YÜKLENİYOR
CHP Seçim Koordinasyon Merkezi Yöneticisi Ramazan Tezcan Belediye Gazetesi’ne düşüncelerini aktardı.
CHP’nin 2024 yerel seçim kampanyasını başarıya ulaştıran unsurlar nelerdir? Kampanya çalışmalarına başlarken böylesi bir başarı öngörülüyor muydu?
RAMAZAN TEZCAN: Kurultaydan yeni çıkmış yönetimin önündeki ilk büyük sınav, dört ay gibi kısa bir sürede yapılacak yerel seçimlerdi. Yerel seçimde alınacak sonuç, bundan sonraki dönemi de şekillendirecekti. Bu bilinçle yerel seçim kampanyası kurgulanırken, tüm iş ve işlemlerin en doğru şekilde çerçevelenmesinin, sürecin şeffaf işletilmesinin, parti içindeki rol ve sorumlulukların hızla tanımlanmasının, görev dağılımının en doğru şekilde yapılmasının başarı için önkoşul olduğu biliniyordu.
Bu süreçte parti, dışarıdan da profesyonel yardım alınması gerektiğini biliyordu, ancak geçmiş dönemlerden farklı olarak bu hizmet alımında şeffaf ve yarışmacı bir yöntem izlenmesi gerektiğini de düşünüyordu. Profesyonel iletişim danışmanlarının desteğiyle hem kreatif süreç hem de medya planlama/satın alma faaliyetleri için doğru ajanslarla çalışılması amacıyla yoğun bir önçalışma yapıldı.
Yerel seçim kampanyası neden başarılı oldu? Kampanya süreci nasıl planlandı?
RAMAZAN TEZCAN: Yeni yönetim, kısa süre önce yaşanan seçim yenilgisinin travmatik etkileri daha geçmeden başlatılacak kampanya sürecinin en iyi şekilde yürütülmesi ve başarıya ulaşılması için kampanya ekibi oluşturdu. Parti MYK’sından seçilen üyelerden oluşan “Strateji Kurulu” hem parti içinden hem de parti dışından çok sayıda kişiyle istişarede bulunarak kampanya stratejisini ve yol haritasını hazırladı. Bu yol haritasının en önemli unsuru, risk ve fırsat tablosuydu. Cumhuriyet Halk Partisi, yerel seçim kampanyasına başlarken, belediye sayısını 250’lerden 400’lere çıkararak Türkiye nüfusunun ve ekonomisinin çok büyük bir bölümünü hedef olarak koymuştu. Bu çerçevede CHP tarafından yönetilen ama kaybedilme ihtimali olan belediyelerin yeniden kazanılmasına ve diğer partiler tarafından yönetilen ancak CHP tarafından kazanılması muhtemel belediyelere odaklanıldı. 2019 ve 2023 seçimlerinin sandık analizlerinin, Ağustos-Kasım 2023 döneminde yapılan saha araştırmalarının sonuçlarına göre kampanyanın temel odağını oluşturan 400 seçim bölgesi belirlendi. Ardından, kampanyanın ana unsurlarını (reklam ve iletişim, veri toplama ve analizi, saha ziyaretleri) yürütecek ekipler bir araya getirilerek “Seçim Koordinasyon Merkezi” kuruldu.
“CHP Seçim Koordinasyon Ekibi” kampanya boyunca hangi çalışmaları yaptı?
RAMAZAN TEZCAN: Strateji Kurulu, Seçim Koordinasyon Merkezi’nde yürütülecek işleri koordine etmek üzere kampanya direktörü atadı. Parti, kampanya direktörünün koordinasyonuyla, çok sayıda uzmanın ve akademisyenin desteğiyle hizmet alımlarında kullanılacak briefi hazırladı. Süreç boyunca kampanyanın bu briefe uygun tasarlanması ve yürütülmesi sağlandı. Brief, kreatif ve medya planlama ajanslarına gönderilerek konkur süreci başlatıldı. Strateji Kurulu, konkura katılan ajanslar arasından seçtiği kreatif ve medya planlama ajansıyla sözleşme müzakerelerini kısa sürede tamamladı.
Veri merkezi, kampanyanın diğer önemli ayağıydı. Seçim Koordinasyon Merkezi’nin bünyesinde oluşturulan veri denetim, analiz ve raporlama ekibi, tüm araştırmaların tasarımını standart hâle getirdi. Çok sayıda muteber araştırma şirketiyle araştırma sözleşmeleri imzalandı. Dört aylık kampanya boyunca 600’a yakın tekil araştırma kapsamında 600.000’den fazla anket yapıldı. Bu araştırmalar hem aday belirleme sürecine hem de kampanyaya ışık tutan ve karar alma aşamalarına destek sunan veriler üretti. Sahada ve dijital mecralarda, seçim bölgelerinde hangi yöntemle kampanyanın yürütüleceği, seçim bölgelerinde saha ziyaretlerinin ne zaman yapılacağı, saha ziyaretlerinde hangi mesajların öne çıkarılacağı bu verilerle belirlendi. Veriler sayesinde mahalleler bazında ve seçmen grupları özelinde ihtiyaçlar tespit edildi. Adayların bu mahallelere ve seçmen gruplarına özel olarak odaklanması, kampanyanın (açık hava ve dijital) bu mahallelere ve seçmen gruplarına yönelik içeriklerle yapılandırılması sağlandı. Özellikle son iki haftada üretilen verilerle birçok seçim bölgesinde çok özel ve yoğun kampanya süreci yürütüldü, bu bölgelerdeki belediyelerin kazanılmasında önemli adımlar atıldı.
