YÜKLENİYOR
SODEMSEN İdari ve Mali İşler Müdürü Ata Alkan, CHP Belediye Gazetesi'ne "Belediyelerin ve Merkezi Yönetimin Ortak Sorumluluğu Kültür ve Sanat" hakkında yazdı.
“Sanat güzelliğin ifadesidir; bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, resim ile olursa ressamlık, heykel ile olursa heykeltıraşlık olur.” Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü, sanata verilen önemi ve onun toplumsal yaşam üzerindeki etkisini en yalın hâliyle anlatır. Sosyal demokrat belediyeler, Atatürk’ün bu vizyonundan ilham alarak kültür ve sanatın toplumdaki rolünü güçlendirmeyi temel bir sorumluluk olarak görmektedir, görmelidir. Ancak bu çabaların sürdürülebilir ve etkili olabilmesi için merkezî yönetimin de destekleyici bir rol üstlenmesi ve kültür-sanat politikalarını ulusal bir vizyona dönüştürmesi gerekmektedir.
Kültür ve sanat, bir toplumun kimliğini oluşturur ve onu geleceğe taşır. Sosyal demokrat belediyeler bu anlayışla hareket ederken, merkezî yönetimin desteğiyle bu faaliyetlerin ülke çapında benimsenmesi ve yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.
Öncelikle sanat, bir elit kesimin değil, toplumun her bireyinin hakkıdır. Belediyelerin düzenlediği konserler, tiyatro oyunları ve sergiler gibi etkinliklerin yaygınlaştırılması, merkezî yönetimin bu projelere mali ve lojistik destek sağlamasıyla mümkün olacaktır. Derinleşen ekonomik krizin etkilerinin toplum nezdinde azaltılmasına fayda sağlayan bu tarz organizasyonların hedef gösterilmesi yerine desteklenmesi gerekmektedir. Bu konuda yapılan harcamalar için oluşturulacak ulusal bir kültür-sanat fonu, bu tür girişimlerin tüm yurtta eşit erişimle gerçekleşmesini sağlayabilir.
“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir,” diyen Atatürk, sanatın, eğitimin ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çekmiştir. Bu anlayışla belediyelerin yürüttüğü gençlere yönelik yaratıcı atölyeler, yazarlık kursları ve müzik eğitimleri gibi etkinliklerin merkezî yönetim tarafından eğitim müfredatına dahil edilerek genişletilmesi sağlanabilir. Böylece sanat, ulusal bir eğitim politikası hâline gelebilir.
Yerel kültür, şehirlerin, kasabaların ruhunu temsil eder. Belediyeler, yöresel el sanatları ve halk danslarını yaşatmak için çaba sarf ederken, merkezî yönetimin bu faaliyetleri koruma altına alması ve teşvik etmesi önemlidir. Kültürel mirasın korunması için ulusal bir strateji oluşturulmalı, millî eğitimin yanı sıra yerel yönetimlerle işbirliği yapılmalıdır.
Sanatı kamusal alanlarla buluşturmak, toplumsal bir sanat kültürünün yerleşmesi için etkili bir yöntemdir. Belediyelerimizin parklar, meydanlar ve sokaklarda sanata yer açma çabalarını desteklenmeli, açık hava sergilerini, kamusal heykelleri ve sokak sanatını ulusal ölçekte teşvik eden politikalar geliştirilmelidir.
Atatürk’ün, “Türk milleti daha az zamanda daha büyük işler başarmıştır. Sanatta da böyle olacaktır,” sözü, çağdaş sanatla olan bağımızın güçlenmesini ifade eder. Dijital çağın olanaklarıyla sanatı geniş kitlelere ulaştırmak bir gerekliliktir. Belediyelerimizin dijital sergi, çevrimiçi tiyatro ve sanal müze projelerini desteklenmeli, bu tür yenilikçi yaklaşımlar ulusal bir ağ içinde koordine edilmelidir.
Kültür ve sanat, ekonomik kalkınmanın da önemli bir bileşenidir. Belediyelerimizin kültür turizmini geliştirme çabaları desteklenmeli, teşvik edilmeli, ulusal düzeyde sanat ekonomisinin büyümesi için politikalar hazırlanmalıdır.
Sonuç olarak, Atatürk’ün, “Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız,” sözü, sanatın eşsiz ve özel yerini vurgular. Sosyal demokrat belediyeler, yerelden başlayarak kültür ve sanatın toplumun her alanında var olduğunu gösterme çabalarını sürdürmektedir. Ancak bu çabanın uzun vadeli ve sürdürülebilir olması için merkezî yönetimin de sanatı ulusal bir politika olarak ele alması şarttır. Kültür ve sanat, bir milletin geleceğe bırakacağı en değerli miraslardan biridir. Bu miras, belediyelerimiz ile yakın gelecekte idaresinde bulunacağımız merkezî yönetimin ortak emeğiyle şekillenecektir.