YÜKLENİYOR
Yerel yönetimleri tarıma yönelik çalışmalarda dünya örnekleri derledik.
SIRBİSTAN
https://www.agroberichtenbuitenland.nl/actueel/nieuws/2024/07/05/serbia-drones
Sırbistan’da sanayi ve tarım alanında drone kullanımının önemi artıyor. Sırbistan, bu teknolojiyi birçok alanda kullanabilmek için çalışmalar başlattı. Tarımda drone kullanımı, belediyenin de tasarruf etmesini sağlıyor. Bu yöntem, geniş tarım alanlarının kısa sürede ilaçlanmasını sağlıyor. Bir traktörün 10 dönümlük bir araziyi ilaçlamak için yaklaşık 45 dakikaya ihtiyacı varken, aynı ilaçlamayı drone yardımıyla yedi dakikadan kısa sürede yapmak mümkün. Sırbistan’ın elde ettiği verilere göre, dronla ilaçlama teknolojisi sayesinde yakıt, zaman ve kaynaktan tasarruf ediliyor. Droneların ilaçlama esnasında tükettiği kimyasal, ilaçlama makinelerinin kullandığı kimyasal miktarına kıyasla çok daha az. Drone aracılığıyla ilaçlama yöntemi, ilaçlama esnasında ürünlerin ezilerek zarar görmesine de engel oluyor. Drone, geniş alanda tarama ve hızlı ulaşım için oldukça verimli bir araç olarak görülüyor, kullanımı yaygınlaşıyor ve istihdam yaratıyor. Drone pilotluğu, yeni ve talep gören bir meslek. Bu sektörün istihdam alanı oldukça geniş. Drone eğitimine yönelik ilginin de artması bekleniyor.
DANİMARKA
Danimarka’da karbondioksit vergisi konusunda anlaşmaya varıldı. Vergilendirme, 2030 yılına kadar karbon emisyonunu Danimarka İklim Yasası’na uygun seviyeye çekmeyi hedefliyor. Yasa tasarısı, “Yeşil Üçlü” olarak tanınan bir grup tarafından hazırlandı. Yasayla ilgili düzenlenen toplantıya, “Yeşil Üçlü” ve hükümetin yanı sıra Danimarka Tarım ve Gıda Konseyi, Danimarka Doğa Koruma Derneği, Danimarka Sanayi Konfederasyonu, Danimarka Ulusal Yerel Yönetimler ve Belediyeler Birliği katıldı.
2030 yılından itibaren hayvancılık kaynaklı emisyonlara karbondioksit vergisi uygulanacak. 2030’dan itibaren bir ton karbondioksit yaklaşık 40 avro olacak. 2035 yılı itibarıyla bu tutar ton başına yaklaşık 100 avroya yükselecek. Tarımda %60 oranında vergi muafiyeti uygulanacak. Böylece diğer alanlarda da tasarruf sağlanacak.
Ülkedeki ormanları ve yeşil alanları artırmak için 5.3 milyar dolar fon tahsis edildi. Alınan önlemlerle yılda 1.8 ila 2.6 milyon ton arası tasarruf hedefleniyor. Bu projelerin gerçekleştirilebilmesi için arazi dönüşümü büyük bir rol oynuyor. “Yeşil Üçlü”, bu anlaşmanın Danimarka tarım endüstrisi ve özellikle kırsal kesimlerdeki yerel yönetimler açısından oldukça verimli bir girişim olduğunu vurguluyor. Danimarka’nın doğasının, biyolojik çeşitliliğinin, sularının, arazilerinin korunması ve daha verimli gıda üretimi hedefleniyor. Projeyi uygulamak için kurulacak organizasyon için çalışmalar başladı.
ARJANTİN
Avrupa Birliği’nin “Ormanların Yok Edilmesi Yönetmeliği” (EUDR), küresel tarımda değişim vadediyor. Aynı zamanda sürdürülebilir uygulamaları da teşvik ediyor. Arjantin, Uruguay, Paraguay ve Şili (Güney Konisi), tarımsal üretimin güç merkezi konumundadır. Arjantin, soya fasulyesi, sığır eti ve meyve gibi temel ürünlerle küresel gıda tedarikine önemli ölçüde katkıda bulunuyor. Tarımsal genişleme için ormanların yok edilmesi, özellikle Arjantin, Paraguay, Bolivya ve Brezilya’ya yayılan geniş bir ormanlık bölge olan Gran Chaco gibi hassas ekosistemlerde problem teşkil ediyor.