Kampanyanın her fazında, sahadan toplanan ve analiz edilen yeni verilerle “Türkiye Risk& Fırsat Haritası” güncellendi, partinin hangi seçim bölgesinde hangi aksiyonları alması gerektiğine dair öneriler geliştirildi. Partinin tüm birimleri (örgüt, hukuk, finansman, iletişim, sandık güvenliği vb.) kaynaklarını bu haritaya uygun olarak önceliklendirdi. Böylece kaynakların kampanya boyunca azami ölçüde etkin kullandırılması sağlandı.
Kampanya stratejisini hazırlayan, kampanyayı bu stratejiye göre kurgulayan parti yönetiminden veri toplama sürecinde destek veren araştırma şirketlerine, hizmet alınan ajanslara kadar herkes kampanyadaki rolünü en iyi şekilde yerine getirdi. Seçim sonuçları da bu kampanya yaklaşımının (doğru strateji, veriye dayalı yaklaşım, iyi kurgu, birimler arasında istişare ve işbirliği, şeffaf kaynak yönetimi) doğruluğunu teyit edecek şekilde geldi.
“Türkiye İttifakı” söylemi ve “İşimiz Gücümüz Türkiye” sloganı, ülke genelinde, il/ilçe bazında seçmenleri doğrudan etkiledi mi? Özellikle kararsız ve muhalif seçmenleri sandığa götüren nedenler nelerdir?
RAMAZAN TEZCAN: Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2024 Yerel Seçim Bildirgesi’nin ana teması, kalkınma, refah ve dayanışma ilklerine dayanan halkçı belediyecilik vaadiydi.
Seçim manifestosu şöyleydi:
“Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında beraberliğimizi en üst düzeye çıkarmak, krizlerin değil, çözümlerin konuşulduğu bir ülkeye ulaşmak için yola çıktık. Hedefimiz, ikinci yüzyılımızda güçlü ve demokratik devleti, huzurlu ve zengin toplumu, eşit ve özgür vatandaşların Türkiye’sini inşa etmek…
İŞİMİZ GÜCÜMÜZ TÜRKİYE
Gücümüzü milletimizden, güvenimizi yaptığımız işten alıyoruz. Belediyecilik icraattır, millete hizmettir, vatani bir görevdir. Türkiye bize güvendi, en büyük şehirlerini emanet etti. Biz de milletimizin güvenini boşa çıkarmadık, emanetine sahip çıktık. İsrafı bitirdik, hizmeti ve dayanışmayı getirdik. Zenginliği adil paylaşan, kimseyi geride bırakmayan yönetim anlayışımızla, şehirlerimize, yurttaşlarımıza güç kazandırdık. Mutlu, sağlıklı, güvenli şehirler yarattık. Şimdi halkçı ve kalkınmacı belediyecilik anlayışımızı, yeni şehirlere taşıma, Türkiye’nin gücüne güç katma zamanı!”
Bu manifestonun söylemi hem kampanyanın tüm unsurlarına hem de parti sözcülerinin konuşmalarına yansıdı. Cumhuriyet Halk Partisi, yerel seçim kampanyasını “CHP Belediyeciliği” kavramı üzerine inşa etti.
2019 yılında kazanılan belediyeler marifetiyle sunulan temel belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra özellikle pandemi döneminde öne çıkan dayanışmacı belediyecilik hizmetleriyle istihdama, barınma sorununa ve temel gıdaya erişime katkıda bulunan hizmetler hem bu belediyelerin hizmet verdiği bölgelerde yaşayanların hem de bu belediyeleri izleyen ve hizmetlerdeki farkı gözlemleme imkânı olan vatandaşların benzer hizmetleri kendi belediyelerinin sınırlarında da görme isteğini tetikledi. Özellikle sosyal hizmetlerdeki üstün performans, seçmenlerin Cumhuriyet Halk Partisi’ne daha sıcak bakmasına yol açtı. Bu durum seçmenleri, doğru adayları da kamuoyu önüne çıkarabilen Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönlendirdi, Cumhuriyet Halk Partisi’ni yerel idarelerde iktidar yaptı. Şimdi vatandaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kampanya boyunca vadettiği “halkçı belediyecilik” yaklaşımını izleyecek ve değerlendirecek.