. Bunun için 2019-2024 hizmet döneminde yaptığımız gibi, iyi ekiplerimizle, halkçı belediye başkanlarımızla birlikte sürdürülebilir çalışmalar yapmamız gerekiyor. Çarşıda, pazarda fiyatlar, kiralar el yakıyor. Yetersiz ücret ve maaş artışları kimsenin derdine derman olmuyor. Öyle ki, kadınlar, emekliler ve gençler, masraf olur korkusuyla sokağa adım atmaktan çekiniyor. Öyle ki, çocuklar sağlıklı ve yeterli gıdaya erişemiyor, okula aç gidip, okuldan aç dönüyor. Bir avuç imtiyazlı grup hariç neredeyse vatandaşların tümü düne göre daha yoksul. Gençler, gelecekten umutsuz. Gençlerin çoğu başka ülkede yaşamak istiyor. İnsanlar bu ülkede kendilerini yalnız hissediyor.
Öncelikle bu sorunlara, daha sonra da toplumsal yaşamla sorunlara derman olmaya çalışacağız. Bu nedenle eşgüdümlü çalışmaya ihtiyacımız var. İlk adımımızı attık. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in genel koordinatörü olduğu yeni bir birimin kuruluşunun müjdesini verdim. Buradan tekrar etmekte fayda var. Yılmaz Büyükerşen’in başında olduğu üst koordinasyon ekibi, CHP’li belediyeler için 1 Nisan'dan itibaren çalışmaya başlayacak. Bir yerde iyi bir iş yapılıyorsa, onu CHP’li tüm belediyeler yapacak. Belediyecilik anlayışımızı tek tipleştireceğiz. Yani iyide ortaklaşacağız, benzerleri birleştireceğiz. Bu yapı, yeni belediye başkanlarımıza eldeki iyi projeleri hazır olarak verecek. Bu yapı, tek tip ölçme değerlendirmeyle üç ayda bir belediye başkanlarımıza karne verecek. Herkes durumunu görecek. Yine bu yapı, belediyelerimizi planlı, haberli ve habersiz iç denetime tabi tutacak. Yılmaz Büyükerşen’in ve önceki belediye başkanlarımızın, yerel yönetimler alanında çalışan akademisyenlerin, eski Sayıştay üyelerinin, Danıştay’da tetkik hâkimlerinin başında olduğu bir yapı kuruyoruz. Yılmaz Büyükerşen, 31 Mart’tan sonra CHP’li belediyelerin eşgüdüm eğitiminden ve denetiminden sorumlu genel koordinatör olacak, Eskişehir’i nasıl güzelleştirdiyse, diğer kentleri de öyle güzelleştirecek, bir kente nasıl değer kattıysa, diğerlerine de katacak. Böylece tüm vatandaşlar, CHP’nin hizmetlerini kendisine en yakın CHP’li belediyede görebilecek.