Tarımsal üretim, bir ülkenin uzun vadeli sürdürülebilir yaşam kaynakları için gereklidir. Tarımı ve çevreyi korumak için doğanın restorasyonu ve arazi kullanımı arasında bir denge sağlamak gerekiyor. Arjantin’de, Parque Chaqueño olarak bilinen Gran Chaco, 40 milyon hektarlık yerel ormanlarla ülkenin en büyük ormanlık alanıdır. Yerel kültürlere ait önemli kent merkezlerini ve çiftçi topluluklarını kapsar.
EUDR, Avrupa Birliği pazarına giren ürünlerin çevreci olmasını sağlamayı amaçlıyor. EUDR’ye uyum sağlayabilen üreticiler, çevreye duyarlı tüketicilerin bulunduğu birinci sınıf pazara erişiyor. Bu süreç, sürdürülebilir uygulamaları teşvik ederek, soya ve sığır eti üretiminde Arjantin’i lider konuma getiriyor. Dahası, EUDR, uydu izleme, blok zinciri teknolojisi ve sürdürülebilir çiftçilik teknikleri gibi alanlarda inovasyonu teşvik ediyor, sektör için uzun vadeli fayda sağlıyor. EUDR’ye uyum sağlamak, kaynaklara ve altyapıya erişemeyen küçük çiftçiler için karmaşık ve pahalı bir girişim olabilir. Arjantin yerel yönetimleri, bölgenin ekosistemleri için uygun, sürdürülebilir tarım tekniklerini belirlemek ve teşvik etmek için araştırma kurumları, sivil toplum kuruluşları, çiftçi dernekleri ve uluslararası finans kuruluşlarıyla birlikte çalışıyor. Hayvan üreticilerinden oluşan bir gruba, yenileyici üretim modelinin uygulanması için destek veriliyor. Yerel yönetimler, ağaçların ve otlatma hayvancılığı operasyonlarının bilinçli yönetilmesi ve koşulların iyileştirilmesi için eğitimler veriyor. Böylece hem orman ürünleri hem de yemler yönetiliyor. Kısa ve uzun vadeli gelir kaynakları sağlanıyor. Bu uygulamalar, verimliliği de artırıyor, yeni pazarların önünü açıyor.
AFRİKA
Tarımın gelişmesi için tohum kalitesi oldukça önemlidir. Tohum, ürün kalitesi ve sürdürülebilirlikle doğrudan ilişkilidir. Tohumların birleştirilerek geliştirilmesi sayesinde yıl boyunca ürün alınır. Tarım, doğru düzenlemelerle çevre dostu olabilir. Bu sayede mevsim değişikliklerinden kaynaklanan sıkıntılar minimuma indirilir. Yerel yönetimler ve hükümetler, bahsi geçen tohumların üreticilere ulaştırılmasını sağlar. Hedef, verimi artırmak ve kaliteli tarım için tohum desteğinde bulunmaktır. Geliştirilmiş tohumlar, sertifikalı olur ve iklim koşullarına dayanıklı hâle getirilir.
Toprak kalitesinin korunması, optimum üretimi sağlamak için esastır. Olumsuz etkilere yol açan çiftçilik uygulamaları nedeniyle toprağın kalitesi ve verimi düşebilir. Jeokimyasal döngü, rüzgâr ve su erozyonu gibi doğal süreçlerden de etkilenir. İklimdeki değişiklikler, doğal süreçleri etkiler. Bu nedenle toprak verimliliği daha da önemli olur. Toprak verimliliği yönetimi, tarımsal adaptasyonun bir örneğidir. Erozyonu ve heyelanı engellemek için belediyeler tarafından ağaçlandırma ve set çalışmaları yapılıyor. Ürün rotasyonu, toprak kalitesini artırır. Farklı ürünler, farklı mikro besinler gerektirir. Bu besinler, daha önce ekilenlerden elde edilir ve bir döngü oluşturulur. Çeşitlilik, üretimi olumsuz etkileyen döngüleri bozmak açısından oldukça faydalıdır. Baklagillerle ürün rotasyonu yaygındır, çünkü baklagiller azot bağlayıcıdır. Toprak besinlerini yenileyerek verimliliğe katkıda bulunurlar. Yerel yönetimlerin çiftçilere gübre desteği, toprak kalitesini etkileyen başka bir faktördür.
MADRİD, İSPANYA
https://www.themayor.eu/en/a/view/why-did-thousands-of-sheep-flock-to-the-centre-of-madrid-12152
Madrid sakinleri ve ziyaretçileri, kent merkezindeki Alcala Caddesi’nde binlerce koyunla karşılaştı. Bu etkinlik, eski kırsal gelenekleri korumayı ve teşvik etmeyi, tarımın önemini, biyoçeşitliliği ve çevre sağlığını hatırlatmayı amaçlayan Transhümantasyon Festivali’nin bir parçası. Transhümantasyon, koyun sürülerinin Castilla-Leon ve Endülüs arasında kış aylarında güneye, ilkbaharda kuzeye taşınmasını kapsayan mobil hayvancılık türünü ifade eder. Festival, yerel yönetim tarafından 1994 yılında başlatılmış olsa da, geçmişi daha eskiye dayanır. Eski zamanlarda koyunların kuzeyden güneye taşınması, kışın geldiğinin bir hatırlatıcısıydı. Günümüzde, çoğu koyun trenle taşınıyor. İspanyollar, eski gelenekleri korumaya hevesli. Madrid Belediyesi, hayvan sahiplerine göç ücretleri konusunda destek oluyor. Madrid Belediyesi’nin desteğiyle düzenlenen festivalde, Madrid Belediye Başkanı Jose Luis Martinez-Almeida, ilk defa sürünün kadın baş çobanı olan Marity González García’yı selamladı ve kırsal alanda kadınların rolünü vurguladığı için García’ya teşekkür etti.
İRLANDA
İrlanda’nın tarım stratejileri, küresel iklim krizini ve hayvanların yaşam alanlarındaki zorlukları vurguluyor. Sürekli değişen hayvan sağlığı mevzuatının, İrlanda’nın tarım-gıda sektöründe minimum kesintiyle uygulanmaya devam etmesi gerekiyor. Bunu sağlamak için daha akıllı ve kapsamlı gözetim sistemleri geliştiriliyor, bu sistemlerden elde edilen verilerin en iyi şekilde nasıl analiz edilip kullanılacağı üzerinde çalışılıyor. İrlanda, hayvanların sağlığına önem veren bir ülke olarak itibarını koruyor.
İrlanda’da Hayvan Sağlığı Yasası (AHL), 21 Nisan 2021’de yürürlüğe girdi. Karasal ve sucul hayvanlar için düzenlenen bu yasa, hayvan hastalıklarının ve hassas türlerin listelerini içeriyor. Yasanın ardından, hastalık izleme ve önleme, hastalıktan arınma konusunda bir yönetmelik yürürlüğe girdi. AHL, işletmelere bazı sorumluluklar yüklüyor. Listelenen hastalıklarla ilgili şüphe, anormal ölüm oranları ya da ciddi hastalık belirtileri söz konusu olduğunda yetkili makamların bilgilendirilmesi gerekiyor. Yönetmelik, çiftlik izleme gereklilikleri kapsamında hayvan sağlığı ziyaretleri için biyogüvenlik ve hayvan sağlığı hakkında çiftliklere tavsiyede bulunmayı zorunlu kılıyor.
AHL'nin tanıtımı ayrıca Hayvan Hastalıkları Bilgi Sistemi (ADIS) adlı yeni bir AB hastalık bildirim sisteminin başlatılmasını sağladı. Bu sistem, üye ülkeler arasında bazı bulaşıcı hayvan hastalıklarının salgınları hakkında bilginin hızla paylaşılmasını kolaylaştırıyor ve salgın hastalıkların koordinasyonuna ve izlenmesine olanak tanıyor. Bu, AB ülkelerinin ve AB Komisyonu'nun hastalığın yayılmasını önlemek için adım atmasını sağlıyor. Sistem ayrıca ülkelerin ulusal hayvan sağlığı durumlarıyla ilgili bilgileri Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü'ne (WOAH) sunma yükümlülüğünü yerine getiriyor ve Dünya Hayvan Sağlığı Bilgi Sistemi (WAHIS) portalı ile bilgi alışverişini kolaylaştırıyor. Böylece AHL, listelenen ve yeni çıkan hastalıklar için izleme kurallarını belirler ve İrlanda'da hayvan sağlığı izlemesini geliştirmek için bir fırsat yaratılır.
QUEBEC, KANADA
Son elli yılda dünya genelinde ve Quebec’te çevresel farkındalık büyük ölçüde arttı. Su, öne çıkan ana sorunlardan biri. Tarımsal üretimde kontrolsüz su tüketiminin çevreyi olumsuz etkilediği biliniyor. Bu durum, çiftçileri de olumsuz etkiliyor. Quebec eyalet hükümeti ve yerel yönetimleri, tarım politikalarında yapılan değişikliklerle çevre dostu uygulamaları teşvik ediyor. Su kalitesine dair sorunları çözmek için en iyi yönetim uygulamalarının benimsenmesini teşvik eden tarım-çevre kulüplerine ve programlarına yatırım yapılıyor. Tarım ve çevre politikalarının, su kalitesine ilişkin düzenlemelerin etkili olmasını sağlamak için çevre raporu hazırlandı. Rapor, tarımsal desteklere ve su alanlarının korunmasına ilişkin stratejileri ortaya koydu, vatandaşlar ve çiftçiler için en doğru metotları kullandı. En iyi yönetim uygulamalarının benimsenmesi, su kalitesi kötü olan bölgelerde fayda sağlayabilir. İsteğe bağlı uygulamalar, düzenlemeler aracılığıyla zorunlu hâle getirildi. Su kalitesini iyileştirmek için alınması gereken önlemler çiftlikten çiftliğe farklılık gösterebilir. Çiftlik sayısının azalması ve tarım dışı kırsal hanelerin artması nedeniyle kırsal alanların yapısı da değişiyor.
BELÇİKA
https://www.themayor.eu/en/a/view/ai-can-help-save-the-bees-in-this-belgian-town-by-flower-mapping-12170
Yapay zekâ, çiçek haritalama yoluyla arıları kurtarmaya yardımcı olabilir. Nijlen kasabası, arı dostu bir yer olarak tanınmayı hedefliyor. Bölgede böcek otelleri kuruldu ve tarlaların arasında çiçek sınırları oluşturulması için çiftçiler teşvik edildi. Kasaba, küçük bal üreticilerine elverişli bir ortam sağlamak amacıyla çaba gösteriyor. Nijlen Belediyesi, Flaman Arı Enstitüsü’nün (VBI) öncülük ettiği “Buzzwatch” projesine destek vermeye davet edildi. Bu proje, kış aylarında arı ölümlerini azaltmak için yapay zekâdan yararlanmayı planlıyor. Bitkiler, üremek ve tohumlarını yaymak için arılara ihtiyaç duyar. Arıların varlığı ve sağlığı, ekosistem için büyük önem taşır. VBI, arı popülasyonuyla arıların ziyaret etmeyi sevdikleri bitkileri eşleştirmeyi amaçlıyor. Bunun için hava haritalaması ve gönüllülerin gönderdiği çiçek fotoğraflarının analizi, akıllı sistem kovanların kurulumunun optimize edilmesini sağlayacak. Bu çalışma için gereken araştırma ve geliştirme maliyeti yaklaşık 150.000 avro olarak hesaplandı. Nijlen, yüksek arı ölüm oranı, çevresinin fundalıklarla kaplı olması nedeniyle test alanı olarak seçildi.
AMERİKA
Amerikan hükümetinin yaptığı bir anket, çiftçilerin çoğunun sürdürülebilir tarım uygulamalarından haberdar olduğunu ancak bu uygulamaların tam anlamıyla benimsenmediğini ortaya koydu. Çiftçilerin operasyonel ve finansal desteğe ihtiyaç duydukları belirlendi. Sürdürülebilir tarım uygulamaları, karbonsuzlaştırma ve çevresel hedeflere ulaşmak için gereklidir. 2021-2022 yıllarında tarıma yönelik ortalama küresel finans desteği, enerji sistemleri için yalnızca 43 milyar dolardı. Gıda işleyicilerinin ve tüketim şirketlerinin sürdürülebilirlik hedeflerini karşılaması için geliştirilen sürdürülebilir tarım stratejileri hızlı ilerlemiyordu. Çiftçiler, hükümet ve yerel yönetimler liderliğindeki programlara daha yoğun katılmaya başladı. Yerel yönetimler de desteği artırdı. Çevresel Kalite Teşvik Programı (EQIP) gibi girişimler, bu uygulamaların benimsenmesi için çiftçileri teşvik ediyor. Ankete katılan çiftçilerin %57’si bir hükümet programına katıldığını belirtirken, yalnızca %4’ü endüstri destekli bir programa katılıyordu. Ankete katılanlar arasında hükümet destekli programlara katılan çiftçilerin sürdürülebilir tarım uygulamalarını benimseme oranı daha yüksekti.
NORVEÇ
https://precisionag.no/en/projects/
Otomatik Çapa
Tahıl üretiminde, kimyasal olmayan entegre yabancı ot yönetimi stratejilerine ihtiyaç duyuluyor. Bu alanda önemli bir metot, çapalamadır. Sıra arası çapalama, yabancı otları kontrol edebilir ve ürüne zarar verme riskini düşürür. Yaylı dişli tırmık kullanılarak yapılan yabancı ot tırmıklama yöntemine göre işlem, zamanlamaya daha az duyarlıdır. Tahıllara uygulanan sıra arası çapalama sistemlerinde verimi düşürebilecek geniş sıra aralıkları kullanılmaktadır.
Tahıl bitkilerine zarar vermeden yabancı ot kontrolünü en üst düzeye çıkarmak için çapa bıçağının geometrik şekillerinin ve sürüş hızlarının farklı kombinasyonları test ediliyor. Bu çalışma, geleneksel tahıl ekiminde herbisit kullanımını azaltmayı ve dirençli yabani otlarla mücadelede çiftçilere kimyasal içermeyen bir alternatif sunmayı amaçlıyor. Üç yıllık proje kapsamında normal sıra aralığına uygun bir prototip direksiyon sistemi geliştirilmesi planlanıyor. Projenin aşağıdaki üç alanda incelenmesi hedefleniyor:
1. Sanal bir hat boyunca traktörün konumuna göre otomatik direksiyon,
2. Çapalama aletinde ek bir GPS alıcısı kullanılarak geliştirilmiş otomatik direksiyon,
3. Kamera sistemleri kullanılarak otomatik çapa rehberliği.
Solarfarm
Norveç, düşük emisyon hedefi doğrultusunda tarım, gıda ve yem üretiminde sera gazı emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunuyor. Bu kapsamda traktör kullanımından kaynaklanan emisyonların ve ilave nitrojenli gübrenin yetersiz kullanımından kaynaklanan emisyonların azaltılmasına odaklanılıyor. Gerek güneş enerjisi üretimini gerek sahadaki enerji tüketimini belirleyen unsurlar, yıl boyunca meydana gelen büyük değişimleri ele alacak şekilde tasarlanan enerji taşıyıcıları ve depolama kapasitesidir. Bu, çiftlikteki traktör filosundaki büyük, ağır dizel traktörden, insansız elektrikli traktöre geçiş yapılmasına olanak tanıyan bir sistem değişikliğine de imkân tanıyor. Ekilecek ürüne ve mevsime göre, ihtiyaca dayalı, sahaya özel gübreleme sistemi geliştiriliyor. Bölgede veri toplamak için insansız hava araçları kullanılıyor. Proje, yenilenebilir enerjinin çiftliklere nasıl entegre edilebileceğini de gösteriyor.